BASINDAN YAZILAR
Asık surat gitti salsa yapan VERGİ UZMANLARI geldi - MuhasebeTR

Asık surat gitti salsa yapan VERGİ UZMANLARI geldi

Birleşmler ve satın almalar... Özelleştirmeler... Yoğun yabancı sermaye girişi... Son dönemde yaşanan tüm bu gelişmeler bir sektörde dişe diş bir rekabetin kapısını açtı. Aralarında öyle bir rekabet varki çalışanlar bile rakipler arasında tranferlere sıcak bakmıyor... Bu nedenle transferlerin zor olduğu sektörde geçiş yapan elemanlara bonus bile veriliyor. Çalışanlar rakiplerinin bir adım önüne geçebilmek için gösterdikleri çaba ile dünyada tepe noktalara yükseliyor. Ya da yılın çalışanı ödülünü alıyor. Türkiye tüm dünya ofisleri arasında verimlilik, performans ve başarı anlamında tepeye taşındı.Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinin en hızlı büyüyen ofisi de Türkiye'den çıktı. Vergi denetim ve danışmanlık sektöründe PricewaterhouseCoopers, Ernst&Young, Deloitte ve KPMG'nin oluşturduğu ve Big4 olarak adlandırılan şirketler arasında yaşanan arasında rekabet tozu dumana katıyor. Son birkaç yılda yüzde 30-40 oranında büyüyen sektör 150 milyon euroluk bir hacme ulaştı. Zorlu rekabet içinde Big4 çalışanlarının gösterdiği başarılar, iş dünyası içinde yönetici okulu gibi oldu. Big4'da başarı gösteren çalışanlar holdingler başta olmak üzere büyük şirketlerce yöneci pozisyonlarına transfer ediliyor.

 

150 milyon dolarlık pazar

Türkiye cephesinde ise Big4, 1980'lerin başından itibaren pazarda faaliyet göstermeye başladı. Ancak, yoğun yabancı sermaye girişinin yaşandığı son bir kaç yılda sektörde kaydedilen büyüme hızı yüzde 30-40'lara ulaştı. Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin yanı sıra, birleşme ve satın almalar, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) denetim konusunda getirdiği yeni düzenlemeler, 2009 başında uygulamaya geçecek olan Basel II kriterleri, Uluslararası Muhasebe Standartları ve yeni Türk Ticaret Kanunu gibi Avrupa Birliği (AB) sürecinde yürürlüğe girmesi beklenen hukuki ve ekonomik düzenlemeler, denetim ve danışmanlık sektöründe önümüzdeki dönemde ciddi bir büyümeyi beraberinde getirecek.

Big4 olarak adlandırılan şirketler Türkiye'de şu anda yaklaşık 150 milyon euroluk bir pazarı elinde bulunduruyor. Ernst&Young Genel Müdürü Osman Dinçbaş, son birkaç yılda özelleştirme, satın alma ve birleşmeler nedeniyle Türk şirketlere yönelen yoğun talebin sektörde bir patlama yarattığına işaret ediyor. Bu büyüme trendinin 1-2 yıl daha devam edeceğini söyleyen Dinçbaş, "Büyümenin büyük bölümü satın alma öncesi şirket değerlemeleri ile birleşme sonrası entegrasyon hizmetlerinden kaynaklanıyor" diyor. Önümüzdeki dönemde Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Basel II uygulamasının yürürlüğe girmesiyle Big4 dışındaki denetim ve danışmanlık firmaları için de büyük bir potansiyel doğacağına işaret eden Dinçbaş, "Big4'un çalışma şekli büyük şirketlere yönelik ve daha maliyetli bir yapıda. Yeni düzenlemeler çok sayıda küçük ve orta ölçekli işlekmeyi de (KOBİ) ilgilendireceği için, onlara yönelik bir denetim yapısının devreye girmesi gerekecek. Bu da daha küçük çaplı vergi, denetim ve danışmanlık firmaları için de çok büyük bir büyüme şansı anlamına geliyor" diye konuşuyor.

