BASINDAN YAZILAR
Teşvikle birbirimizi aldatmayalım sadece fabrikaların yeri değişiyor - MuhasebeTR

Teşvikle birbirimizi aldatmayalım sadece fabrikaların yeri değişiyor

Tekstilin başkenti Denizli, Anadolu'da yıldız illerden birisi durumunda. İhracatı 2,2 milyar doları bulan şehir kalkınmasını devlet yatırımlarından çok özel müteşebbislerin gayretiyle meydana getirmiş. Son yıllarda gösterdiği performansla Anadolu'da ekonominin lokomotifi haline gelen Denizli, Zaman Gazetesi'nin Sektörler Buluşması'nda masaya yatırıldı.
 

İlin termal şifalı sularıyla ünlü Karahayıt beldesindeki Hotel Colessae Thermal'de gerçekleştirilen toplantıda Denizli'nin ekonomisine yön verenler hükümetten beklentilerini ve problemlerini anlatma imkanı buldu. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın başkanlık yaptığı zirvede işadamlarının dile getirdiği sorunlar ve hükümetten beklentileri şöyle...

Ekrem Dumanlı (Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü):

Buraya çok şey söylemekten ziyade çok şey dinlemeye geldik. Bir tecrübemiz oldu, sektörleri bir araya getirdik, o sektörleri dinledik. Sonra o sektörlerle ilgili tam sayfa 3 gün süren yazı dizileri hazırladık. Onları bir teklif paketi, sorunların anlatıldığı bir şikâyetname değil, çözümlerin önerildiği bir teklif paketi haline getirmeye gayret ettik ve o teklif paketlerinin de takipçisi olduk. Hükümetimiz, bakanlıklar, bürokrasi nezdinde bu insanların yaptıkları bunlardır ama çözüm bekledikleri meseleler de şunlardan ibarettir diye her birisine birer çözüm paketi sunmaya gayret ettik. Biz uzaktan Denizli'yi hayranlıkla ve hayretle seyrediyoruz. Yani ne oldu bu şehirde? Birkaç şehir var. Bursa bize yakın sayılır, gidenler-gelenler oluyor, yolumuz düşüyor. Kayseri çok uzak sayılmaz, Gaziantep'i üç aşağı beş yukarı biliyoruz. Ama Denizli, İstanbul'dan merak edilen bir şehir. Aslında İstanbul dükalığında oturup Anadolu'yu hiç bilmeyen insanlardan değiliz. Bir medya mensubuyuz ama sonuçta hepimiz Anadolu çocuğuyuz. Anadolu yeniden kendi özüne dönme; her alanda ticarette, hizmette, eğitimde, kültürde, sanatta, edebiyatta, medyada kendi ayakları üzerinde durma gayreti gösteriyor. Böyle Anadolu'nun yükselen trendlerinden Denizli'yi yakından görelim dedik. Denizli'ye emek veren, kanatlandıran insanların bizim vasıtamızla kamuoyuna, hükümete, bürokrasiye söyleyeceği şeyler varsa onları da bir yayın politikası haline getirelim ve bunları yayınlayalım diye düşündük. Nasıl Anadolu'nun yükselen bir trendi Denizli ise medyanın da yükselen trendi Zaman Gazetesi'dir. Bu bakımdan da bu ikisini bir araya getirmeyi faydalı görüyoruz. Zaman Gazetesi çok eski bir gazete değil, 20. yılımızı bitirdik, 21. yılımıza giriyoruz. Ama geldiğimiz noktaya bakıyorum 2001'de yaz tirajımız, 160-170 bin idi, şimdi 830 bin. Bu sizin desteğiniz, himmetiniz, gayretiniz. Hakikaten Anadolu'dan kaçış yok. Anadolu hem kendi ayakları üzerinde duruyor hem de başkasının ayaklarıyla yürüyenlere 'Kendi yuvanıza dönün.' diyor. Çünkü burası mukaddes değerlerin yüzyıllar boyunca belli bir sentez halinde yaşandığı bir yerdir. İnsanlar huzur istiyor, refah istiyor, mutluluk istiyor. Huzuru, refahı, mutluluğu kaçıracak, istikrarı bozacak şeylere de müsaade etmiyor. Bunu biz önemli bir buluşma olarak görüyoruz.

