Çekin keşidecisinden veya hamilinden çalınması veya kaybolması halinde çek sahibi ödeme yasağı koydurabilir. Bankalar bu yasağa uymak zorunda. Aksi halde banka hesap sahibine karşı sorumlu olur.
SORULAR SORUNLAR VE YANITLARI
ÇEKİN ELDEN ÇIKMASI
SORU: Çekin keşidecisinin veya hamilinin iradesi dışında elinden çıkmış olmasından anlaşılması gereken nedir? Örneğin hak sahibine verilmek üzere imzalanmış çekin kaybolması bu anlama gelir mi?
YANIT: Türk Ticaret Kanunu'nun 711. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre "Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir."
Çekin, rıza olmaksızın elden çıkması halleri içerisinde çekin kaybolması, yazılmış bir çekin çalınması gibi haller akla gelebilir.
Örneğin çek sahibi boş ve imzalı çeki kullanmak üzere çantasına koymuş, bu çek çanta ile birlikte çalınmış ise, bu takdirde söz konusu çekin keşidecinin iradesi dışında elinden çıktığına somut bir örnek oluşturmaktadır.
Bu konuda oluşan yargı kararına göre de "Çekleri kaybeden keşideci, bu çekler için ödeme yasağı koyabilir. Banka, bu yasağa uymak zorundadır. Aksi halde banka hesap sahibine karşı sorumlu olur." (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E.7571, K.1125)
Her şeyden önce "Keşideci, rızası dışında elinden çıkan çek için ödeme yasağı koymuş ise, muhatap bankanın bu yasağa uyması gerekir." (V. Seviğ)
ÇEKİN ÖDEMEKTEN MEN EDİLMESİ
SORU: İmzalamış bulunduğum çekleri APS olarak hamiline daha açıkçası lehdara göndermek üzere postaya verdim. Ancak zarf posta teşkilatında kayboldu. Bu hususu göz önünde bulundurarak iptal davası açabilir miyim? Bu davayı açmak benim açımdan çekin ileride başkalarının eline geçerek işleme konulmasından duyduğum korkudan geliyor. Çekler henüz hamilin eline ulaşmadığına göre böyle bir girişimde bulunabilir miyim?
YANIT: Türk Ticaret Yasası'nın 711/3. maddesi uyarınca "Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten men edebilir."
Çeki APS olarak göndermiş olduğunuza göre, söz konusu gönderimin muhatabına ulaşmadığına dair posta idaresinden yazılı bilgi almanız ve bunun nedenini sorgulamanız mümkündür.
Bu konuda çekin keşidecisinin rızası hilafına elinden çıkmış olması nedeniyle, konunun bankaya bildirilmesi yeterlidir. Bu bağlamda da açılacak iptal davası hasımsız olup, dava sonucunda verilecek iptal kararı çeki takibe koyan hamil aleyhine açılacak menfi tespit davasında davacının bu çekten dolayı borçlu olmadığını ayrıca ispat etmesi gerekir.
Mevcut yasal düzenleme çerçevesinde çekleri kaybeden keşideci, bu çekler için ödeme yasağı koyabilir. Banka da bu yasağa uymak zorundadır. Elinden iradesi dışında çıkan çek keşidecisi, çekin iptali yönünde dava açabilir. Bu bağlamda da iptal nedeni olarak çekin hamiline gönderilişi sırasında posta idaresinden kaybolduğuna dair yazılı bir belge almak suretiyle iddia belgelendirilir. Bu aşamada da çekin ödenmesi menedilebilir.
Çekin ödenmesinin men olunması, yani ödeme yasağı konulması istemi ihtiyati tedbir kararı da alınarak sağlanabilir. Mahkemece, keşidecinin bu isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise, bu karar muhataba ulaştırılarak çeklerin ödenmesi önlenebilir. Ayrıca yerel Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Savcısı da soruşturma nedeniyle çekin ödenmesini men edebilir.
Gerçekte keşideci tarafından Türk Ticaret Yasası'nın 711 son maddesi uyarınca verilen ödemeden men talimatı tedbir (önlem) niteliğindedir. Dolayısıyla çek kaybolmuş ise, keşideci muhatap bankaca çekin ödenmesinin meni ile ayrıca bu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davasını açabilir. Bu bağlamda, çekin istirdadı değil, ancak menfi tespit davası açılabilir.
