Şirketler kuruluş dönemlerinde ortaklarca tahsisi edilen sermaye ile faaliyetlerine başlayıp sürdürmektedirler. Daha sonra ise yarattıkları oto finansman imkanları ve borçlanma yoluyla faaliyetlerini geliştirmektedirler. Gelişip büyüme aşamalarında en önemli kaynakları karlar ve ayrılan çeşitli fonlar, yedekler finansman kaynakları ve öz sermayenin unsurları olarak görünmektedir. Başlıca fonlar yeniden değerleme fonu, enflasyon düzeltme farkları, maliyet artış fonu, muhtelif kanunlarla oluşturulması uygun görülen fonlardır. Taşınmaz ve iştirak hissesi satışı dolayısıyla KVK madde 5/e uyarınca ayrılan 5 yıl süre ile bilançoda yer alması gereken fonlar, çeşitli af ve vergi barışı kanunları ile ayrılması ve bilançonun pasifinde yer alan fonlar sayılabilir.
Tasfiye kârı ve ortaklara yapılan nihai dağıtımla ilgili vergileme işlemleri sırasında fonların da göz önünde tutulması gerekir.
Vergi kanunları hükümlerine göre ayrılan başlıca fonlar yeniden değerleme değer artış fonu, maliyet artış fonu, enflasyon düzeltme farkları ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-emaddesindeki taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından doğan karın istisna kısmına ilişkin fondur. Maliye idaresinin görüşü, şirketin tasfiyesi, sermaye azaltılması ve bölünme işlemleri dolayısı ile vergileme görüşündedir. Bu konulardaki görüşlerimiz ayrıntılı olarak önceki yazılarımızda açıklanmıştır. Daha sonraki yazımızda ayrıca ele alınacaktır.
4811 Sayılı Kanun'dan 6736 Sayılı Kanun'a kadar kabul edilen vergi affı ya da varlık barışı kanunlarının uygulaması dolayısıyla fon ayrılıp bilançolarda yer verilmesi söz konusu olmuştur.
2003 yılında uygulamaya giren kanunun 11'inci maddesine göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makina ,teçhizat ve demirbaşları ile kayıtlarında düşük değerle yer alan makine teçhizat ve demirbaşlarını kendilerince veya meslek kuruluşlarınca tespit edilecek rayiç bedel ile kanununun yayınını izleyen 3.ncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaş için ayrı olmak üzere, pasifte özel karşılık hesabi açarlar. Makina teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiyesi halinde sermayenin bir unsuru sayılır ve vergilendirilmez.
2008 yılı sonlarında yürürlüğe giren kanunun 3'üncü maddesi ile varlık barışından yararlanan mükelleflerce özel fon hesabı açılması öngörülmüştür. Gerçek ve tüzel kişilerce yurt dışında bulunan ;para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici belgeyle ispat edilen taşınmazlar, kanunda belirtilen şartları yerine getirdiklerinde rayiç bedelleri ile beyan tarihi itibariyle kanuni defterlere kaydedebilirler.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı sermayenin cüzü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiyesi edilmesi veya devir ve bölünme hallerinde vergilendirilmez.
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak 1.06.2009 tarihi itibariyle kanuni defter kayıtlarında işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan para ,altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar kanunda belirlenen süresi içinde Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle vergi dairesine beyan edilip kanuni defterlere kaydedilen değerler için bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce pasifte özel bir fon hesabı açılmıştır. Açılan bu fon hesabı sermayenin cüzü sayılmış ve beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilavesi öngörülmüştür. Bu tutarların sermayeye eklenmesi durumunda dönem gelirlerine dahil edilmesi söz konusu değildir.
2011 yılı Şubat ayında yürürlüğe giren 6111 Sayılı Kanun’un 10'uncu maddesi vergi barışına ilişkin hükümler içermektedir. Kanunun getirdiği imkandan yaralanan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makina, teçhizat ve demirbaşları kedileri değerlendirerek veya meslek kuruluşlarına değerleme yaptırarak kanunda belirtilen sürede vergi dairelerine liste halinde bildirmişlerdir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler(kurumlar vergisi mükellefleri dahil),aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açmak durumunda olmuşlardır.
Kanun hükmüne göre Makine teçhizat için ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunmaktadır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez.
6486 Sayılı Kanun'la GVK'ya eklenen geçici 85'inci maddesi ile gerçek ve tüzel kişilerce 15.04.2013 tarihi itibariyle, sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para ,altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilebilen taşınmazların kanunda belirtile şartlar ve süre içinde rayiç bedelleri ile bildirilmesi halinde bazı imkanlar getirilmiştir.
Yukarıda sayılan kıymetler defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilmektedir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açmışlardır. Bu fon hesabı sermayenin cüzü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiyesi halinde ise vergilendirilmez.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 17.08.2017)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.