SGK yani Sosyal Güvenlik Kurumu genç bir kurum. Daha bir yaşını yeni geçti. Zira, kuruluşuna imkan tanıyan 5502 sayılı Kanun 16 Mayıs 2006 günü TBMM’de kabul edilip, 20 Mayıs 2006 günü Resmi Gazete’de yayımlandı ama ilk genel kurulunu yapıp, yönetim kurulunu faaliyete geçirmesi 25 Kasım 2006 günü yapılabildi. 5502 sayılı Kanun’un 1’inci maddesine göre; “Bu Kanunun amacı, Sosyal Güvenlik Kurumunun kuruluş, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere; kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali açıdan özerk, bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda özel hukuk hükümlerine tabi Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuştur. Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşudur...”
Madde metninden de görebileceğimiz üzere, SGK “idari ve mali açıdan özerk” bir kurum ama bu özerkliğin esaslı anlamı nedir? SGK’nın karar organı olan Yönetim Kurulu ile Kanun gereğince sadece Yönetim Kurulu’na karşı sorumlu olan Başkan hayatın olağan akışı içinde ne kadar özerk olabilirler?
1- Mali açıdan özerk olamaz
Kurumun giderleri olan sağlık harcamaları, emeklilik harcamaları konusunda yetki sahibi mi? Hayır, sağlık yardımlarının kime, hangi süreyle, hangi şartlarla verileceğini, kimin hangi şartlarla, ne zaman emekli olacağını, hangi esas ve usullerle emekli aylığı verileceğini TBMM veya Çalışma Bakanlığı belirliyor. Kurumun gelirleri olan primler konusunda SGK’nın ufacık yetkisi var mı? Hayır, kimden ne kadar süreyle, ne kadar düzeyde prim alınacağını TBMM belirliyor. Hangi işverenin hangi şartlarla prim ödemelerinin affa uğrayacağına da TBMM veya Çalışma Bakanlığı karar veriyor.
Kendisinde çalıştırdığı personele ne kadar aylık vereceğine karar verebiliyor mu? Hayır. Peki mali açıdan özerkliğin uygulanabileceği en ufak bir yer var mı? Yok.
2- İdari açıdan özerk olamaz
Hadi özerkliğin diğer tarafı olan idari yapıya bakalım. İdari özerkliğin anlamı, isteyenin istediği kişiyi istediği göreve getirmesi mi? İsteyenin istediği gibi mali sonuçları olmayan kararlar alması mı? Şu an SGK gerek merkezde ve gerekse taşrada örgütlenmeye çalışıyor. Yani önce Kanun ile kurulmamış ama yönetim kurulunca isimlendirilecek daire başkanlarının seçilmesi ve atanması sonra da illerde SGK il müdürlerinin atanması-görevlendirilmesi işlemleri yapıldı veya yapılıyor. Hizmetin gereklerine göre hangi daire başkanlıklarının kurulacağı ve bu daire başkanlıklarına kimlerin getirileceğine karar vermek konusunda SGK özerk olabilir mi? 5502 sayılı Kanun gereğince, “Genel müdürlükler ile Strateji Geliştirme Başkanlığı bünyesindeki daire başkanlıklarının, taşrada ise sosyal güvenlik merkezlerinin kurulmasına veya kapatılmasına karar vererek Bakan onayına sunmak.” SGK Yönetim Kurulu’nun görevi ama onay makamı Bakan. Bakan şayet noter ise önüne gelen her kararın altına imza atacaktır, noter değilse kendi idari-siyasi kriterlerine göre kararını verecektir.
3- Davul birisinde tokmak diğerinde olabilir mi?
SGK özerk olmalı kavgasını verenlerin veya verdiğini iddia edenlerin şunu düşünmeleri gerekir. Özerklik mi istiyoruz keyfilik mi? Halka karşı sorumlu olan ve seçimler sonrasında seçilen milletvekilleri, bakanlar bu işe karışmasın biz karar verelim biz yapalım, daire başkanlarını, bir ilin müdürünü SGK Yönetim Kurulu veya başkanı belirlesin ve bu konuda bırakın siyasi bir baskıyı, ima dahi olmasın diyenler, o il müdürünün hizmet vereceği vilayetteki halkın seçimle gelen temsilcilerinden kendilerini daha mı yetkili görüyorlar. Davul seçimle gelenlerde, tokmak başkasında olabilir mi? Atanacak il müdürü işini iyi yapmadığından halk kimin kapısına gidecekse karar mekanizmasında onun da söz sahibi olmasından daha iyi ne olabilir? Son zamanlarındaki özellikle de Kasım 2006’dan, Kasım 2007’ye kadar geçen koskoca boş bir yıldan sonra son 3 ayda yapılanlar SGK’nın geleceği için bize umut ışığı vermektedir. Bize bu umudu veren gece-gündüz sessiz sedasız çalışan birisi olan SGK Başkan Yardımcısı Fatih ACAR Bey’e buradan sizler adına teşekkür ediyorum.
