Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü İle Tahsili Hakkında Kanun 27/2/2008 tarihli ve 26800 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu kanunun birinci maddesiyle çerçevesi belirlenmiş ve henüz yargılama süreci başlamamış veya yargılama safhasında bulunan vergi ve cezalara ilişkin olarak mükelleflere yeni bir uzlaşma hakkı tanınmaktadır. Kanunun amacı ihtilaflı vergi tarhiyatlarını azaltmak suretiyle yargılama sürecini rahatlatmak ve vergi tahsil‰tını mükellefler açısından kolaylaştırmak ve hızlandırmaktır.
Bu kanundan yararlanması umulan ve işlemleri yargılama safhasında olan mükelleflerin tamamına yakını daha önce uzlaşma komisyonlarının karşısına geçmiş ve uzlaşma sağlayamamış haldedirler. Anılan kanunla yeniden bu mükellefler uzlaşma komisyonlarının karşısına davet edilmektedir. Kanun uzlaşmanın şekli konusunda yeni bir hüküm getirmemektedir. Konu tamamı ile vergi idaresinin inisiyatifindedir. Mükelleflerin daha uzlaşmaya varamadıkları konularda yeniden masaya çağrıldığı böyle bir durumda idarenin yeni bir yaklaşım geliştirmesi beklenmelidir. Kanunun başarısı da büyük ölçüde bu yaklaşıma bağlı olacaktır.
Mükellefleri cezalı tarhiyatlara karşı uzlaşma yerine dava açmaya iten temel sebeplerin incelenmesi ve anlaşılması kanunun uygulamadaki başarısı için ilk adım olmalıdır. İdare ihtilaf nedenlerine odaklı bir yaklaşımla çözüm yolunu açacaktır. Bu yaklaşım kanunla sağlanan ödeme kolaylığı ile birleştiğinde her iki tarafın beklentileri gerçekleşecek ve uzlaşma ihtimali artacaktır.
Önerdiğimiz bu yaklaşım çerçevesinde, vergi mahkemelerine intikal eden olaylara baktığımızda, ihtilaf nedenlerinin belirli başlıklar altında toplamamız mümkündür. Bu başlıklar; idarenin aynı konu hakkında farklı uygulamalara gitmesi, yorum farklılıkları, aynı konuda idare ve vergi mahkemelerinin farklı esasları benimsemeleri, mahkemelerin sürekli olarak idari anlayışın tersine hükümler tesis etmeleri, tarhiyata ilişkin dayanak ve tespitlerin sağlıklı olmaması ve usule ilişkin hükümlere ilişkin iddialar ile diğer sebeplerdir. Bu başlıklar elbette geliştirilebilir.
Elimizde herhangi bir bilimsel veri olmamakla birlikte, uygulamadaki tecrübelerimiz ve gözlemlerimizden hareketle, ihtilaf nedenlerinin önemli bir kısmının idari anlayış ile mahkeme kararlarının birbirine zıt olduğu durumlardan kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bunun en güzel örneklerinden biri yatırım indirimine ilişkin yeminli mali müşavirlik tasdik raporlarının zamanında verilmemesi üzerine yapılan tarhiyatlar üzerine açılan davalardır. Yargı mercilerinin verdiği onlarca kararda bu raporların beyanname ekini oluşturduğu ve vergi dairesince tasdik raporu istenmeden cezalı tarhiyat yapılamayacağı esasının benimsenmesine karşın, idare aksi şekilde uygulamaya devam etmektedir. Bu ve benzeri konularda sağlanacak çözüme odaklı yaklaşımlar mükellefleri olduğu kadar, idareyi ve yargı mercilerini de rahatlatacaktır.
Vergi yargısına intikal etmiş ve etmek üzere olan ihtilafların çözümünde son derece önemli bir adım olan Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü İle Tahsili Hakkında Kanun'un istenilen sonucu vermesi mükelleflerin olduğu kadar idarenin uygulamada geliştireceği yaklaşıma da bağlıdır. İdarenin geliştirmesini önerdiğimiz ihtilaf nedenlerine odaklı bir yaklaşımdır. İnanıyoruz ki bu yoldaki çabalar pek çok noktada yeni düzenlemelere ve sadeleştirmelere de öncülük edecektir.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 15.03.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.