Matrah ve vergi artırımını da içerecek şekilde geniş kapsamlı bir yapılandırma yapılacağına dair hükümet katında ilk açıklama 15 Temmuz sonrasında geldi. Önceki açıklamalar sadece kesinleşmiş alacaklar yönünde bir yapılandırma ile sınırlıydı. Bu hamlenin, ülkede para çıkışının beklendiği ve bir belirsizliğin yaşandığı15 Temmuz işgal hareketi koşullarında, iç cephenin rahatlatılması adına yapıldığı anlaşılmaktadır. Gerçekten de elverişli olmayan koşullarda yapılacak inceleme ve tarhiyatlarda, Hazine istediği tahsilatı ve sonucu elde edemeyeceği gibi bu tarhiyatlar mükellefleri de çökertebilir. Hiç kuşku yok ki, 6736 sayılı Kanun’la sağlanan dokunulmazlık vergi kaybına sebebiyet veren mükelleflerin risklerini ortadan kaldırmaları yönünden önemli bir fırsattır. Vergisel yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren çoğu mükellef de olası bir vergi incelemesi ile bazı sürprizler yaşamamak adına matrah ve vergi artırımı yapacağı önceki uygulamaların kazandırdığı bir tecrübedir. 6736 sayılı Kanun’un devlet yönünden bir tahsilat yasası olduğu göz önüne alınırsa, kritik bir dönemeçte devlete borç verenlere de bir mesaj gönderilmiştir. “Vergi affı” olarak bilinen bu kanunun mükellefler yönünden en cazip tarafı, kanunun 5’inci maddesinde geçen “matrah ve vergi artırımı” ile ilgili hükümlerdir. Zira bu hükümler mükellefe artırım yaptığı ay/yıl/dönemle ilgili olarak vergi dokunulmazlığı getirmektedir.
Devlet bir beyan karşılığında potansiyel alacaklarından vazgeçmeyi taahhüt etmiştir. Dokunulmazlık, gelir ve kurumlar vergisi yönünden matrah artırımı, KDV yönünden vergi artırımı ile sağlanacaktır. Gelir ve kurumlar stopajları yönünde de konuya özgü artış yöntemleri benimsenmiştir. Dokunulmazlık, matrah ve vergi artırımı yapılan vergi türü yönünde ve ilgili dönemde bir daha incelenmemek ve tarhiyata uğramamak şeklinde tezahür etmektedir. Matrah ve vergi artırımında kayba uğrayan vergi tutarının büyüklüğü önemsenmemiş ancak ağır nitelikli bazı fiiller kapsam dışında tutulmuştur. Maddenin 9’uncu fıkrası ile defter, kayıt ve belgeleri yok edenler ile sahte fatura düzenleyenler matrah ve vergi artırımı hükümlerinden istifade edemeyeceklerdir. Matrah ve vergi artırımının gerekçesi, “Vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ilgili risklerin ortadan kaldırılması” şeklinde yazılmıştır.
Dokunulmazlık sağlanırken kurulan denklemde beyan edilmiş matrahlar bir veri olarak alınmakta ve mükellefl er gruplandırılarak matrahın belli bir oranda artırılması istenmektedir. Sonraki dönemlere göre önceki yıllar için daha yüksek artış oranları belirlenmesi de dikkate değerdir. Akla gelen, yasa koyucunun vazgeçilen gecikme faizini bir faktör olarak benimsediğidir. Oysa önceki yıllar zamanaşımı menzili içindedir. Bu da artış oranlarının tam tersi yönde kurulmasını daha mantıklı hale getirmektedir.
Hasılat değil de, beyan edilen matrahın dikkate alınması yüksek kazanç ve dolayısıyla vergi beyan edenlerin aleyhine olmuştur. Matrah artırımı denkleminin ikinci ölçüsü asgari bir matrah beyanıdır. Burada gerek artış oranlarının ve gerekse asgari matrahların mükellef grupları esas alınarak belirlenmesi doğru olmuşsa da, hasılatın göz ardı edilmesi hakkaniyetli olmamıştır. Gruplandırmada, serbest meslek erbabının benzer özellikler (gelir durumları, defter tutma ve belge sistemi gibi) taşıdığı ikinci sınıf tüccarla değil de, birinci sınıf tüccarla eşleştirilmesi de adaletli değildir. Büyük ödül yüksek cirolar yapıp da, düşük veya sıfır matrah ya da zarar beyan eden mükellefl ere vurmuştur. Trilyonlarca ciro yapan bir şirket verdiği beyannamede zarar beyan etmiş olsa bile asgari matrahtan vergi beyan ederek vergi dokunulmazlığı kazanabilecektir. Üstelik o yıla ait zararın yarısını 2016 ve izleyen yıllardaki karlarından mahsup etmek imkanı da sağlayacaktır. Bu zararın doğruluğu ile ilgili inceleme hakkından vazgeçilmesi ise bonus olmuştur. 2016 ve izleyen yıllardaki karlardan mahsup imkanı tanınan geçmiş yıl zararlarının, matrah artırımı ile beyan edilen tutarlardan indirilmesine yasak getirilmesi ise çelişki gibi durmaktadır.
Matrah ve vergi artırımı dışındaki 6736 sayılı Kanun’la sağlanan avantajlardan faydalanmak ödeme koşuluna bağlanmıştır. Matrah artırımında ise ödenmeyen taksitler bir kat fazlası oranda gecikme zammı ile tahsil edilecektir. En yüksek avantajın sağlandığı matrah artırımında tahsilatın mükellefin inisiyatifi ile idarenin cebri işlemlerine havale edilmesi mali disiplin adına kayda değerdir. Bu durum yüksek bir katılımın amaçlandığını ve bu sayfanın geleceğe odaklanmak adına bir daha açılmak istenmediğini göstermektedir.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 26.08.2016)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.