Cerrahi dal merkezleri sistem dışı kalmamalı
Ali Bey, sizinle bir konu üzerindeki kaygılarımı paylaşmak istiyorum. Cerrahi dal merkezleri hakkında yeni hazırlanan yönetmelik taslağında bu sağlık hizmeti sunucularının sistem dışı bırakılması kaygısı yaşanıyor. Tüm Türkiye’de 2500’e yakın cerrahi dal merkezi, Sağlık Bakanlığı’nın personel eksikliği ve denetim yetersizliğini gerekçe göstererek sistem dışı bırakmak istediği yönünde çalışma yaptığı duyumlarımız ve kaygılarımız var. SGK ve kamu ile anlaşmalı olarak sağlık hizmeti sunan bu dal ve tıp mer
kezleri taslağın son haliyle devreye girmesi durumunda büyük bir yatırım ve istihdam alanının yok olacağı açıkça görülmektedir. Son yıllarda sağlıkta köklü değişiklikler yaşanmaktadır. Buna bakarak benim gibi girişimci ruhu olan hekim arkadaşlar ellerindeki tüm birikimlerini ve de bankalardan kredi kullanarak bu alanda yatırım yapmışlardır. Bu arada kimisi de kamudaki hizmetini bırakarak bu alanda yer almışlardır. O zamanki koşullara göre bakanlığımızın uygun gördüğü mevzuata uygun olarak ve ruhsatlandırılarak bu olumlu değişimin içinde yer almışlardır. Trilyonları bulan yatırımlar yapılmıştır. Halkımız buralarda son teknoloji aletlerle ucuza sağlık hizmeti almaya devam ediyor. Ayrıca binlerce yardımcı sağlık ve sağlık çalışanı istihdam edilip, vergileri peşin ödenen ve bu kuruluşlar üzerinde olumsuz sayılabilecek hiçbir şey yok iken buraların sistem dışı bırakılması hiçbir aklıselim vatandaşımızın ve hükümetimizin tasvip edeceği bir durum değildir. Dr. Hasan Kırteke
Basamak yükseldikçe emekli aylığı düşüyor
Yaptığınız program için teşekkür ederim. Yalnız son 96 ayı 12’nci basamaktan gösterdiğimiz zaman 550 YTL maaş alacağımız sitenizde yazıyor. Son 96 ayın 48 ayını 13’üncü basamaktan 48 ayını da 14’üncü basamaktan gösterdiğimizde 530 YTL olarak gösteriyor. Bunda bir hesaplama hatası yok mu? Furkan Babür
Sayın okurum, bu konuda sadece siz değil çok sayıda Bağ-Kur’lu şikayetçi, www.alitezel.com da var olan Bağ-Kur emekli aylığı hesaplama modülü ile yaptığınız değişik varyasyonlarda çıkan rakamlar doğrudur. Bunun sebebi de 2003 yılında 12 ve daha düşük Bağ-Kur’lulara 100 YTL, 13 ve daha üst basamaktaki Bağ-Kur’lulara 75 YTL olarak verilen ek ödemelerdir. Bağ-Kur tarafından ödenen aylıklara ilave edilecek sosyal destek ödeme miktarları ile ödemenin usul ve esaslarını belirleyen 2003/5145 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 17.01.2003 tarih ve 24996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kararnamenin 1’inci maddesi ile “1479 sayılı Kanuna göre yaşlılık/malüllük ve ölüm aylığı alanlara aynı Kanunun 36 ncı maddesinin son fıkrasına göre yapılan artış miktarlarını Ocak/2003 aylık ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere 1 ila 12’nci basamaklarda 100.000.000 liraya, 13 ile 24’üncü basamaklarda 75.000.000 liraya tamamlayacak miktarlarda aylıklara net olarak eklenmek suretiyle sosyal destek ödemesi yapılır.” demiştir. O tarihten beridir de, aradaki 25 YTL fark verilen zamlarla büyümüştür.
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 12.02.2008)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.