 

Transferlerde 'bonus' da var

Big4'un en önemli sıkıntılarından birinin yüzde 25'lere varan eleman sirkülasyonu olduğunu ifade eden Dinçbaş, yetirli sayıda kalifiye finanscı bulunmadığı için Big4'da çalışanların buraları basamak olarak kullandığını belirtiyor. Dinçbaş, "Bir süre çalışıp ciddi transferlerle büyük şirketlere finans müdürü, müdür yardımcısı, direktör veya kontrolör olarak geçiş yapıyorlar" şeklinde konuşuyor.

Big4'dan diğer şirketlere ciddi geçişler yaşansa da, Big4'un kendi arasında transfer örnekleri ise çok nadir rastlanan bir şey. Aslında nitelikli yetişmiş eleman sıkıntısı, 4 şirket arasında pazardaki en iyileri kapma yarışına dönüşmüş durumda. Üniversitelerde düzenlenen kariyer günleri gibi etkinliklerle alanlarının en iyileri daha mezun olmadan şirkete kazandırılmaya çalışılıyor. Big4'da yeni mezun bir genç, "asistan" sıfatıyla ortalama bin 500 YTL'ye işe başlıyor. Birkaç yıl sonra ise kademe kademe yükseliyor. Sektördeki iyileri kapabilmek için girişilen rekabet öyle sıkı ki, Big4 içinde transfer olan bir çalışan, beraberinde ekibinden bir kişiyi daha getirdiğinde ek bonus alabiliyor. Fakat bu transferlerin önüne geçebilmek için bazı şirketlerde bunu önleyici kurallar bile getiriliyor.

 

İç transfere sıcak bakılmıyor

Dilek Çilingir, Big4 içinde çok nadir olarak yaşanan transferlerden. Çilingir, işe Arthur Andersen Türkiye'de başlamış. Daha sonra Deloitte Amerika'ya geçen Çilingir, Boston ofisinde 7 yıl çalışmış. 2,5 ay önce ise "usulsüzlük inceleme ve uyuşmazlık danışmanlığı" (FIDS) departmanını kurmak üzere Ernst&Young Türkiye ofisine transfer olmuş. Şu anda yürüttüğü 10 ülkeden oluşan Güneydoğu Avrupa Bölgesi'nin FIDS Lideri, yani bölgenin bu faaliyet alanında en tepedeki ismi. Türkiye'de bir firmadan rakip bir firmaya geçmeye sıcak bakmadığını belirten Çilingir, "Ama Amerika ofisinden Türkiye'ye geldiğim için bunda bir sakınca görmedim" diyor.

Ernst&Young Türkiye İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Ebru Vardar, Big4 arasında eleman transferlerinin sınırlı olduğunu, gerçekleşen transferlerin ise ağırlıklı olarak daha üst pozisyonlarda yaşandığına işaret ediyor. Şirketlerin özellikle yeni bir alana girerken ya da departman kurarken bu tarz transferlere başvurduklarını belirten Vardar, "Yeni bir alana girerken ya da spesifik bir alanınızı güçlendirirken Big4'a odaklanıyorsunuz. Ya da belli alanda ciddi bir büyümeye giriyorsunuz, fakat zamanında o konuyla ilgili yeterince asistan alıp yetiştirmediyseniz, o zaman piyasaya saldırıyorsunuz" diye konuşuyor.

 

Türk çalışanlar bir adım önde

Big4'un Türkiye'deki koyu rekabeti, öne geçmek için verilen mücadelede çalışan gösterdiği yüksek performans, gerçekleştirilen "ilk"ler, Türkiye ofislerini bağlı oldukları bölgelerin yanı sıra dünyada da bir adım öne geçiriyor. Ernst&Young Sorumlu Ortağı Dilek Çilingir'in dışında, Ernst&Young Türkiye'den Ayşe Öncü, gösterdiği performansla aralarında Fransa, İtalya, İspanya, Belçika gibi ülkelerin de bulunduğu 26 ülkeden oluşan Avrupa Kıtası Bölgesi'nin İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevine getirilmiş. Öncü, 26 ülkede yürütülen İK politikalarının oluşturulması konusunda bölgenin en tepedeki ismi. Yine aynı şirketten Mustafa Yılmaz ise 10 ülkeden oluşan Güney ve Doğu Avrupa Bölgesi'nde vergi alanında en üst düzey yetkili konumunda. Big4 Türkiye ofisleri, gerçekleştirdikleri "ilk"ler, "en"ler ve başarılı iş performanslarıyla da öne çıkıyor.

