Son günlerde eminim hepimiz Telekom reklamlarını zevkle izliyoruz. Mahzar Alanson elinde gitarı duygusal ritimle söylüyor.
Aileler de mest olmuş şekilde eşlik ediyor; "TT-Net, Güvenli İnternet..." bir de bakmışsınız diğer reklamda, yine Mahzar Alanson internetin hızıyla savruluyor. Cem Yılmaz durur mu? Gök gürlüyor, yağmur yağıyor, espriler havada uçuşuyor. "Evde ev, işte iş telefonu kullanılır..."
-Telekom reklamlarını izleyince, "Telekomlu hayat, oh ne rahat, internetimiz de tam gaz, ev ve iş telefonumuz da hemen yanı başımızda daha ne isteyelim ki..."
-Eski Milli Eğitim Bakanımızın hatıralarda kalan; "-Ah şu öğrenciler ve öğretmenler olmasa Milli Eğitim'i ne güzel idare ederdim misali..." Eh Telekom da bu sözü aratmıyor zaten.
-Başkent'te iki haftadır çoğu ev ve işyerinin telefonundan tık yok. Dolayısıyla internetinden de...
-Evde ev, işte iş telefonu kullanacağız kullanmasına da ama ne mümkün? Zira çalışmıyor.
-Neyse, evde ev telefonu kullanamamanın derin üzüntüsüyle bir o kadar da mecburiyetten cep telefonunu alıp çeviriyoruz "Telekom arıza 121" servisini.
-Karşımıza telesekreter çıkıyor. Telefon arızası için "1" internet arızası için "6"yı tuşlayın.
-Emre itaat şart! İşimiz görülecek ya.
-Arkasından büyük bir şevkle 10 haneli hizmet numaramızı da tuşluyoruz. Cevap gecikmiyor. Telesekreter: "Şu an için bütün operatörlerimiz dolu, bekleyin." Mecburen bir umut bekliyoruz. Tekrar tekrar bıkmadan usanmadan deniyoruz. Ama nafile.
-Nihayetinde bant kaydını dinlemeye muvaffak oluyoruz. Bant kaydı: "Bölgenizde, genel bir arıza nedeniyle... çalışmalara devam ediyor... arıza giderilmeye çalışılıyor..."
-İyi de bu arızayı kim giderecek?
-İşçiler grevde. Medyadan hatırımızda kaldığı kadarıyla, işçiler haykırıyor: "25 bin işçiye reklama harcadıkları para kadarını çok gördüler" diye...
-Oğlum; "-Baba, internet çalışmıyor. Ödevimi yapamıyorum." Eh çocuk haklı, ne yapsın müfredat çoklu zeka kuramına dayalı. Öğrenim sistemine göre internet mecburen.
-Eşim öğretmen olduğu için şikayet sırası onda; "- Bey, internet çalışmıyor. Öğrencilerime hazırlık yapamıyorum. Haftaya sınıfıma müfettiş gelecek günlük ve haftalık planlar birikti. Ders programlarını hazırlayamıyorum." Eh o da haklı, internet mecburen.
-Bu arada eşim ve oğlum en azından şikayetlerini bana anlatmanın mutluluğu ve huzuru içindeler.
-Neyse ki kızım bebekleriyle oynama çağında olduğundan internetle ilgili bir şikayeti şimdilik yok.
-Eş, dost, konu, komşu arıyor: "-Nerelerdesiniz? Günlerdir sizi arıyoruz. Telefonunuz pişkin pişkin çalıyor. Hasta mısınız, sağ mısınız?" Eh onlar da haklı. Evde ev telefonu kullanılır mecburen.
-Ama Telekom'un aklına gelmiyor, arıza için akıl ettiği telesekreter uygulamasını bizim telefonu arayanlara da yönlendirsin. Sonra düşünüyorum Telekom haklı! Olur mu? Neme lazım prestiji falan sarsılır Alim Allah. Telefonun arayan için pişkin pişkin çalıyor gözükmesi daha iyi olsa gerek.
-Anlayacağınız Başkent'te 15 gündür bizim yaşadığımız (halen de yaşanmakta olduğumuz ve ne zaman sona ereceği meçhul olan) zihni sinir diyaloglar aldı başını gidiyor. - İşçi feryat figan greve çıkmış, ülke haberleşememiş sağır olmuş, kimin umurunda?
-Öğrenci ödevini yapamamış, kimin umurunda?
-Öğretmen araştırmasını ve öğrencisine hazırlığını yapamamış, kimin umurunda?
-Mahalledeki esnaf, tüccar faks alıp siparişini karşılayamamış, kimin umurunda?
-Ben mecburen bu yazımı gazeteye interneti çalışan bir yer bulup zar zor yollamanın derin hazzını yaşayarak yollamışım, kimin umurunda?
-Bizim ve bizim durumda olan birçok mahalle Telekom'da tele sekreter dışında canlı bir sese ulaşamamanın gerginliğiyle saç baş yolmuş, kimin umurunda?
-Araya hatırlı kişiler koyarak Telekom'a ulaşmanın ayrıcalığını yaşayanlardan öğreniyoruz ki, kahve falı misali arızamızın giderilmesi 1 hafta ya da 1 ay sürebilirmiş, bekleyelim ki arızamız giderilsin ta ki üç vakte kadar...
-Ama gel gelelim deve kuşu misali, Telekom'da kapılar duvar olmuş. Bağlamış vatandaşın şikayetini telesekretere anlat derdini anlatabilirsen.
-Yine de Telekom bıkmadan usanmadan reklamlarına devam ediyor. Reklamlarda ise, slov şarkılar, espriler, şovlar gırla gidiyor. Eh anladık! "TT-Net son sürat güvenli internet..." Ha unutmadan, diğer slogan da; "Evde ev, işte iş telefonu kullanılır..."
-Tabi çalışırsa... Ama ne mümkün.
-Sevgili okurlar, yukarıda benim ve benim gibi birçok kişinin başından geçen (halen problemle yaşamaya devam ettiğimiz) tamamıyla gerçek olayı, sizlere aktarmaya çalıştım.
-Ama çağımız iletişim çağı. Saniyelerimiz bile hepimiz için çok önemli. Zamanında ulaşamadığımız bilgi artık bizim için bir şey ifade etmemeye başladı.
-Gel gelelim bu iletişim çağında ülkemizde yaşananlar gerçekten yüreğimizi burkuyor.
-Bu ülkeye yazık olmasın. Doğru kararlar doğru zamanda verilsin...
-Acaba bizlere açıklanmayan grevin uzamasında çok ciddi açmazlar mı var?
-Yoksa her şey kuru bir inat uğruna mı yaşanıyor? Eğer öyleyse bu ülkeye inanın çok yazık oluyor.
-Hele hele birçok badireyi üst üste yaşadığımız bu zamanda, tam da işçisiyle, işvereniyle, memuruyla, köylüsüyle, kentlisiyle el birlik içerisinde tek yürek olmak varken...
-Zira başka Türkiye yok.
-Ülkemize yazık etmeden...
Sağlıcakla ve sosyal güvenlikle kalın...
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 19.11.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.