Çalışma hayatında işçi ile işverenin sık sık karşı karşıya geldiği durumlardan birisi de izinler ve istirahat raporlarıdır. İşveren, çalışanların mümkün olduğu kadar aralıksız olarak işe devam etmelerini ister. Çalışanlar ise yasadan ve sözleşmelerden kaynaklanan izin ve rapor haklarını -doğal olarak- sonuna kadar kullanmak isterler. Bazen de yasadan kaynaklanan hakların kötü kullanımına şahit oluruz. Bu kapsamda bir şirketin insan kaynakları sorumlusu Sedef Hanım soruyor; “Sadettin Bey, işyerimizde çalışanlarımızın tüm yasal izin hakları ve mazeret izinlerine riayet ediliyor. Fakat buna rağmen kimi çalışanlarımız çeşitli mazeretler ileri sürerek izin talep ediyor, vermediğimiz taktirde rapor alarak işe gelmiyor. Oysa kişinin hasta olmadığını ve izin kullanabilmek için rapor aldığını biliyoruz. Bu tür durumlarda ne yapabiliriz? Rapor konusunun suiistimal edilmesinin önüne nasıl geçebiliriz?”
YASAL HAK AMA...
Hastalık raporları sadece Sedef Hanım'ın değil, pek çok işyerinde işveren ve İK birimleri için en önemli sorunlardan birisidir. Sorun sadece bu hakkın kimi çalışanlarca suiistimal edilmesi değil ayrıca hastalık raporlarıyla ilgili bürokratik işlemlerdir.
Öncelikle İş Kanunu, hastalık durumunda doktor raporuyla işçiye istirahat hakkı tanıyor. Fakat bunun bir limitini belirlemiyor. Yani “işçi ayda şu kadar, yılda şu kadar gün rapor alabilir” gibi bir düzenleme yok. Dolayısıyla bu konuda çalışanlara bir sınırlandırma koymak mümkün değil. Bununla birlikte, rapor süresi, işçinin ihbar süresine 6 hafta eklenmiş süreyi aşması halinde işveren için bildirimsiz fesih hakkı doğmaktadır. Örneğin bir yıllık kıdemi olan çalışan uzun süre rapor almışsa, (4 + 6 hafta) 10 hafta dolduğunda işveren için bildirimsiz fesih hakkı doğacaktır. Bu durumda ihbar tazminatı vermeden kıdem tazminatı ödenerek çıkış işlemi yapılabilmektedir.
SUİSTİMALİ ÖNLEMEK İÇİN
Diğer taraftan bazı işyerlerinde, rapor hakkını kötüye kullandığı düşünülen çalışanlara önce yazılı uyarı gönderilerek, "Son zamanlarda sık sık sağlık raporu aldığınız gözlenmiştir. Bu durumun devamı halinde, işyerimizde çalışmaya sağlık durumunuzun elverip elvermediğini teşhis amacıyla Sağlık Kurul Raporu getirmeniz talep edilecektir" şeklinde uyarı yapılmaktadır. Bu uyarı bir anlamda çalışanın dikkatini çekmekte ve sık rapor aldığının işyerinde olumsuz karşılandığını hissettirmektedir. Eğer aynı durum devam ederse, Sağlık Kurul Raporu talep edilebilmektedir. Yine de bir çalışanın sık rapor alması tek başına bu hakkın kötüye kullanıldığını göstermeyeceği gibi, bu konunun objektif olarak tespiti oldukça zordur. Bu tespitin zorluğu sebebiyle, kimi işyerlerinde gereksiz rapor almayı caydırmak amacıyla ücret dışı ödemelerde (prim, ikramiye, bonus vb) raporlu günler düşülmektedir. Bu da personelin gereksiz yere istirahat raporu almalarını caydırmaktadır.
SGK CEZASINA İNDİRİM UYGULANIR
Soru: Sadettin Bey, SGK'nın uyguladığı para cezalarında hangi tür indirimler uygulanıyor? Bizim bildiğimiz peşin ödeme indirimi var. Bunun dışında indirim yapılıyor mu? Şartları nedir? İdris M.
Cevap: Değerli okurum, SGK tarafından uygulanan idari para cezaları 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde yer alıyor. Belirli cezalar için ve bazı şartlar dahilinde peşin ödeme indirimi dışında da indirim uygulanıyor. Bu indirim genel olarak her işverenin bildiği indirimdir. Yani SGK'nın tebliğ ettiği cezayı 15 gün içerisinde peşin olarak öderseniz, cezanın %25'i silinir, %75'i ödenir. Cezalarda uygulanan bir diğer indirim türü ise iyi niyet indirimidir. Buna göre;
● Sigortalı işe giriş bildirgesini,
● İşyeri bildirgesini,
● 4/b (Bağ-Kur) sigortalıları için ilgili kurumlar tarafından verilmesi gereken sigorta başlama ve bitiş bildirgesini,
● Kamu kurumları tarafından verilmesi gereken, memurların maluliyet durumlarına ilişkin bildirgeyi,
● Kamu kurumları ve bankaların ihale verdikleri yüklenicilere dair bildirimi,
● Ticaret sicilleri, şirketlerle ilgili kuruluş bildirimini,
● İnşaat ruhsatı veren kurum ve kuruluşlar ruhsat sahipleriyle ilgili bildirimi,
● Sigortalı işten çıkış bildirimini,
Yasal süresi içerisinde yerine getirmemekle birlikte, yasal sürenin bitiminden itibaren 30 gün içerisinde kendiliklerinden yerine getirirlerse, cezanın %75'i silinmekte, sadece %25'i tahsil edilmektedir. Ayrıca bu %25'lik kısımdan da 15 gün içerisinden ödenmesi halinde yine dörtte bir oranında peşin ödeme indirimi yapılır. Ancak iyi niyet indiriminden yararlanabilmek için bir diğer şart, kendiliğinden bildirimden önce SGK, diğer kamu kurumları veya mahkemeler tarafından herhangi bir tespit yapılmamış olmasıdır.
Örnek: İşveren, sigortalı işe giriş bildirgesini yasal süresi içerisinde vermediğini kendisi farketmiş ve yasal süreyi takip eden 30 gün içerisinde SGK'ya vermiş olsun. Bu durumda işverenin ödeyeceği ceza tutarı (1.647 x 0,25) 411,75 TL olacaktır. Yani toplam cezanın dörtte birini ödeyecektir. Ayrıca bu tutarı 15 gün içerisinde ödemesi halinde %25'lik peşin ödeme indirimi de uygulanacak ve ödenecek rakam 308,81 TL olacaktır.
(Kaynak: ozgurdusunce | 05.04.2016)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.