KPMG Ortağı ve İş Geliştirme Bölüm Başkanı Murat Alsan, pazardaki hareketlilikle birlikte İstanbul ve Ankara'nın ardından bu ay İzmir ofisini açtıklarını söylüyor. Alsan, KPMG Türkiye'nin en önemli özelliğinin ise Big4 içinde personel devir hızının en düşük oranda seyretmesi olduğunu ifade ediyor. KPMG Türkiye, asık suratlı vergi elemanı imajını silen bir çalışan politikasını da hayata geçirdi. KPMG ofisinde yer alan Latin dans kulübü, dünya yemekleri pişirme kursu, fotoğraf kulübü ile kurulan dev ekranlarda oynanan playstation imkanları, KPMG Türkiye ofisini diğer ülkeler arasında çalışan memnuniyeti konusunda öne çıkaran özellikler arasında yer alıyor.

 

Enron skandalıyla Big8'ten Big4'a

Dünyada vergi ve danışmanlık sektörünün yükselmeye başladığı 1970'lerde Big8'in (8 Büyük) hakimiyeti söz konusuydu. Arthur Andersen, Arthur Young&Company, Coopers&Lybrand, Ernst&Whinney, Haskins&Sells Deloitte, KPMG, Price Waterhouse, Touche Ross'un oluşturduğu Big8, 1989'da yaşanan birleşmeler sonunda yerini Big6'e bıraktı. Sektördeki yoğun rekabet nedeniyle gidilen birleşmeler sonunda, Ernst&Whinney Arthur Young ile birleşerek bugünkü Ernst&Young'u; Deloitte, Haskins&Sells ise Touche Ross ile birleşerek Deloitte&Touch adını aldı. 1998'de ise Price Waterhouse, Coopers&Lybrand ile PricewaterhouseCoopers çatısı altında birleşerek sektördeki büyük oyuncu sayısını 5'e indirdi. Son olarak 2002'de patlak veren Enron skandalı ile bugünkü son şeklini aldı. Enerji devi Enron'un iflası sırasında belge ve kayıtları yok ettiği iddiasıyla açılan davada suçlu bulunan Arthur Andersen şirketi, daha sonra görülen davalarda aklansa da, isminin gördüğü zararın ardından toparlanamadı.Böylece, vergi ve denetim sektörünün şampiyonlar ligi, Big4'un (4 Büyük) hakimiyetine kaldı.

 

Oscar'ı ilk PWC'nin iki ortağı öğreniyor

Big4 şirketleri ilginç uygulamalarla da dikkat çekiyor. Örneğin 74 yıldır verilen Oscar Ödülleri'nin oy sayımı PWC tarafından gerçekleştiriliyor. Bu nedenle sonuçlar açıklanmadan günler önce, Oscar Ödülleri'nin kime gideceğini tüm dünyada yalnızca PWC'nin iki yönetici ortağı biliyor. Akademi'de kullanılan yaklaşık 6 bin oyun sayımını PWC'den bir grup muhasebeci yapıyor. PWC muhasebecileri oy sayım işlemini 700 saatte tamamlayabiliyor. Oy sayımının sonuçlarını ise sadece 2 yönetici ortak biliyor. Bu yıl da, 74'üncüsü verilecek ödüller açıklanana kadar PWC Yönetici Ortakları Brad Oltmanns ve Rick Rosas sonuçları bilen dünyadaki iki kişi olacak.