 

Turhan Bozkurt (Zaman Gazetesi Ekonomi Editörü):

Başarılı bir şehir olan Denizli'nin isimsiz kahramanlarıyla, gecelerini gündüzlerine katarak Türkiye ekonomisine, milli hasılamıza katkı sağlayan işadamlarımızla bir araya gelmenin heyecanını yaşıyorum. Türkiye ve dünyada neler oluyor, onunla ilgili birkaç anekdot aktarmak isterim. Şubat 2007'den itibaren başlayan dünyadaki küresel dalgalanma bizim dikkatimizi biraz daha artırmaya sevk ediyor. Özellikle Amerika kaynaklı gelişmelerin daha yakından takip edilmesi gerekiyor. Mortgate ile batık olan, bir daha geri dönme ümidi olmayan kredilerin finans şirketlerine bıraktığı bakiye bu. Bu bakiyenin 500 milyar doları bulması bekleniyor. Ama Amerikan Merkez Bankası'nın son müdahalelerinin burada bir likidite krizine dünyanın girmeyeceğine işaret ediyor. Dışarıda olan bu gelişme belki Türkiye'yi çok ciddi anlamda etkilemeyecek. 2008'de Avrupa'da sürpriz bir şey beklemiyoruz. Bu bizim ihracatımızın kendi trendinde büyüyeceği anlamına geliyor. Türkiye'nin ihracata dayalı büyümesi devam edecek, tabii bir şartla; hükümetin acil eylem planında, seçim beyannamesinde ifade ettiği özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük istihdam üzerindeki vergi yükleri, yine primlerle ilgili 5 puanlık rakam açıklandı; ama bunun ne zaman uygulanacağıyla ilgili kafa karışıklığı var. Çok sıkıntı çeken KOBİ'lerin gerek KOSGEB gerek Halkbank kaynaklarla desteklenmesi gerekiyor. Gelecek yılı küresel gelişmeleri çok dikkatli takip eden ama yeniliğe, AR-GE'ye, tasarıma çok ciddi önem vererek, pazarlardaki boşlukları değerlendirerek ve bu anlamda da paranın maliyetinin artacağı ihtimalini düşünerek çok ayağını yorganına göre uzatan işletmelerimizin ihracata dayalı büyümelerinin sürmesini bekliyoruz.

Necdet Özer (Denizli Ticaret Odası Başkanı):

Denizli ekonomisinin, sanayisinin, ticaretinin Zaman tarafından masaya yatırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Denizli'den sonra Kayseri'yi ele almak istiyoruz denildiğinde ben çok mutlu oldum. Çünkü Kayseri hep Denizli'nin önünde anılmış. Bugün Denizli ihracatı 2,2 milyar doları bulmuşken Kayseri'nin ihracatı 800-850 milyon dolarlarda. Denizli bugün 2,2 milyar dolar ihracata dayanmış, hemen hemen yüzde 95 ihracata dayalı bir sanayisi olan, başta tekstil ve konfeksiyon olmak üzere mermer, kablo, cam, inşaat gibi önde gelen sektörler üzerinde ön plana çıkmış bir ildir. Fakat son zamanlarda özellikle hükümetimiz her ne kadar iyi niyetli adımlar atmış olsa da 5084 sayılı Teşvik Yasası'nın en fazla Denizli'ye zarar verdiğini bilmekteyiz, çünkü hemen yanı başımızda Uşak ve Afyon bulunuyor. Denizli yatırımcısı, son 2,5-3 yıldır yatırımlarını teşvik kapsamı içinde kalan illerle yapmaktadır. Yatağan bıçakçılık, Buldan-Kızılcabölük, Tavas, Babadağ gibi ilçelerimiz tekstil, Serinhisar leblebi sektöründe teşvik kapsamına alınmak için bekliyor. Leblebi dediğimiz zaman maalesef akla önce Çorum gelir. Fakat Çorum şu anda Denizli'den leblebi alan bir il konumundadır. Zamanında tekstilde, mermerde birçok sektörde yüksek kazançlarımız vardı. Bugün baktığımız zaman ihracatımız her geçen gün yükseliyor. Yaklaşık 155 bin sigortalımızı istihdam ediyoruz; fakat kazançlarımız için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Buradaki en büyük hatamız da zamanında kazandığımız dönemlerde yeni sektör arayışlarına geçememiş olmamız. Fakat son zamanlarda jeotermal yasasının çıkmasıyla birlikte Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek sera organize bölgesi için imza attık. Fakat bunun yanında jeotermal yasasının çıkmasıyla birlikte maalesef Pamukkale gibi önemli bir değerimizi tam kapasiteyle kullanamadığımız da ortadadır. Sağlık ve termal turizmi konusunda da atılım yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Abdülkadir Uslu (Denizli Organize Sanayi Bölgesi Başkanı):

