Son dönemlerin gözde tartışma konularından biri kripto paralar. Tartışmaların odak noktasında ise genelde bunların nasıl vergilendirilecekleri var. Çoğu ülkede olduğu gibi Türkiye’de de konuya “ortada bir kazanç var ve bundan vergi almak şart” bakış açısıyla yaklaşılıyor. Kripto paralarla ilgili olarak yalnızca vergi amaçlı bir değerlendirme yapmak blockchain teknolojisini gözden kaçırmaya neden olacaktır.
Vergi kanunları genellikle teknolojiyi takip etme konusunda yavaş kalır. Yürürlükte olan kanunlar bakımından kripto paralar için yapılabilecek üç farklı tanım söz konusu: para, menkul kıymet ve emtia. Bu üç alternatif durumda vergilemenin nasıl olacağı konusunda herhangi bir tereddüt söz konusu değil.
Peki, kripto paralar için para, menkul kıymet veya emtia tanımlarından birini kullanmak zorunda mıyız? Yeni bir tanım yapmak, farklı bir vergisel yaklaşım getirmek de mümkün olabilir. Örneğin, vergi kanunlarımıza “dijital kıymet” gibi bir kavram eklenebilir. Dijital kıymet, ödeme aracı olarak kullanılabilen fiziksel varlığı olmayan özel bir yazılım türü şeklinde tanımlanabilir. Dijital kıymet ile yapılan ödemeler trampa değil, normal birer ödeme olarak kabul edilebilir. Madencilerin faaliyeti, sermaye yoğun bir organizasyon gerektirdiğinden ticari kazanç olarak değerlendirilebilir. Kullanıcılar açısından ise, gerçek kişilerce elde edilen değer artış kazançları düşük bir oranda vergiye tabi tutulabilir. Bununla birlikte, teknolojinin bizi tedavülde olan kağıt ve madeni paraların yerini tamamen kripto paralara bırakacağı bir noktaya getirmesi olasılığı da dikkati alındığında bu düzenlemeleri bir geçiş dönemi olarak değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Tüm ticaretin tamamen kripto paralarla yapıldığı bir dünyada ise kripto paralardan gerçek kişilerce elde edilen kazançların vergilendirilmemesi gerekir. Ticari işletme niteliğindeki kullanıcıların ve komisyon geliri elde edenlerin kazançları ise ticari kazanç olarak vergiye tabi olmalıdır.
Pek çok ülke kripto para alım satımının KDV’ye tabi olmayacağı yönünde karar aldı. Çıkış noktası ödeme aracı ve varlık transferi işlevi görmek olan kripto paraların KDV’ye tabi tutulması bu özelliği ile çelişir ve doğru bir yaklaşım olmaz.
Konunun çok daha önemli olan ikinci boyutu ise blockchain teknolojisi. Bu teknoloji vergi sistemi adına neler getirir? Günümüzde kâğıt ortamında yapılan sözleşmelerin birer yazılım olarak düzenlendiğini düşünelim. Bu tür sözleşmelere akıllı sözleşmeler diyoruz. Akıllı sözleşmede işlemin detayları, tarafları, fiyatlar, ödeme şartları, diğer şartlar, tabi olacağı vergiler vb. tüm detaylar mevcut olacaktır. Bu sözleşmelerin yine birer yazılım olan muhasebe sistemine ve mevzuatlar bütününe erişimi olacaktır. Akıllı sözleşmeler, işlemler gerçekleştikçe muhasebe kayıtlarını oluşturabilecek, taraflar arasında ödeme ve mal/hizmet tedariki durumlarını izleyebilecek ve işlemden kaynaklanan vergi ve benzeri yükümlülükleri yerine getirebilecektir. Bu anlamda vergi mükelleflerinin tutmakla yükümlü oldukları defter-i kebir ve işletme defteri gibi belgeler de blockchain sisteminde akıllı sözleşmelerden oluşan bir başka yazılım halini almış olacaktır. Vergi idaresi ise akıllı sözleşmelerin dolaylı bir tarafı olarak ticari işlemlerden doğan vergileri yine yazılım olarak oluşturulabilecek beyannameler yolu ile zamanında tahsil edebilecektir. Blockchain sisteminde ödemelerin kripto para ile yapılması şart olduğundan kripto para ve blockchain teknolojisini birbirinden bağımsız düşünmek ise mümkün değildir.
Tamamen yazılım şeklini alan kayıt düzenine ne kadar erişim sağlanabilir, kayıtlar ne şekilde izlenebilir, gizlilik ne şekilde sağlanabilir, akıllı sözleşmelerin hatalı düzenlenme olasılığı nedir, vergi incelemesine gerek kalır mı ve en önemlisi sistem ne kadar güvenilirdir sorularını teknik ve hukuki açıdan ayrıca irdelemek gerekiyor.
Ancak, blockchain teknolojisinin özelliklerini dikkate aldığımızda vergi sistemi açısından kayıt dışı ekonominin ortadan kalkmasını sağlayabilecek ve vergi denetimine ihtiyacı önemli ölçüde azaltabilecek bir potansiyele sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Kripto paraların kâğıt ve madeni paraların yerini alacağı gün çok uzak olmayabilir. Bu nedenle, vergileme açısından mevcut duruma göre karar vermek yerine, teknolojinin yönünü öngörerek bir aksiyon almak ve blockchain teknolojisini vergi sistemi dahil her alanda kullanmak asıl hedef olmalıdır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 21.02.2018)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.