Mali tabloların konsolidasyonuna yabancı değiliz. Ancak bu günün konusu mali tabloların konsolidasyonu değil, mevcut vergi mevzuatının izin vermediği ancak kişisel olarak olması gerektiğini düşündüğüm vergi matrahlarnın konsolidasyonu konusu.
Vergi matrahlarının konsolidasyonu, grup şirketlerinin vergi matrahlarını konsolide ederek tek bir vergi matrahı üzerinden vergi vermelerini sağlayacak bir yöntem.
Uygulamada çok sayıda ülkede kurumlar vergisi matrahlarının konsolidasyonuna izin veren ülke var. Bazı ülkeler ayrıca katma değer vergisi konsolidasyonuna da izin veriyor. Bizim mevzuatımıza göre ise ne yazık ki bu mümkün değil.
Mevcut yasal düzenlemelere göre kurumlar vergisine tabi her kurum ayrı bir mükellef ve her mükellef için ayrı beyanname veriliyor. Başka düzenlemeler nedeniyle mali tabloları konsolide edilen kurumlar için de kural böyle. Durum dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler için de aynı. Her bir iktisadi işletme ayrı mükellef ve beyannameleri ayrı ayrı veriliyor. Dolayısıyla örneğin bir vakfın üç ayrı iktisadi işletmesi varsa, üç ayrı mükellef var ve her mükellefin vergisel yükümlülükleri bir birinden bağımsız olarak ayrı ayrı yerine getiriliyor. Bunun sonucu olarak da bir işletmenin zararı diğer işletmenin kazancından düşülemiyor ve günün sonunda belki de toplamda iktisadi işletmelerinden kazanç elde edemeyen vakıf kurumlar vergisi ödemek durumunda kalıyor. Benzer şekilde bir iktisadi işletme katma değer vergisi öderken, bir iktisadi işletme yüklendiği katma değer vergisini indiremiyor ve yük olarak taşıyor.
Konsolide vergi beyanında yapılmak istenen, konsolidasyon kapsamındaki kurumların kâr ve zararlarını toplayarak konsolide bir matrah beyanı yapılması ve bu matrah üzerinden vergi hesaplanmasıdır. Bu uygulamada konsolidasyon kapsamında olan kurumların mükellefiyetleri devam eder. Vergiyi doğuran olay her bir kurum bünyesinde gerçekleşir. Ancak vergi ödeme görevi, konsolidasyona tabi kurumlardan birisine bırakılır. Bu kurum konsolide matrahı beyan eder ve hesaplanan vergiyi öder. Dolayısıyla bu sistemde, kapsamdaki kurumlardan birisinin zararı diğerlerinin kazancından mahsup edilir ve net tutar üzerinden vergi hesaplanır.
Çok sayıda ülkede, seçimlik olarak, kurumlar vergisi beyannamelerinde konsolidasyon olanağı var. Kurumlar vergisi uygulaması kadar yaygın olmasa da, birçok ülkede katma değer vergisi uygulamasında da konsolidasyona izin veriliyor.
Ülkelerin uygulamalarında elbette farklılıklar var. Konsolidasyon kapsamına girecek şirketlerin belirlenmesinde dikkate alınan kontrol oranı farklı olabiliyor, gruba ait şirketlerin yurt dışı iştiraklerinin kapsamda olup olmaması konusunda ülkeler farlı uygulamalar yapabiliyor.
Mevcut uygulamanın mükellefler açısından sorunlarını kısaca şu şekilde özetlemek mümkün:
- Mevcut uygulama suni yapılanmalara yol açıyor. Farklı tüzel kişiliklerde yapılması gereken farklı faaliyetler, sadece zarar mahsubu veya katma değer vergisi indirimi amacıyla tek tüzel kişilikte yapılıyor. İşletmecilik öncelikleri yerine vergi öncelikleri geçebiliyor.
- Mevcut uygulama şirketler grubunu tek bir ekonomik birim olarak görmüyor. Dolayısıyla grubun ekonomik gücüne göre vergi istemiyor. Oysa gerçek gücün göstergesi tek tek şirketlerin gücü ile değil grubun ekonomik gücü ile ölçülmeli.
- Mevcut düzenleme her şirketi ayrı gördüğünden, gruba dahil şirketler arasındaki işlemlerde transfer fiyatlandırması sorunu yaratıyor.
- Mevcut uygulama, uluslararası deneyimi görmüyor. Uluslararası şirketler, alışık oldukları uygulamayı Türkiye’de bulamıyorlar.
Vergi beyanlarının konsolidasyonu halinde yukarıdaki sorunlar gideriliyor. Özetle;
- Şirket yapılanmalarının vergi önceliklerine göre değil işletmecilik önceliklerine göre yapılmasına olanak sağlıyor,
- Grubun ekonomik gücüne göre vergi ödenmesi olanaklı hale geliyor,
- Grup içi işlemlerde transfer fiyatlandırması ve örtülü sermaye sorunları ortadan kalkıyor,
- Uluslararası şirketler alışık oldukları yapıyı Türkiye’de de gerçekleştirme olanağına sahip oluyor.
Vergi konsolidasyonunun elbette uygulama sorunları da var. Ancak bu sorunlar aşılamaz sorunlar da değil.
Konsolidasyonun vergi uygulamasını ve denetimini de kolaylaştıracağını düşünüyorum. Grubun tek vergi dairesine bağlı olması, tek noktadan bütün grubun faaliyetlerinin izlenmesine olanak sağlayacaktır. Bir taraftan grubun bütün olarak denetiminin mümkün olması, bir taraftan da transfer fiyatlandırması incelemelerine ihtiyaç kalmaması nedeniyle, denetimler de daha verimli olacaktır.
Kurumlar vergisi ve katma değer vergisinde, yapılacak düzenlemelerle;
- Seçimlik ancak tercih edenlerin belli bir süre tercihini değiştiremeyeceği,
- Gerekirse, başlangıçta tam mükellef kurumları kapsama alan, örneğin %90 gibi bir yüksek bir kontrol tanımıyla,
- Verginin ödenmesinde müteselsil sorumluluğu esas alan,
- Kapsamdaki kurumların kendi aralarında transfer fiyatlandırması, örtülü sermaye, gider dağıtımı gibi kuralların uygulanmayacağı,
- Gerekirse, konsolidasyon öncesine ait zarar mahsubu ve kullanılmamış istisnaların, sadece ilgili tüzel kişiliğin kazancıyla sınırlandırıldığı, bir uygulamanın, bir çok yönüyle ülke ve mükellefler yararına olduğunu düşünüyorum. Teknik ayrıntıları ve uygulaması zamanla çalışılır ve giderilir.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 07.06.2017)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.