Denizli ekonomisi 24 Ocak 1980 kararlarından sonra Türkiye'nin dışa açılmasıyla beraber bir hamle yaptı. Mevcut altyapısı tekstilde olduğu için bu sektör hemen hızlı bir şekilde devreye girdi. 1980'de ilin ihracatı herhalde 5-6 milyon doları geçmezken, 1998-2000'lerde 2 milyar dolara kadar geldi ve orada kaldı. Son 5 yıldır bir duraklama ve gerileme dönemi içerisinde. Çünkü yeni bir yatırım yok. Yatırımın olmamasının da iki sebebi var. Birincisi ihracata dönük üretim yapıyor, ihracatçı YTL'nin aşırı değerlenmesinden dolayı kârlı üretim yapamadığı için küçülme içinde. Mesela bizim kendi grubumuz bundan 4 sene önce 3 bin 500 kişi iken, bugün 1.366 kişiye düştük. Herkeste küçülme gözleniyor. Başka desteklerle kârlılığı yükseltme çabası var. Ama bu da son noktaya gelmiş durumda. Teşvik Yasası dolayısıyla da Denizli'de yatırım olmuyor. İlin kenarında Dazkırı var, Uşak ve Afyon var. Yatırım yapmak isteyenler oralara gidiyor. Diğer bir olumsuzluk hükümetin uyguladığı kur politikası. Herkes bunu Merkez Bankası'nın üstüne atıyor ama bugün bana göre bankanın bir alakası yok. Hükümet sadece enflasyona dayalı bir program veriyor, Merkez Bankası'nın eline. Halbuki 25 yıldan beri dolarizasyon ekonomisi yaşamış bir ülkede bir anda kabuk değişimi yapmamak gerekiyordu. Merkez Bankası sadece enflasyonu hedef değil de hem üretim, istihdamı gözeten hem enflasyonu kontrol altına alan bir politika izlemiş olsaydı veya hükümet böyle bir program yapmış olsaydı bu süreç daha rahat atlatılabilirdi. Devletin teşvik programı olmaması lazım. Devletin kendi uyguladığı programın bizzat kendisi teşvik olması lazım. Bir yere teşvik verip, bir yere vermezseniz böyle adaletsizlikler ortaya çıkıyor. Şimdi geçen dönem verilen teşvikle bugün Maraş hurda iplik fabrikası haline geldi. Denizli'de fabrika kapandı, Maraş'ta açıldı. O da 'ben ucuza malediyorum' diye piyasayı bozdu, kendisine de kalmadı. Şu anda daha halen iplik fabrikaları var, öyle duruyor. Teşvik Kanunu çıkarıp da Uşak'ta, Afyon'da fabrika yaptırıp Denizli'de fabrika kapattırmanın bir anlamı yok. Hükümet, teşvik yasası ile büyük destek verdi, insanlar oraya aksın diye. Ama şimdi alt yapımız var, dünyanın en kaliteli üretimini yapıyoruz. Ama Denizli şu anda büyüyemiyor, dolayısıyla yatırım yapamıyor, kâr üretemiyor. Kâr üretmeyince teknolojisi yenilenmiyor. Ne olacak? Önümüzdeki 3-5 sene içerisinde Denizli bu 2 milyar dolardan düşüp gelecek belki 1,5 milyar, 1 milyar dolara.

İbrahim Tefenlili (Denizli Ticaret Borsası Başkanı):

Genelde bizim üyelerimiz tarımla ilgili. Tarımda özellikle bu sene kuraklık dolayısıyla çok sıkıştık. Ama biraz geriye baktığımızda tarıma 20, belki 30 seneden bu tarafa çok yatırım da yapmadık, çok değer vermedik. Ama bir zaman geldi ki tarımın dünyada önemi ortaya çıktı. Bundan sonra da ülkemizde önü açılacak sektörler tarıma dayalı sektörlerdir. Tekstil sektörünün tabanı tarımdır ama çeşitli dalların artık kuvvetlenmesi gerekiyor. Artık tarımı biraz daha irdelememiz gerekiyor. Tarıma bundan sonra sanayicinin ve teknolojinin girmesi lazım. Hükümetten isteğimiz şu: Tarıma dayalı sektörel teşvik verilmeli. Toprakların yüzde 12'si sulanabiliyor. Eğer bu topraklarımızı yüzde 20'ye çıkarabilirsek tarıma dayalı ihracatımız yükselir. Bölgelerimizde farklı farklı ürünler yetişiyor. İlimizde jeotermale dayalı organize seracılık kurulma aşamasına geldi. Seracılık yeni bir sektördür, ilimize bir heyecan verecek. Yeni katılımlar getirecek, hem istihdam yönünden hem de ihracat yönünden ihracata dönük mamuller üretilecek. Bunun yanı sıra bir ilçemizde hayvancılık gelişiyor. Orada da Denizli Sanayi Odası'nın bir organize sanayi bölgesi olarak devam etmek istediği bir yer var. Orada hayvancılığı biraz daha öne çıkaracak. Zaten özel sektör 10 bin büyükbaş hayvanla Avrupa'nın en büyük çiftliğini kuruyor. Bölgemizin et, süt ihtiyacını karşılayacak. Tarım, hayvancılık, jeotermal hatta üzüm üretiminde teşvik verilmesini istiyoruz. Tarım ve tarıma dayalı sanayi bir önce geliştirilmeli ve ihracata yöneltilmeli.

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 17.12.2007)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM