Harca esas değeri taraflar serbestçe belirleyebilmektedir. Ancak bu tutar belediyelerce belirlenen emlak vergi değerinden düşük olamamaktadır. Belediyelerin belirledikleri emlak vergi değerleri çok büyük oranda rayiç bedeli göstermemekte, oldukça düşük seviyelerde kalabilmektedir.
Yani belediyenin 200.000 TL emlak vergi değeri belirlediği bir konutun, gerçek satış değeri 450.000 TL olabilmektedir. Tapuda işlemin gerçek satış değeri yerine, belediye emlak vergi değeri üzerinden yapılması durumunda; devletin harç kaybı söz konusu olmaktadır.
İNCELEME SONUÇLARI CAN YAKIYOR
Vergi müfettişleri; banka bilgilerinden hareketle, konut kredisi kullananlara gayrimenkul satan veya tapu bilgilerinden hareketle herhangi bir şekilde gayrimenkul satan (arazi hariç) potansiyel mükellefler dahil olmak üzere, gerçek mükellefleri tespit etmişlerdir.
Gayrimenkul satışı olduğu halde; hiç beyanname vermeyen veya beyanname vermekle birlikte, beyannamesinde tespit edilen konut kredisi tutarları ve ekspertiz raporlarında konut için belirlenen değerler ile uyumsuz olduğu veya tapu harcına esas teşkil eden beyan tutarları arasında bariz uyumsuzlukları bulunan 1036 mükellef riskli kabul edilerek, vergi incelemesine alınmıştır.
Vergi müfettişleri tarafından yapılan incelemeler 2015 yılı içerisinde tamamlanmış olup, bu incelemeler sonucunda 984.271.240,54 TL matrah farkı, 54.410.733,34 TL vergi farkı tespit edilmiş, 129.346.756,81 TL ceza kesilmiştir. Vergi inceleme raporları vergi dairelerine gönderilerek, mükellefler adına vergi/ceza ihbarnameleri düzenlenmiştir.
Tapuda düşük bedelli satış yapan alıcı ve satıcı, zaman aşımı süresi olan 5 yıl boyunca işlemin ortaya çıkması ihtimali nedeniyle stres yaşamaktadır. Bazı Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun ile, 01.01.2011-30.06.2016 tarihleri arasında tapuda düşük bedelle işlem yapmış olan alıcı ve satıcılara önemli bir fırsat sunmaktadır.
PİŞMANLIKLA BEYAN
Harçlar Kanunu uygulamasında beyan, harca tabi gayrimenkul devir ve iktisap işlemlerinde söz konusudur. Bu çerçevede 30.06.2016 tarihinden önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle tarh edilip ihtilaflı olan ya da kesinleşmiş bulunan alacaklar ile kanunun yayımlandığı tarihten önce inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler kanunun kapsamına girmektedir. Aynı şekilde 30.06.2016 tarihinden önce gerçekleştirilen devir ve iktisap işlemleri nedeniyle, kanunun 4/9'uncu maddesi kapsamında beyanname verilmesi de mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 492 sayılı Kanun'un, 5838 sayılı Kanun ile değişmeden önceki (4) sayılı tarifesinin I-13/a bendi uyarınca Arsa ve Arazi Üzerine Yeniden İnşa Olunacak Bina ve Sair Tesisler İçin Harç Beyannamesi'ne (2 No.lu) dayalı olarak tarh edilmiş olup, 6736 sayılı Kanun'un yayımlandığı tarih itibarıyla ihtilaflı olan ya da kesinleşmiş bulunan tapu harçları da 6736 sayılı Kanun kapsamına girmektedir. 492 sayılı Kanun'un 28 inci maddesi uyarınca tahsili gereken karar ve ilam harçlarından vadesi 30.06.2016 tarihinden önce olanlar ile aynı kanuna bağlı (8) sayılı tarife uyarınca tahsil edilen yıllık harçlardan vadesi 30.06.2016 tarihinden önce olanlar kapsama girmektedir.
HER ZAMAN PİŞMAN OLMAK MÜMKÜN, FAKAT 6736 SAYILI KANUN İLE PİŞMAN OLMAK DAHA AVANTAJLI
Kanunun 4 üncü maddesinin (9) numaralı fıkrasının (a-1) bendi hükmünde, kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak; kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna (31 Ekim 2016 tarihine) kadar 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 371'inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine vergi aslının tamamı ile kanunun yayım tarihine kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi şartıyla; pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçileceği belirtilmektedir.
Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere; bu madde kapsamında pişmanlık talepli olarak beyanda bulunulması, genel esaslar çerçevesinde pişmanlık talepli olarak beyanda bulunulmasına kıyasla, hem tutar olarak pişmanlık zammı ve usulsüzlük cezasının tamamen silinmesi gibi bir avantaj sağlamakta ve hem de bu şekilde indirimli olarak hesaplanan tutarın azami 18 eşit taksitte 36 ay vadeli olarak ödenmesi imkânını sunmaktadır.
Sonuç olarak; bu kanun çerçevesinde tapu işlemleri ile ilgili pişmanlık ile beyanname verilmesi durumunda; hem aylık yüzde 1.40 olan pişmanlık zammı oranı yerine nerdeyse bu oranın üçte biri olan
Yİ-ÜFE farkı ile pişmanlık zammını ödeme avantajı sağlanmakta, hem de ödemeyle ilgili olarak 15 günde anapara ve pişmanlık zammını ödemek yerine, 18 eşit taksitte 36 ay vadede ödeme imkanına kavuşmak mümkün olmaktadır.
Gayrimenkullerin gerçek kişiler tarafından 5 yıl içinde (şirketlerde 2 yıl) elden çıkartılması halinde, doğacak olan kâr değer artış kazancı olarak gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmek zorundadır. Eğer tapuda alım bedeli olarak düşük bedelli işlem yapmış iseniz; 5 yıl içinde yapılacak rayiç bedelli bir satış işleminde oldukça yüksek tutarlı bir matrah ve vergi çıkacaktır.
Bütün bu stresleri yaşamamak adına, ben derim ki: “Pişman ol, stresten kurtul.''
(Kaynak: Sözcü | 03.10.2016)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.