Vergi Usul Kanunu’muzda “vergi ziyaı cezası” şeklinde adlandırılan idari para cezası, kayba uğratılan vergi koşuluna bağlanmış ve asla bağlı bir ceza olarak düzenlenmiştir. Buna karşılık, “birinci veya ikinci derece usulsüzlük” veya “özel usulsüzlük” şeklinde adlandırılmış idari para cezaları ise vergi kaybının oluşması koşuşuna bağlanmaksızın düzenleme konusu yapılmıştır. Dolayısıyla bu yaptırımların uygulanmasına temel olacak bir vergi aslı kaybı söz konusu değildir. Bu nedenle de 6736 sayılı Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’da, vergi aslına bağlı olmayan söz konusu yaptırımlar için, asla bağlı olmayan cezanın kesinleşmiş olup olmamasına göre özel düzenlemeler getirilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibariyle kesinleşmiş asla bağlı olamayan cezaların, kanundan yararlanılmak istenilmesi halinde, %50’si kaldırılacaktır. Vergi aslına bağlı olmayan cezaların ihtilaflı alacak halinde bulunması durumunda, kanundan yararlanmak üzere başvuru yapılması durumunda ödenecek tutarların hesabına esas oranlar kanunda şu şekilde düzenlenmiştir.
- Kanunun yayım tarihi olan 19.8.2016 itibariyle, vergi mahkemeleri nezdinde dava açılmış veya dava açma süresi geçmemiş olan asla bağlı olmayan cezaların %25’i
- Kanunun yayım tarihi olan 19.8.2016 itibariyle, vergi mahkemelerince verilmiş son kararın iptal kararı olması hâlinde cezaların %10’u,
- Kanunun yayım tarihi olan 19.8.2016 itibariyle, vergi mahkemelerince verilmiş son kararın cezanın onanması yönünde olması halinde cezaların %50’si,
- Kanunun yayım tarihi olan 19.8.2016 itibariyle, vergi mahkemelerince verilmiş kararın kısmen iptal, kısmen tasdik kararı olması hâlinde tasdik edilen ceza tutarının %50’si ile iptal edilen ceza tutarının %10’unun toplamı,
- İhtilafa ilişkin olarak 19.8.2016 tarihi itibariyle verilmiş son kararın temyiz veya itiraz mercii kararı olması halinde Kararın;
* vergi mahkemesinin tasdik kararının bozulması yönünde olması hâlinde cezanın %25’i,
* vergi mahkemesinin tasdik kararının onanması yönünde olması hâlinde cezanın %50’si,
* vergi mahkemesinin iptal kararının bozulması yönünde olması halinde %25’i
* vergi mahkemesinin iptal kararının onanması yönünde olması halinde %10’u
Ceza muhatabının Kanunda belirtilen süre ve şekilde, peşin veya taksitler halinde yukarıdaki oranda tamamen ödeme yapması halinde cezaların tahsilinden vazgeçilecektir.
Yukarıdaki uygulama sadece, asla bağlı olmayan cezanın bağımsız bir dava konusu edilmesi halinde yapılmayacaktır. Asla bağlı olamayan cezanın, bir verginin aslı ve cezası ile birlikte dava konusu edilmiş olduğu hallerde de, davaya konu asıl ve cezadan bağımsız olarak, asla bağlı ceza için 6736 sayılı kanundan yararlanmak için müracaat olanağı vardır. Bu durumda yine yukarıdaki şekilde uygulama yapılacaktır. Örneğin bir mükellefin, aleyhine tarh edilmiş cezalı kurumlar vergisi ile özel usulsüzlük cezasını birlikte dava etmiş olması halinde, cezalı kurumlar vergisi tarhiyatına ilişkin olarak 6736 sayılı Kanundan yararlanmayıp davasını sürdürürken, aynı zamanda sadece özel usulsüzlük cezası için 6736 sayılı Kanundan yararlanmak üzere vergi dairesine müracaatı mümkündür.
İhtilaflı borçlar için yapılandırmadan yararlanmanın koşulu olan davadan feragat koşulunun burada da geçerli olduğunu unutmamak gerekir.
Yukarıda sözünü ettiğimiz uygulama, her ne kadar bir asıl esas alınarak hesaplanmış olsa da söz konusu aslın ceza muhatabının borcu olmaması dolayısıyla, asla bağlı olmayan ceza olarak düşünülen iştirak cezaları için de aynen geçerlidir.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 20.09.2016)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.