Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirildiğinden beri bir deli saçmasıdır sürüp gidiyor.
“(1) Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî ve teknik eğitime, meslekî ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten itibaren sigortalı hak ve yükümlülükleri başlar.”
İşte fırtına kopartan metin bu. Neymiş efendim stajyerlerin sigorta başlangıcı bu değişiklikle emeklilik başlangıcı sayılacakmış.
Kurum bir duyuru ile geç de olsa bunu yalanladı ama yaptığı kısa açıklama yeterli olmadığından asparagas rüzgârı sürüp gitti.
Bu durumda açıklamasını yapmak bize düştü.
Efendim aslında bu yönetmelik değişikliğini bırakın 5510 sayılı Kanunun 2006’da ilk defa çıkmış halinde bile 7 nci maddesi a) fıkrasında;
“Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî eğitime veya zorunlu staja başladıkları tarihten,
itibaren başlayacağı yazıyor.
Aynı maddenin şimdiki halinde de;
“Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî ve teknik eğitime, meslekî ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten itibaren başlayacağı,“
açıkça yazıyor.
Peki bu yaygara 2006 yılından beri niçin kopmadı?
Kopmamasının sebebi "beyhude yaygaracılar" için çok uzun bir kanun olması herhalde ki o zaman bu yaygara kopmadı.
Hâlbuki üstelik kanun bu, daha bağlayıcı, peki neden biz böyle anlamıyoruz? Anlamıyoruz, çünkü o tek paragraftan ibaret olmadığını, sigortalılık ve prim kavramlarını tanımlayan yasa ve alt düzenlemelerine vakıfız.
Örneğin 5/b nolu maddeyi biz de okuyoruz ama 7 nci maddeyi de okuyoruz. Peki, ne yazıyor 7 nci maddede?
“5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslekî ve teknik ortaöğretim ile yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler, mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimi gören öğrenciler, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde görevli bursiyerler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82 nci maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır. Bu bentte sayılanlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.”
yazıyor.
Yani bilfiil çalışan 4/a (SSK) sigortalısı da stajyer de 4/a sigortalısı ama normal SSK sigortalısı kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından prim öderken, stajyer sadece kısa vadeli sigorta kolları olan iş kazası ve meslek hastalığı kollarından prim ödüyor.
Zaten de o yüzden emeklilik hesaplamalarında dikkate alınmıyor. 506, 1479, 5434 ve nihayet 5510 sayılı Kanun gibi sosyal güvenlik yasalarının emeklilik ve ölüm aylıkları ile ilgili maddelerinde sadece prim değil özellikle “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi” vurgulanıyor, o prim türü vurgulanarak salt o esas alınıyor.
Peki, neden yaygara şimdi koptu?
Onu da belirteyim, uzun kanunu kim okuyacak ama vizörde kısa bir metin gözüktü. O kısa metin de kısa olduğu için okunması kolay ve evveliyatı bilmeyen için yanlış anlaşılmaya müsait ise yaygara neden kopmasın?
Bilmiyor ki normal SSK’lı ya da stajyere de 4/a sigortalısı deniyor ama ödedikleri prim türü farklı biri sadece kısa vadeliyi öderken diğeri tamamını yani emeklilik koşulları ile ilgili maddelerde defaatle vurgulanan “Malullük yaşlılık ve ölüm sigortalarından” da prim ödüyor.
İşin asıl tarafı bu da, aslında mantık ön plana alınsa politikacılar böyle bir hak vermiş olsalar reklamını yapmayı kaçırırlar mı diye düşünür insan.
Böyle yıllardır beklenen bir hakkı verdiler de kendilerinin mi haberi yok diye insan düşünmez mi?
Hadi politikacıyı geçtim son yıllarda her gün yalandan müjde veren günümüz gazeteleri de mi bu olayı kaçırır?
(Kaynak: Alitezel | 22.01.2018)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.