Sizin öncelikle muhatap bankayı konuya ilişkin uyarmanız ve ödemeden men talimatı vermeniz gerekmektedir.(V. Seviğ)
ÜÇ KAT CEZADA UZLAŞMA
SORU: Geçen sene bir mükellefimiz 2001 ve 2002 yıllarında sahte fatura kullandığı iddiasıyla 3 kat vergi ziyaıı cezasına çarptırıldı. Ödemenin banka kanalıyla ödendiği ispatlanabilseydi bu cezanın kesilmeyebileceği denetmen tarafından söylendi, fakat mükellef bunu ispatlayamadı ve sonunda ceza kesildi. Fakat ceza ve gecikme zammı çok tuttuğundan dolayı mükellef bu cezayı ödeyemiyor iflas etmesi pek muhtemel bundan dolayı. Bu yeni çıkacak uzlaşmadan yararlanması mümkün olurmu acaba? (Ö. Bay)
YANIT: 5736 sayılı "Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü İle Tahsili Hakkında Kanun" un 1. maddesinin 2 numaralı fıkrası ile, "213 sayılı Kanunun 344'üncü ve geçici 27'nci maddeleri uyarınca vergi ziyaı cezası üç kat (iştirak halinde bir kat) olarak uygulanan tarhiyata ilişkin vergi ve cezalar ile bunlara bağlı usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları ve il özel idareleri ile belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında" bu Kanunun sağladıkları olanaklardan yararlanma yolu kapatılmıştır. Tasarının Genel Kurulda önergelerle uğradığı değişiklikler sonucu oluşan ve yukarıda aktardığım fıkraya göre mükellefiniz için bu Kanun açısından yapılacak bir şey yoktur. (B. Doğrusöz)
LİMİTED ŞİRKETTE SORUMLULUK
SORU: 2004 yılında Ankara'da faaliyette bulunan bir limited şirketin yüzde 20 payına ortak oldum. 2006 yılı Nisan ayında da bahse konu firmadaki paylarımın tamamını, diğer ortakların yazılı izni ile noter kanalı vasıtası ile devrettim, devir anlaşması Mayıs 2006 da ticaret sicil gazetesinde ilan edildi. Bu durumda;
1- Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ile birlikte bahse konu şirketteki sorumluluklarımdan kurtulmuş olur muyum?
2- Bahse konu şirketin olası iflası veya kapanması sonucu ortak olduğum dönemden kaynaklanabilecek sorumluluğum var mıdır? Bu konularda bilgi edinmek istiyorum.
YANIT: Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa'nın mükerrer 35. maddesi uyarınca "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilir."
Bu bağlamda tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Mevcut yasal düzenleme gereği olarak "Hissesini devreden limited şirket ortağını, hissesini devrettiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarından sorumlu tutulamaz."
Sizin şirket ortağı olduğunuz dönemlere ilişkin olarak doğan ve dolayısıyla da o dönemlerde doğan ve ödenmemiş olup, şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilmemiş bulunan vergi borçlarından dolayı sorumlu olmanız söz konusu olabilir. Buna karşılık şirket ortaklığından ayrılmış olmanız ve bu durumunda Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edilmiş olması, sizin şirkete ortak olarak bulunduğunuz dönemden sonra oluşması söz konusu olan kamu borçlarından dolayı sorumluluğunuzun olmadığını belirlemektedir.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa'nın 35. maddesi uyarınca "Limited Şirket ortakları, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar" ve takibe tabi tutulurlar.
Dolayısıyla sizin söz konusu şirketin iflasından veyahut da kapanmasından dolayı herhangi bir sorumluluğunuz yoktur. Ancak sizin ortak olduğunuz dönemlerle ilgili olarak ortaya çıkacak bir kamu borcu varsa bu takdirde şu anda ortak olanlarca yapılacak ödemelerden sonra ödenen miktarların size rücu edilmesi söz konusu olabilir.
KREDİ KARTININ KAYBI
SORU: Kredi kartımı kaybettim. Ancak benim şifremi bilen birisi kartımdan yararlanmış. Bunu sonradan öğrendim. Bu konuya itiraz edemez miyim?
YANIT: Kredi kartınızı kaybettiğiniz zaman ilgili bankaya başvurarak kartınızı; yapılması muhtemel işleme karşı kapatabilirdiniz. Ayrıca şifreli kartınızı şifre kullanarak bir başka kişi yararlanmış bulunuyorsa, bu takdirde sizin kullanmakta olduğunuz ve şahsınıza ait bulunan şifrenizi başka kişilerce paylaştığınız anlamına gelmektedir ki bu durum bir anlamda sizin söz konusu kartı başkaları ile paylaştığınızı yani müşterek olarak kullandığınızı göstermektedir. Bundan dolayı kredi kartını size veren bankanın herhangi bir sorumluluğu yoktur.(V. Seviğ)
MART AYI MALİ TAKVİMİ
Tarih Konu
1 Mart 2008
2008 Yılı Emlâk Vergisi 1. taksit ödemelerinin başlangıcı
7 Mart 2008
Şubat 2008 dönemi çeklere ait değerli kâğıtlara vergisi bildirimi ve ödemesi
10 Mart 2008
16-29 Şubat 2008 dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
11 Mart 2008
16-29 Şubat 2008 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi
17 Mart 2008
