70'li yıllarda basın ülkenin aydınlığa açılan yolunu simgeliyordu. O yıllarda günlük yayın organlarında herhangi bir konuda yazınızın yayımlanması önemli bir olaydı. Maliye hesap uzmanları camiasından ünlü edebiyat ustası rahmetli Erhan Bener'in eserleri ve çalışmaları bizim için ayrı bir gurur kaynağıydı.
Aramızdan bir süre önce ayrılarak ebediyete intikal eden Ahmet Bayrak'ın vergi konularında çeşitli basın organlarında yayımlanan görüşleri üzerinde günlerce süren tartışmalar ve değerlendirmeler ise özellikle iş âlemi açısından ayrı bir önem arz ediyordu.
Bundan 40-50 yıl öncesinde vergi konularında yayım yapmak, özellik arz eden konuları yazı haline getirmek, konuları toplum önünde tartışmak pek hoş karşılanmazdı.
Bu satırların yazarı ilk olarak 1976 yılında bazı günlük gazetelerde güncellik arz eden hukuki ve ekonomik konularda yazı yazmaya başladı. Esasında beni yazı yazmaya ilk özendiren kişi, rahmetli Nezih Demirkent olmuştur.
1980 yılından önce benim için ayrı bir saygı ve sevgi unsuru olan Alp Orçun'un önerisi ile başladı gazetede makale yazma uğraşım. Dünya gazetesinin kıdem tazminatı olarak Nezih Demirkent tarafından devralınmasından sonra Nezih Bey'in (Benim için hâlâ Nezih ağabey) beni gazeteye çağırarak "Her gün yazı yazacaksın" diye istekte bulunması, gerçekte benim için de cazip bir öneri olmuştu.
İlk gazete yazılarım üzerine daima yapıcı görüşlerini bildiren Nezih ağabeyin, bir süre sonra yurtdışında görevlendirilmem nedeniyle yazılarımı yazamaz hale gelmeme rağmen, Türkiye'ye dönüşümde gazetesinde bana yer vermesi benim için yeni bir başlangıçtı.
Bir süre sonra hem kamu görevlisi olmam ve hem de bir günlük gazetede yazı yazmam nedeniyle üzerimde yoğunlaşan idari baskı karşısında, Nezih ağabey "İstersen memuriyeti bırak, gel burada çalış" diyerek, adeta bana sahip çıkmış bu arada dönemin Maliye Bakanı'ndan benim için izin almıştı.
Benim için örnek bir devlet adamı olan mütevazı, bilgili ve hoşgörülü Maliye Bakanımız rahmetli Adnan Başer Kafaoğlu'ndan alınan özel izinle bir süre daha günlük yazılarımı yazma olanağını buldum.
1986 yılında Maliye Bakanlığı hesap uzmanlığından naklen Anadolu Üniversitesi'ne geçişimden sonra Nezih Demirkent'le büyük bir atılıma geçen Dünya gazetesine daha fazla vakit ayırma fırsatı buldum.
Gerçekte başka bir anlatımla, üniversite öğretim üyesi olmamla birlikte benim için Nezih ağabey ile daha yakın çalışma olanağı doğmuştu.
Nezih Bey, hukuk fakültesi mezunu, engin bilgi ve deneyim sahibi, olayları çabuk kavrayan ve analiz eden, danışarak çalışan, doğrulara değer veren bir basın uzmanıydı.
Her yazı, her haber onun süzgecinden geçtiği vakit bir başka hale gelir ve değer kazanırdı.
Sahipliğini üstlendiği Dünya gazetesi onun varlığında bir okul haline dönüştü. Bugün Türk basınında ekonomi sayfalarında görevli bulunanların büyük bir çoğunluğu onun efsanevi eğitiminden geçmiştir.
Türk basını onun döneminde ayrı bir gelişme göstermiştir.
Haberin doğruluğuna önem veren, uzmanlık isteyen çalışmalarda ise en iyileri seçen ve onlarla birlikte çalışmayı bir sanat haline dönüştüren bu büyük basın uleması ile yaklaşık 20 yıl beraber olmak benim yaşamımın en büyük kazanımı olmuştur.
Onun bana "Sen vergi üzerine yaz" diyerek önermiş olduğu yazma alanım zaman içerisinde birçok kişinin ilgisini çekmiş, bugün vergi konularında çeşitli basın organlarında açılan köşelerin çoğalmasında Nezih ağabeyin öngörüsü tetikleyici unsur olmuştur.
Nezih ağabeyin yedi yıl önce aramızdan ayrılarak ebediyete intikali, arkasından değerli eşi uluslararası bir kişiliğe sahip Prof. Dr. Işın Demirkent'in ebediyete intikali, bana göre basın tarihinde ve bilim dünyasında bir dönüm noktasıdır.
Nezih ağabey iç dünyası ile apayrı, sevecen, yardımsever, insancıl, düşünmeye ağırlık veren, dış görünüşü ile başlıbaşına saygınlık simgesi, mesleki açıdan ise tam bir öğretici, basın ustasıydı.
Onunla çalışmak, onunla konuları konuşmak gerçekten bir kazanıma dönşürdü.
Onun döneminden bugün aramızda çok az kişi kaldı.
Mesleki yaşamı sırasında mesleğine duyduğu saygı ve sevgi nedeniyle kendisine teklif edilen her türlü resmi ve özel farklı görevleri tereddütsüz reddeden Nezih ağabeyi yakından tanıyan bir kişi olarak onun yokluğunu ve eksikliğini her geçen gün daha iyi anlıyor ve değerlendiriyorum.
Yaşamının her döneminde saygınlığını sürdüren basın duayeni olarak tanınan Nezih Demirkent'i tanımayanlar, onun eserlerini okuyarak yazılarına yansıttığı kişiliğini öğrenebilir ve örnek alabilirler.
Nezih ağabeyi ve Işın Hoca'yı unutmak mümkün değil.
Nur içinde yatsınlar.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 16.02.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.