Türk-İş Araştırma Müdür Yardımcısı Enis Bağdadioğlu, işveren kaynakları temel alınarak yapılan hesaplamanın, kıdem tazminatının işletmeler üzerinde abartıldığı ölçüde bir yük oluşturmadığını ortaya koyduğunu savunarak, ''İşverenlerin verilerine göre, 2006 yılı itibariyle iş gücü maliyetinin sadece yüzde 4,9'unu kıdem tazminatı ödemesi oluşturmaktadır. Kıdem tazminatının satış hasılatı içindeki payı ise binde 3 civarındadır'' dedi.
Bağdadioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işveren kesiminin, ''kıdem tazminatının işletmeler üzerinde önemli bir yük oluşturduğu'' yönündeki açıklamalarını değerlendirdi.
Türkiye'de son dönemde sağlanan ekonomik büyümeye rağmen istihdam yaratma konusunda yetersiz kalındığını ifade eden Bağdadioğlu, bu durumun tartışılmasıyla birlikte, yeni iş yaratılmasını sağlamak adına ''yeni adımlar'' atılması gereğinin seslendirilmeye başlandığını dile getirdi. Bağdadioğlu, bu kapsamda, kayıtlı sektörde istihdamı teşvik etmeye yönelik olarak ''kapsamlı bir iş gücü piyasası reformuna acil ihtiyaç'' olduğu gereğinden hareketle ''istihdam vergilerinin azaltılmasının'' öncelikli talep olarak hükümet gündemine taşındığı anlattı.
Sermaye kesiminin, ''Türkiye'de çalışma mevzuatının getirdiği yüklerin taşınmaz boyutta olduğunu'' savunduğuna işaret eden Bağdadioğlu, şöyle konuştu:
''Sermaye kesimine göre, ülkemizde işletmelerin yatırım, üretim ve istihdam imkanlarını olumsuz yönde etkileyen pek çok sosyal içerikli mevzuat ve uygulama bulunmaktadır. Bu bağlamda, kıdem tazminatı ciddi bir istihdam maliyeti oluşturmaktadır ve kayıtlı sektörde istihdam yaratmayı engelleyen unsurlardan biri olmaktadır. İşsizliğin azaltılması için sosyal amaçlı fonların yanı sıra işletmelerin sosyal güvenlik primi, kıdem ve ihbar tazminatı gibi istihdama bağlı yükümlülüklerinin hafifletilmesi gerekmektedir.''
-''DÜŞÜK ÜCRET POLİTİKASI''-
Geçmiş ekonomik kriz döneminde sermaye kesiminin, sanayide daha yüksek büyümeyi ''daha az işçiyi daha fazla çalıştırıp, daha az ücret ödeyerek gerçekleştirdiğini'' söyleyen Bağdadioğlu, ''Ekonomik büyümeden işçilerin refahına katkı sağlamak yerine satın alma güçleri düşürülmüştür. Mevcut yapının korunması ve rekabetin sürdürülebilmesi için yeni düzenleme olarak 'ücret dışı maliyetlerin' geriletilmesi amaçlanmaktadır'' dedi.
Bağdadioğlu, Türkiye'de ''düşük ücret'' politikası izlendiğini savunarak, bu ücret politikasıyla, ekonomiyi uluslararası rekabete açmanın, yabancı sermayenin ülkeye gelmesini sağlamanın, üretim maliyetlerini azaltarak kar oranlarını yükseltmenin, böylece sermaye birikimi sağlayarak yatırımları hızlandırmanın amaçlandığını belirtti.
-''KIDEM TAZMİNATININ PAYI SORGULANMALI''-
Bağdadioğlu, Türkiye'nin en büyük 500 büyük sanayi kuruluşunun ödediği maaş ve ücretlerin toplam satış hasılatı içindeki payında belirgin bir düşüş eğilimi gözlendiğine dikkat çekti. Özel sektörde bulunan işletmelerde 1999 yılında yüzde 9,9 olan bu payın 2006 yılında yüzde 6'ya gerilediğini vurgulayan Bağdadioğlu, ''Türkiye'de istihdam vergilerinin yüksekliği tartışma konusu yapılırken, en büyük sanayi kuruluşlarında bile, toplam satış hasılatı içinde iş gücü maliyeti payının yüzde 6,0 olduğu göz önünde tutulmalıdır'' dedi.
Toplam satış hasılatı içinde iş gücü maliyetinin payı böylesine düşükken kıdem tazminatının iş gücü maliyeti içindeki payının sorgulanması gerektiğini söyleyen Bağdadioğlu, ''İşveren kaynakları temel alınarak yapılacak hesaplama, kıdem tazminatının işletmeler üzerinde abartıldığı ölçüde bir yük oluşturmadığını ortaya koymaktadır'' diye konuştu.
''ÇOCUĞUMUN DAMATLIĞI, KIZIMIN GELİNLİĞİ''-
İş Kanunu'na göre, uygulanmakta olan kıdem tazminatı için öngörülen miktarın, iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işçinin son aldığı 30 günlük giydirilmiş ücreti tutarında olduğunu anımsatan Bağdadioğlu, şunları kaydetti:
''İşveren verilerine göre, 2006 yılı itibariyle ortalama kıdem yılı 8,7 yıldır ve işçi başına aylık ortalama brüt giydirilmiş ücret 1645 YTL'dir. İşverenler 2006 yılında ortalama iş gücü maliyetini 13,10 YTL olarak hesaplamıştır. Bu tutarın yüzde 37,5'ini çıplak ücret, yüzde 34,1'ini sosyal ödemeler oluşturmaktadır. Diğer bir ifadeyle, 13,10 YTL/saat olan iş gücü maliyetinin 4,47 YTL/saati sosyal ödemeler içindir ve bu sosyal ödemeler içinde yer alan kıdem tazminatı ödemelerinin payı yüzde ise 14,4'tür.
2006 yılında saat başına 13,10 YTL olan iş gücü maliyetinin sadece 64 YKr'si kıdem tazminatı ödemesi için yapılmıştır. Diğer bir ifadeyle, 2006 yılı itibariyle iş gücü maliyetinin sadece yüzde 4,9'unu kıdem tazminatı ödemesi oluşturmaktadır. 2006 yılında toplam satış hasılatı içinde iş gücü maliyetinin özel sektörde yüzde 6 olduğu dikkate alınırsa, kıdem tazminatının satış hasılatı içindeki payı binde 3 civarında olmaktadır.''
''Türkiye'de yatırım yapılmasını ve istihdam sağlanmasını engelleyen unsurlardan biri olduğu ve işletmeler üzerinde çok ağır yük yarattığı'' ileri sürülen kıdem tazminatıyla ilgili durumun bu şekilde ortaya çıktığını ifade eden Enis Bağdadioğlu, ''İşçiler tarafından 'çocuğumun damatlığı, kızımın gelinliği' olarak nitelendirilen ve gelecek güvencesi olarak kabul edilen kıdem tazminatında hak kayıplarına yol açacak düzenlemeler kabul edilmez niteliktedir'' diye konuştu.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 06.03.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.