* Şubat 2008 dönemi BSMV beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemi Özel İletişim Vergisi beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemi motorlu taşıt araçlarına ilişkin (Tescile tabi olmayanlar) Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemi kolalı gazozlar, alkollü içecekler ve tütün mamullerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemi dayanıklı tüketim malları ve diğer mallara ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemi KKDF kesintilerinin bildirim ve ödemesi
20 Mart 2008
* Şubat 2008 dönemine ait petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin ek:4 No'lu ÖTV bildirim formu
* Şubat 2008 dönemine ait kolalı gazozlara ilişkin ek:7 No'lu ÖTV bildirim formu
* Şubat 2008 dönemine ait alkollü içeceklere ilişkin ek:8 No'lu ÖTV bildirim formu
* Şubat 2008 dönemine ait tütün mamullerine ilişkin ek:9 No'lu ÖTV bildirim formu
* Şubat 2008 dönemine ait dayanıklı tüketim ve diğer mallarına ilişkin ek:10 No'lu ÖTV bildirim formu
* Şubat 2008 dönemine ait yarışma ve çekiliş ile futbol müsabakalarına ve at yarışlarına ait İntikal Vergisi beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemi ilan ve reklam vergisi beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemine ait şans oyunları vergisinin beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemi müşterek bahislere ait eğlence vergi beyan ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemine ait elektrik ve havagazı tüketimi vergisi beyanı ve ödemesi
* Şubat 2008 dönemine ait yangın sigortası vergisi beyanı ve ödemesi
24 Mart 2008
* Şubat 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen Damga Vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken Damga Vergisi'nin beyanı
* Şubat 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının muhtasar beyanname ile beyanı
* Şubat 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ve Damga Vergisi'nin muhtasar beyanname ile beyanı
* Şubat 2008 dönemi Katma Değer Vergisi'nin beyanı
25 Mart 2008
* 2007 Yılı Gelir Vergisi beyannamesinin verilmesi
* 1-15 Mart 2008 dönemine ait noterlerce yapılan makbuz karşılığı ödemelere ait bildirimlerin verilmesi ve ödenmesi
* 1-15 Mart dönemi petrol ve doğalgaz ürünlerine ilişkin Özel Tüketim Vergisi'nin beyanı ve ödemesi
26 Mart 2008
* Şubat 2008 dönemi Katma Değer Vergisi'nin ödemesi
* Şubat 2008 dönemine ait Gelir Vergisi stopajının ve Damga Vergisi'nin ödemesi
* Şubat 2008 dönemine ait Kurumlar Vergisi stopajının ödemesi
* Şubat 2008 dönemine ait istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edilen Damga Vergisi ile sürekli mükellefiyeti bulunanlar için makbuz karşılığı ödenmesi gereken Damga Vergisi'nin ödemesi
31 Mart 2008
* 2007 yılı Gelir Vergisi'nin 1. taksit ödemesi
* Şubat 2008 dönemine ait haberleşme vergisinin beyanı ve ödemesi
* Mart 2008 dönemi SSK sigorta primlerinin ödemesi
* Bağ-Kur sigortalılarının mart 2008 sigorta primi ve sağlık sigorta primlerinin ödemesi
* TTK hükümlerine göre 2007 yılı envanter defteri noter kapanış tasdiki
* İhtilaflı vergi borcu olanların 5736 sayılı kanundan uzlaşma yoluyla yararlanabilmeleri için müracaat
YENİ YAYINLAR
Bugün, benim de yazılarımda zaman zaman yararlandığım bir yargılama usulü hukuku kitabını tanıtmak istiyorum Sözünü ettiğim kitap, Prof. Dr. Şükrü Kızılot ile Av. Zuhal Kızılot tarafından kaleme alınmış bulunan "Vergi İhtilafları ve Çözüm Yoları" adlı kitabın 13. basısı. Adından da anlaşılacağı gibi esas olarak vergi yargısını konu alan, ancak içerisinde ayrıca ihtilafların barışcıl çözüm yolları olarak da nitelendirilen "uzlaşma", "düzeltme" gibi konularında irdelendiği bu kitapta, bir vergi davasının açılışından hükmün kesinleşmesine kadarki yargılama aşamalarının tümü hakkında bilgi bulmak mümkün. Kitapta özellikle usul hukuku konuları, yargının emsal içtihatlarının da ışığında uygulama örnekleri ile birlikte incelenmiş. Yargılama sürecinin başvuru, cevaba cevap, itiraz, temyiz, karar düzeltme istemi gibi çeşitli aşamaları için hazırlanmış örnek dilekçelerle zenginleştirilmiş ve ayrıntılı indeksi ile kullanım kolaylığı sağlanmış olan kitap, hem hukukçular hem de mali danışmanlıkla uğraşanlar için bir başucu kitabı niteliğinde. Zaten kitabın başarısı kısa sürede 13. basıya ulaşmış olmasından da belli. Çünkü hukuk kitaplarında, ders kitabı dışında bu kadar bası yapan kitaba pek rastlanmaz. Bu Kitabı edinmek isteyenler, yayımcı kuruluş olan Yaklaşım Yayınlarına (0312.4394343) müracaat edebilirler (B. Doğrusöz) .
SÖZÜN ÖZÜ
Güzel konuşmak için tek bir yol vardır. "Dinlemeyi öğrenmek."
C. Morley
(Kaynak: Referans Gazetesi | 05.03.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.