Çarşamba günkü yazımızda, Türkiye’deki bir şirkette sabit bir görev tanımıyla, uzun süreli ve bu şirketin personeli olarak çalışan yabancılara ödenen ücretin nasıl vergilendirilmesi gerektiğini yazmıştık. Bu yazımızda ise Türkiye’deki şirket ile bir hizmet sözleşmesi yapan yurt dışındaki bir şirketin elemanlarının belli ve süreli bir proje için Türkiye’de bulunmaları durumunda bu kişilerin ücret gelirlerinin nasıl vergilendirilmesi gerektiği üzerinde duracağım ve sabit bir görevle gelenlerle aralarındaki farka dikkat çekmeye çalışacağım.
Ülkemizde geçici projeler için çok sayıda yabancı uzmanın gelip gitmesi de oldukça yaygın bir uygulamadır. Bu durumlarda çoğu zaman hizmeti sağlayacak yabancı şirket ile hizmeti alan Türkiye’de yerleşik firma arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşme bedeli hizmeti fiilen gerçekleştirecek uzmanın alacağı ücretten bağımsızdır ve çoğu zaman, doğal olarak, uzmanın alacağı ücretten çok daha yüksektir. Yabancı uzman ile Türkiye’deki şirket arasından bir işçi-işveren ilişkisi yoktur. Uzman Türkiye’deki şirketin emri altında değil yurt dışındaki işverenin emir ve talimatları altında çalışır. Bu çalışma türüne en tipik örnek, yurt dışından ithal edilen makine ve teçhizatın montajını yapmak için gelen yabancı uzmanlar gösterilebilir.
Bu kişiler genellikle 6 aydan kısa süren ya da 6 aydan fazla sürse de geçici projeler için Türkiye’de olduklarından Gelir Vergisi Kanunu’na göre dar mükellef statüsündedirler. Dolayısıyla ancak Türkiye kaynaklı gelirleri üzerinden Türkiye’de vergi ödemekle yükümlüdürler. Bu nedenle bu kişilerin yurt dışında almış oldukları ücretlerin Türkiye’deki çalışmalarına isabet eden kısmının prensip olarak Türkiye’de vergilendirilmesi gerekir.
Bu kişilerle Türkiye’de hizmet alan şirket arasında bir işçi- işveren ilişkisi olmadığından ve kendilerine Türkiye’den bir ücret ödemesi de yapılmadığından bu kişilere yurt dışındaki işverenleri tarafından ödenen ücret ödemeleri nedeniyle Türkiye’deki şirketin Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine göre bir stopaj yükümlülüğü yoktur. Türkiye’deki çalışmalarına isabet eden ücretin vergilemesi, yabancı personelin kendi sorumluluğundadır ve yıllık gelir vergisi beyannamesiyle yerine getirilmelidir.
Ancak, bu durumlarda çifte vergilemeyi önleme anlaşmalarını (ÇVÖA) unutmamak gerekir. Bu anlaşmalarda yabancı uzmanların Türkiye’deki kalış sürelerinin 6 ayı geçmemesi ve diğer şartlarında yerine gelmesi durumunda ücret geliri sadece kendi ülkesinde vergilendirilmektedir.
Geçici olarak Türkiye’ye gelen yabancı personel tarafından Türkiye’de verilen hizmette, yukarıda anlattığım gibi, bu kişilerle Türkiye’deki şirket arasında olan bir işçi-işveren ilişkisi değil, yurt dışındaki şirket ile Türkiye’deki şirket arasında olan bir hizmet ilişkisi söz konusudur. Bu nedenle bu personel aracılığıyla sağlanan hizmetin Türkiye’ye faturalanmasında Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) vergi tevkifatına ilişkin hükümleri gereğince, Türkiye’deki şirketin, yurt dışına yapacağı ödemeler üzerinden serbest meslek tevkifatı yapması gerekir. Tabi varsa, çifte vergilemeyi önleme anlaşmalarının hükümlerini de dikkate almak gerekir.
Uygulamada tam bu nokta, geçen yazımızda anlattığımız ve Türkiye’ye uzun dönemli ve sabit bir görevle gelen kişilerin vergilemesiyle karıştırılmaktadır. Yabancı şirketle Türkiye’deki şirket arasında hizmet ilişkisi varsa KVK'ya göre serbest meslek tevkifatı gerekirken, yabancı şirketin sadece ödeme aracısı olarak işlev gördüğü, Türkiye’deki şirkete bir hizmet vermediği durumda serbest meslek faaliyetinden bahsedilemeyeceğinden KVK'ya göre bir vergi tevkifatı gerekmemekte diye düşünürüm.
Sonuç olarak görüşüm şudur; Türkiye’deki şirketin çalışanı olarak görev yapan yabancı personele, kısmen yurt dışından ödenen ve Türkiye’deki şirketine yansıtılan ödemeler, Türkiye’deki çalışması karşılığı Türkiye’deki işvereninin cebinden çıkan ücret ödemesidir ve bordroya konularak vergilendirilmeli ve yansıtılan tutar ayrıca KVK'ya göre vergi tevkifatına tabi tutulmamalıdır. Kısa süreli projeler için gelen yabancı uzmanlar ise yurt dışındaki şirketin çalışanlarıdır ve vergilemesi de yukarıda anlattığımız gibi, buna göre olmalıdır. Ayrıca bu konuda farklı uygulamaların önüne geçmek için Vergi İdaresi'nin bir tebliğ ile durumu açıklaması da isabetli olacaktır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 01.11.2017)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.