Gelir Vergisi beyanname verme süresi 31 Mart 2017 tarihine kadar uzatılmış olup; beyanname verme süresi dolmadan önce, beyana tabi gelirler ile ilgili olarak son yazımızı borsada hisse senedi alıp satanlara ayırdık.
Bu konuyu 1 Ocak 2006 tarihinden önce ve sonra iktisap edilen hisse senetlerinin alım ve satımı olarak ayrı ayrı irdelemek gerekmektedir.
– 1 Ocak 2006 tarihinden önce iktisap edilen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar:
1 Ocak 2006 tarihinden önce iktisap edilen hisse senetlerinin, bu tarihten sonra elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar için; 31 Aralık 2005 tarihi itibarıyla geçerli mevzuat hükümleri uygulanacağından, Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 67'nci maddesi kapsamında tevkifat yapılması söz konusu değildir.
31 Aralık 2005 tarihi itibariyle geçerli olan Gelir Vergisi Kanunu'nun Mükerrer 80/1'inci maddesine göre; ivazsız iktisap edilenler, Borsa İstanbul'da (BİST) işlem gören ve üç aydan daha fazla elde tutulanlar ile tam mükellef kurumlara ait olan ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç olmak üzere; hisse senetlerinin elden çıkarılması halinde doğan kazanç, “değer artışı kazancı” olarak verginin konusuna girmektedir. Ayrı bir belirleme yapılmadığından, dar mükellef kurumlara ait olup BİST'de işlem görmeyen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar da iktisabın ivazlı olması kaydıyla vergilendirilecektir.
Değer artışı kazancı konusuna giren işlemlerde, kazancın safi tutarının hesaplanmasında iktisap bedeli, ilgili mal veya hakkın elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere TEFE (Yİ-ÜFE) artış oranıyla endekslenecektir. (Gelir Vergisi Kanunu Mükerrer Madde 81) Endeksleme sonrası bulunan alım satım fark tutarına, diğer alım satım kazançları ile birlikte 2016 yılı gelirleri için hesaplanan 24 bin TL'lik istisna tutarın uygulanmasından sonra, kalan tutar ne olursa olsun beyan edilecektir.
– 1 Ocak 2006 tarihinden sonra iktisap edilen hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar:
Borsa İstanbul'da (BİST) işlem gören ve tam mükellef kurumlara ait olan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar, hisse senetleri bir yıldan fazla süreyle elde tutulursa, banka ve aracı kurumlar vasıtasıyla elden çıkarılırsa Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 67/1'inci maddesi uyarınca; tevkifata tabi tutulmayacak ve bu hisse senetleri için elden çıkarılmasından elde edilen gelirler için Gelir Vergisi Kanunu Mükerrer 80'inci madde hükümleri de uygulanmayacaktır.
Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 67 nci maddesi uyarınca; 1 Ocak 2006 tarihinden sonra iktisap edilen bu hisse senetleri 1 yıllık süreden önce elden çıkarılırsa, işleme aracılık eden banka veya aracı kurumlar tarafından tevkifata tabi tutulacaktır. Tevkifat, söz konusu kazançlar için nihai vergi olup, bu gelirler için ayrıca beyanname verilmeyecektir (ihtiyari beyan hariç), diğer gelirler nedeniyle verilen beyannamelere de dahil edilemeyecektir (Gelir Vergisi Kanunu Geçici Madde 67/7).
Burada, tam mükellef gerçek kişilerin tevkifata tabi hisse senedi alım-satım kazançlarına (menkul kıymetler yatırım ortaklıkları hisse senetleri hariç) 23 Temmuz 2006 tarihinden itibaren uygulanan yüzde 10 tevkifat oranı da 13 Kasım 2008 tarih ve 2008/14272 Bakanlar Kurulu Kararı ile yüzde sıfıra indirilmiştir. Dolayısıyla, bu tarihinden itibaren elde edilen hisse senedi alım satım kazançları üzerinden yüzde sıfır oranında stopaj yapılacaktır. Dar mükellefler için ise stopaj oranı, tam mükelleflerden iki buçuk yıl önce zaten sıfır olarak belirlenmişti (27.06.2006 tarihli ve 5527 sayılı Kanun ile bu oran yüzde sıfır).
Menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının alım satım kazancı ile dönemsel getirilerinin, mevduat faizleri, repo gelirleri ve diğer menkul kıymetlerin vergilendirme esaslarını düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 67'nci maddesinin 31 Aralık 2015 tarihinde biten uygulama süresi bilindiği üzere, 1 Ocak 2016 tarih ve 29580 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6655 sayılı Kanun ile 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzatılmıştır.
Borsa İstanbul verilerinden derlenen bilgilere göre; 31 Aralık 2015 sonu itibarıyla Borsa İstanbul şirketlerinin toplam piyasa değeri 550 milyar TL olurken, bu rakam 30 Aralık 2016 kapanışı itibarıyla 616 milyar TL olarak hesaplandı. Dolar kuru yükseldikçe, borsadaki yabancı payının düştüğü de, ayrı bir vaka olarak karşımızda duruyor. 2007 yılında borsada yüzde 73 olan yabancı payı, 2017 yılına gelindiğinde yüzde 63'lere geriledi.
Her yıl 200 milyar dolar sıcak paraya ihtiyaç duyan Türk Ekonomisi düşünülerek, borsa kazançlarından hiç vergi alınmaması yolu seçilmiştir.
Değerlendirme ve takdir sizin!
(Kaynak: Sözcü | 24.03.2017)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.