 

Bİg4'da en yüksek kadın yönetici oranı Türkiye'de

Big4 Türkiye ofislerini dünyada öne geçiren bir başka özellikleri ise kadnı çalışan oranları. Ernst&Young Türkiye'de 25 tepe yöneticisinden 8'i kadın. Tüm çalışanlarda yüzde 50, yönetim kademelerinde ise yüzde 30'un üzerinde kadın çalışan oranıyla Türkiye ofisi, İtalya'daki yüzde 8, Fransa'daki yüzde 15, tüm Avrupa ülkelerindeki ise yüzde 14'lük kadın çalışan ortalamasının çok üzerinde. Deloitte Türkiye'de yüzde 48'lik oranla Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde en çok kadın çalışan ve yöneticiye sahip ofis unvanını elinde bulunduruyor. PricewaterhouseCoopers Türkiye Başkanı Cansen Başaran ise, 150 ülkede faaliyet gösteren PWC'nin tüm dünyadaki iki kadın ülke müdüründen biri.

Zorlu rekabet içinde Big4 çalışanlarının gösterdiği başarılar iş dünyasının transfer listesini şekillendirmiş. PWC, Ernst&Young, Deloitte ve KPMG'de başarılı olan çalışanlar holdingler başta olmak üzere Türkiye'nin önde gelen şirketlerince kapılıyor. 

 

Satın alma operasyonu liderliği Ernst&Young'ın

*Son 5 yılda en çok birleşme satın alma operasyonunu Ernst&Young gerçekleştirdi. 2003-2006 arasında bu alanda yaptığı işlem adedi 21, işlem tutarı ise 10 milyon euro olarak gerçekleşti. Böylece hem adet, hem miktar bazında Big4 arasında her iki başlıkta da lider konumda.

*PWC İMKB'de işlem gören şirketler arasında en çok işlem yapan şirket. İMKB'deki 65 şirkete verdiği hizmetle Big4 arasında birinci sırada yer alıyor.

*KPMG Türkiye'de SEC'e kote bir şirketi hem alka açıp hem denetimini yapan tek şirket.

 

TÜRKİYE'YE İLK PWC GELDİ

*1981'den beri Türkiye'de faaliyet gösteren PWC, Big4 arasında Türkiye pazarına ilk giren şirket. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da toplam 5 ofis ve bin çalışanla faaliyet gösteriyor.

*1982 yılında pazara giriş yapan KPMG Türkiye'nin, şu anda İstanbul, Ankara ve İzmir ofislerinde 550 çalışanı bulunuyor.

*1983 yılında Türkiye'de faaliyete göstermeye başlayan Arthur Andersen, 2002'de Ernst&Young ile birleşerek bu isim altında faaliyet göstermeye devam etti. Ernst&Young İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa ofislerinde 750'ye yakın çalışanıyla faaliyet gösteriyor.

*1986 yılında Türkiye'de faaliyete başlayan Deloitte, İstanbul ve Ankara'daki iki ofisinde 900 çalışanıyla faaliyet gösteriyor.

 

İMKB'NİN LİDERİ PWC

İMKB'de işlem gören 323 şirket 44 denetim ve danışmanlık firması tarafından denetleniyor. 323 firmanın 163'ünün bilanço denetimi ise Big4 tarafından gerçekleştiriliyor.

İMKB'de denetlediği şirket sayısı bakımından Big4 sıralamasının başında 65 şirket ile PWC geliyor. PWC'yi, 59 firma ile Deloitte, 20 firma ile KPMG ve 19 firma ile Ernst&Young izliyor.

 

KİM HANGİ FİRMAYI DENETLİYOR

PWC: Koç Holding (Tüpraş, Yapı Kredi, Arçelik), Doğan Holding, Doğan Yayın Holding, Eczacıbaşı, Sabancı (Akbank), Yaşar Holding ve Merkez Bankası.

Deloitte: Borusan, Botaş, Aygaz, Avea, Aselsan, General Motors, BDDK, Mc Donalds, Microsoft, Tekel, Türk Telekom ve Vodafone.

Ernst&Young: Coca Cola.

KPMG: Turkcell.

 

TÜRKİYE'DE İLKLERE İMZA ATTILAR

*PWC'nin rakiplerinin bir adım önüne geçebilmek için hayata geçirdiği vergitv dünyada bir ilk. Vergiportali.com'un yanı sıra kısa bir süre önce hayata geçirilen vergitv.com'da, vergi konusunda bilgilendirici yayın akışının yanı sıra, uzmanlarla yapılan röportajlara yer veriliyor.

