Türk vergi sisteminin en önemli problemlerinden birisi ve belki de en önemlisi, sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinin yaygınlığıdır. Katma Değer Vergisi genel oranının yüzde 18 olarak belirlendiği bir vergi sisteminin fıtratında, bu tür fiillerin olmasını yadırgamamak gerekmektedir.
Maliye Bakanlığı, bu tür fiillerin yaygınlığı karşısında mükellefleri kategorize eden bir yaklaşım geliştirmiştir. Kamuoyunda bilinen adı ile “Kara Liste”, “Kod”, “Sakıncalı Mükellefler Listesi” gibi adlandırılan listeler oluşturulmuştur. Bu listelerin hukuki dayanağının olmadığına ilişkin Danıştay Kararlarına rağmen, uygulama ısrarla sürdürülmüştür. Bu listelere alınan mükellefler belirlenirken objektif kriterler konulmaması nedeni ile çok büyük mağduriyetler yaratılmıştır. Bu uygulamaların sonucunda birçok mükellef ticari faaliyetini sürdüremez duruma gelmiş, faaliyetini sonlandırmıştır. Dinimizde “Her canlı ölümü tadacaktır” sözü vergi mükelleflerine uyarlanmış, “Her mükellef kod listesine girecektir” özdeyişine dönüşmüştür.
Son dönemlerde bu listelerin oluşturulmasında veya listeden çıkarılma işlemlerinde daha objektif ve duyarlı davranıldığı tespitini yapsak da, yine de özellikle bu listelerde yer alan mükelleflerden mal alışı yapan mükelleflerin, kendilerine bile ulaşılmadan incelemeye alındığı, mükelleflerin vergi idarelerince vermiş olduğu BA (Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin bir kişi veya kurumdan (KDV hariç) 5.000-TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alımlarının bildirildiği) formmdan hareketle masa başında defter ve belgeler ortada yokken incelendiği ve bu mükelleflerin gıyaplarında düzenlenen vergi inceleme raporlarının, sadece BA formlarındaki bilgiler esas alınarak yazıldığı, vergi/ceza ihbarnameleri düzenlenerek mükelleflere takibat başlatıldığı ve bununla da yetinilmeyerek mükelleflerin “kaçakçılık suçu” nedeni ile ceza mahkemelerinde de yargılandığı bir vakıadır.
Çözümler Yasa
İle Olmalıdır
“Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.'' hükmü Anayasa'nın 73.maddesinde yer alırken; iç genelgeler, iç yazılar, duyurular yolu ile uygulamaya yön vermenin doğru olmadığını düşünüyorum.
Mükelleflerin ticari yaşamlarını sona erdirebilecek düzenlemelerin kanun ile yapılması, Anayasal bir zorunluluktur. Zaten Danıştay da öyle diyor.
Vergi İdaresinin “varsayıma dayalı” vergi tarhiyatı yapamayacağını artık öğrenmesi gerektiğini düşünmekteyim.
Sorun nasıl çözülüyor?
Ankara Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı 2017/31 sayılı duyurusunda, konunun çözümünü, aşağıdaki şekilde bulmuştur.
“Bilindiği üzere, Vergi Müfettişlerinin, çalışmalarını işlerin özelliğine göre nasıl sonuçlandıracağı Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği'nin 56'ncı maddesinde sayılmıştır. Mezkur Yönetmeliğin 57'nci maddesinde ise, vergi incelemeleri sonucunda vergi inceleme raporlarının düzenleneceği belirtilmiştir.
Diğer yandan;
-22/02/2016 tarihli Vergi İncelemelerinde Uygulama Birliği Sağlama ve Koordinasyon Genelgesi'nin 4.1. bölümünde; “Sahte belge kullanma incelemelerinde mükellefe ulaşılamayan durumlarda, sadece BA formunda yer alan bilgilere göre eleştiri yapılmamalı, ancak BA formundaki bilgilere ilaveten somut başka tespitler bulunması halinde eleştiri konusu yapılmalıdır. Sahte belge kullanım bilgilerine sadece BA bildiriminde yer verilmesi tek başına kasıt unsurunu ortaya koymayacağından VUK'un 359'uncu maddesi kapsamında işlem yapılmamalıdır.”
-2017/1 Sıra No'lu Vergi İnceleme ve Denetim İç Genelgesi'nin 3'üncü bölümünde ise “Haksız iadenin geri alınması veya indirimin reddi gibi tarhiyat gerektiren ancak matrah veya matrah farkı takdiri niteliğinde olmayan işlemleri içeren konular hiçbir surette takdir komisyonuna sevk edilmeyecektir.” şeklinde açıklamalar yapılmıştır.
Yukarıda yer alan yönetmelik ve genelgelerden anlaşılacağı üzere; sahte belge kullanma incelemelerinde, mükellefe ulaşılamayan durumlarda, sadece BA formunda yer alan bilgiler haricinde somut bir tespitin olmaması durumunda, herhangi bir şekilde takdir komisyonuna sevk edilmeyecek ve (SBK haricinde eleştiri olmaması halinde) Vergi İnceleme Raporu (Kabul) düzenlenecektir. Ancak, 2011 takvim yılına ait olup ilgili vergi türleri açısından takdire sevk işlemleri mezkûr 2017/1 Sıra No.lu Genelgeden önce yapılmış incelemelerde, takdire sevk işlemi genelgenin yayımlandığı tarihten önce gerçekleştiği için takdire veri Vergi Tekniği Raporu düzenlenerek Takdir Komisyonlarına intikal ettirilecektir.”
(Kaynak: Sözcü | 06.06.2017)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.