Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında kurulan hükümet Türkiye Cumhuriyeti’nin 65. Hükümeti oldu. Başbakan Binali Yıldırım da Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana 27. Başbakan oldu.
1920-23 arasında da Atatürk ile başlayan 4 ayrı başbakan daha vardır. Bunlarla beraber bakıldığında Başbakan Binali Yıldırım 31. Başbakan olmaktadır.
Bu genel bilgiden sonra esas konumuza dönelim. Öncelikle yeni hükümetimizin ülkemize ve ulusumuza hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Yeni hükümetin kuruluşu ile beraber piyasaların merakla beklediği ekonomi yönetiminden sorumlu başbakan yardımcısının kim olacağı konusu da artık netleşti. Merkez Bankası ve Hazine ile kamu bankaları yine Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e bağlı olarak görev yapacaklar. SPK, BDDK ve TMSF gibi para ve sermaye piyasasıyla ilgili bağımsız kurullar ise Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’ye bağlı olacaklar. Ayrıca reformlar ve yatırımların koordinasyonu da yine Başbakan Yardımcısı Canikli tarafından yürütülecek.
Yaklaşık iki haftadır piyasalarda yaşanan dalgalanma da yeni hükümetin açıklanması ile birlikte esasen sona ermiş oldu. Başbakan yardımcıları arasındaki görev dağılımı ile de piyasalar aradıkları cevabı bulmuş oldular. Zaten Merkez Bankası’nın son toplantısında faiz koridoru üst bandında 50 baz puanlık indirim yaparak üst bandı 9.50’ye çekmesine rağmen döviz piyasasında aşağı yönlü seyir devam etti.
Hükümetin açıklanması ile beraber ekonomi ile ilgili bakanların büyük ölçüde aynı kalması ve mali disiplin vurgusunu içeren açıklamaları da piyasaları rahatlatan bir sonuç doğurdu. Kaldı ki, yeni hükümette Maliye Bakanı’nın değişmemesi dış ticaret ve teşviklerle ilgili bakanlığa tekrar Nihat Zeybekci’nin gelmesi ile bilinmeyen veya risk olarak algılanabilecek unsurları büyük ölçüde ortadan kaldırmış oldu. Piyasaların bu güveninde elbette Başbakan Binali Yıldırım’ın icracı kişiliğinin de önemli bir rolü oldu. Zaten iş dünyasından da yeni hükümetin açıklanması ile birlikte olumlu bulduklarına yönelik açıklamalar ardı ardına geldi.
Hükümet programına bakıldığında da büyük ölçüde bir önceki hükümet programında belirtilen hedeflerin aynen yer aldığını gözlemliyoruz.
Şimdi mesele, ülke kalkınmasına ve 2023 hedeflerinin gerçekleştirilmesine yönelik mikro reform adımlarının iyi bir planlama ile yürütülmesinde.
Bu konuda gerek Başbakan Binali Yıldırım’ın icracı kişiliği, gerekse bu konulardan sorumlu Başbakan Yardımcısı Canikli’nin deneyimli ve pratik özelliği dikkate alındığında hızlı adımlar atılması sürpriz olmayacaktır.
Önemli olan atılacak bu adımlara yönelik planlama ve koordinasyonda çok tarafı ilgilendirenlerin meselenin bütün taraflarını işin içine katarak sıhhatli bir şekilde yürürlüğe konulmasıdır. Bu konuda özellikle Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın geçen hükümet döneminde gösterdiği bütün tarafların görüş ve düşüncelerini dikkate alan, esasen 2003 yılında başlayan katılımcı anlayışın bu dönemde de tüm bakanlarca aynen devam ettirilmesi önemli olacaktır. O zaman hep beraber meselelerin birer birer çözüldüğünü, uzun süredir tartışma konusu olan orta gelir tuzağı meselesinin gündemden düştüğünü hep beraber göreceğiz.
Teknolojinin daha çok işin içine katıldığı verimli üretim ve buna bağlı olarak katma değeri yüksek ihracat ile bunun yapılabileceği açıktır. Ülkenin insan potansiyeli her geçen gün buna daha uygun hale gelmektedir. Kamu ve özel sektördeki tecrübe ve birikim bunu yapmak için yeterlidir.
(Kaynak: ito | 30.05.2016)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.