*Deloitte Türkiye ofisi 2007'de gösterdiği performansıyla vergi sektörünün dünyadaki önde gelen yayınlarından Tax Review tarafından "Yılın Vergi Firması" ödülü ile ödüllendirildi.

*KPMG Türkiye, 2007'de gösterdiği yüzde 51,2'lik büyümeyla KPMG'nin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika ofisleri arasında en hızlı büyüyen ofisi oldu.

 

BEF4 TÜRKİYE'DEN TRANSFERLER

PWC: Memorial Hastanesi CEO 'su Yalçın Nak, LaFarge Beton CEO 'su Ziya Kayacan, Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin, Fortis Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Sema Akça Özbelli, Fortis Bank Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Adnan Menderes Yayla, Doğuş Holding AŞ İç Denetimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alp Kınay, Borusan Holding Kurumsal Fonksiyonlar Başkanı Canan Ercan Çelik, Pepsi Cola Servis Dağıtım AŞ Başkan Yardımcısı Ahmet Levent Yüksel ve Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) üyesi Hüseyin Karataş.

Deloitte: Hotiç Genel Müdürü Gürhan Bulut, Kodak Genel Müdürü Altuğ İnan, Genpa Genel Müdürü Fahri Tugay, Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aysun Yoltar, Shell Türkiye Satış Müdürü Uğur Kemal Akgül, Çukurova Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Tuğrul Tokgöz, Finansbank Hollanda Risk Yönetimi Müdürü Mutlu Şencan, Çalık Holding Bütçe Planlama Müdürü Ali Toprak, Deniz Portföy Yönetimi Genel Müdürü Fatih Arabacıoğlu ve Nortel Networks Genel Müdür Yardımcısı Hakan Hatipoğlu.

Arthur Andersen-Ernst&Young: Borusan CEO'su Agah Uğur, Yapı Kredi eski Genel Müdürü Burhan Karaçam ve TEB Factoring Genel Müdürü Çağatay Baydar. 

PWC organik, diğerleri birleşme yoluyla büyüdü
"Accountancy" olarak adlandırılan sektör, denetim, vergi danışmanlığı ve kurumsal finansman gibi danışmanlık hizmetlerini kapsıyor. Sektörün doğuşu 1800'lerde İngiltere'de gerçekleşse de, asıl önemli gelişimini ABD'de sağlıyor. Temelleri 1849'da Londra'da atılan PWC, diğer Big4'dan gösterdiği organik büyümeyle ayrılıyor. İngiltere ve ABD arasındaki yoğun ticareti gözönünde bulundurarark ikinci ofisi New York'ta açan şirket, asıl büyümesini de bu ofisinin ardından gerçekleştirdi. 
Önceleri, Privewaterhouse olarak anılan şirket 1998'de Coopers&Lybrand ile birleşerek PricewaterhouseCoopers adını aldı.

Ernst&Young, KPMG Deloitte&Touche

Ernst&Young ise, PWC'nin akisne bir dizi birleşmenin sonucu büyüyerek Big4 arasına giren bir şirket.

Şirketin temeli, 1849'da İngiltere'de kurulan Harding&Pullein ile atılıyor. İlerleyen yıllarda Ernst&Ernst, Arthur Young&Company ile birleşen şirket, 1979'da Ernst&Whinney adı altında dünyanın 4'üncü büyük vergi denetim firması haline geldi. 1989'da ise, sektörün dünyadaki en büyük 5'inci firması olan Arthur&Young ile birleşerek Ernst&Young'ı oluşturdu. 2002'de ise Arthur Andersen ile birleşti. Temelleri 1870'de Londra'da atılan KPMG, önce William Barclay Peat, sonra da KMG ile birleşerek büyürken 1845'te Londra'da doğan Deloitte, 1952'de Haskins&Sells, 1989'da ise Touche Ross ile birleşereke Deloitte&Touche adını aldı.

(Kaynak: Referans Gazetesi | 05.01.2008)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM