info@resulkurt.com
Türkiye'nin en büyük sorunu, işsizlik oranının düşürülememesi ya da diğer bir deyişle istihdamın yeterince artırılamayışıdır. İşsizlik; yoksulluk, terör, fuhuş, hırsızlık vesair tüm olumsuzlukların başlıca nedenidir. İşsizliği sadece çalışma olanağı bulamayan bir kesimin sorunu olarak görmek yanlıştır. İşsizlik ve buna bağlı olarak ortaya çıkan yoksulluk toplumun tümünü ilgilendiren önemli bir sonuçtur.
Türkiye İstatistik Kurumu kayıtlarına göre her yıl ortalama 800 bin kişi ilk defa istihdam piyasasına katılmaktadır. Bu nedenle sürekli artan işsiz sayısının düşürülmesi için mutlaka bir yandan yeni iş sahaları açılarak istihdam edilen işçi sayısı artırılmalı ve öte yandan da istihdam piyasasına yeni katılan işçiler mesleki eğitimden geçirilmelidir.
Hem işçiler hem işverenler ve hem de devlet, istihdamın artmasını istiyor. Ancak mevcut yasal düzenlemeler istihdam artışını sağlamadığı gibi, bir de istihdam artıran işverenleri cezalandırmaktadır.
50 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenlerin Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek oranlarda özürlü ve eski hükümlü ile terör mağduru işçiyi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlü tutulmuştur. Yine çeşitli kanunlarla iş güvenliği uzmanı, avukat, işyeri hekimi gibi bazı meslek gruplarını istihdam etme zorunluluğu getirilmiştir. Birçok ülkede, istihdam yapacak işverenlere, arsa, elektrik, su, vergi gibi konularda avantajlar sağlanırken, ülkemizde de 30-50 kişiyi aşan işverenlere ek yükümlülükler getirilmiştir. Ek yükümlülüklere uyulmadığının bakanlık iş müfettişlerince tespit edilmesi halinde de işverenler yüksek miktarlarda para cezası ödemek zorunda kalmaktadırlar.
Zorunluluk 50 ve üzerindeki işyerleri için söz konusu olduğundan bir çok işyeri de 49 işçide takılıp kalmakta ve bir türlü 50 işçi sayısının üzerine çıkmamaktadır. Bunun için de ya 49 kişinin dışındaki işçileri sigortasız çalıştırmakta, ya da birden fazla şirket kurarak her bir şirketteki işçi sayısını 49'la sınırlandırmaktadır. Bu nedenle, istihdam yükümlüğünde 50 kişi sınırı, her işyeri için 250 işçi olarak belirlenmeli ve istihdamın önündeki en büyük engellerden birisi kaldırılmalıdır. Ayrıca, zorunlu istihdamda cezalandırmadan ziyade, teşvik sistemi getirilerek bu kapsamdaki işçilerin sigorta primi işveren payının devlet tarafından ödenmesi sağlanmalıdır.
Öte yandan, işverenler açısından bakıldığında nitelikli iş gücü sayısında büyük bir eksiklik olduğu görülmektedir. Yani, işsizlerin büyük bir bölümünün herhangi bir vasfı bulunmamaktadır. İşsizlik sigortasından yararlanmayan diğer işsizlere de mesleki ve teknik eğitim verilmelidir. Böylece hem nitelikli işgücü artmış olacak, hem de işsizlik sigortası kaynaklarından diğer işsizlerde yararlandırılmış olacaktır.
Çalışma hayatını ilgilendiren bir diğer anlamsız düzenleme de memur ve işçi sayısı 500'den fazla olan kuruluş ve fabrikaların spor tesisleri yapmaya ve antrenör tutmaya mecbur tutulmasıdır. İşverenler üzerindeki bu anlamsız düzenlemenin de mutlaka kaldırılması gereklidir.
Sosyal güvenlik sistemimizde kayıtdışı (sigortasız) işçi çalıştırmaya ilişkin herhangi bir cezai müeyyide bulunmamaktadır. Mevcut prim belgesi verilmemesine yönelik uygulanan idari para cezalarına ek olarak ayrıca kayıtdışı çalıştırıldığı tespit edilen her bir sigortalı ve her bir ay için 2 asgari ücret idari para cezası getirilmelidir. Böylece kayıt dışı istihdamla mücadele konusunda önemli bir mekanizma kurularak işverenlerin prim yükünün azaltılması mümkün olacaktır.
Hem işverenlerin prim yükünün azaltılarak istihdamın teşvik edilebilmesi, hem de işsizlik sigortasından dolayı kamuya gelen yükün hafifletilmesi için mutlaka işsizlik sigortası primleri düşürülmelidir. İşsizlik sigortasından yararlanmayan diğer işsizlere de mesleki ve teknik eğitim verilmelidir. Böylece hem nitelikli işgücü artmış olacak, hem de işsizlik sigortası kaynaklarından diğer işsizlerde yararlandırılmış olacaktır.
İstihdam artışı için mutlaka bazı yasal düzenlemelerin yapılması gereklidir. İş dünyasının özellikle vergi ve sigorta prim oranlarının düşürülerek istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması, istihdam ve yatırımların teşviki, eski hükümlü, terör mağduru ve özürlü işçi gibi zorunlu istihdam kapsamında çalıştırılması gerekenlere ilişkin koşullarda değişiklik yapılması yönünde haklı beklenti ve talepleri bulunmaktadır.
Çalışma hayatı konusunda saygın bir örgüt olan MESS tarafından iki ayda bir yayınlanan MERCEK Dergisi, 2007/Ekim ayı sayısında istihdam konusunu geniş bir yelpazede ele almıştır. Ayrıntılı bilgi için MESS MERCEK Dergisi 2007/Ekim ayı sayısındaki "Çalışma hayatının denetimi ve istihdam cezası" başlıklı yazımı incelemenizi öneririm.
"Dr. Adnan Ertem" Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı'na atandı
Uzun bir süreden beri tanıyorum. Başarılı, çalışkan ve genç bir bürokrat. Akademik çalışmalara olan ilgisini vakıflara ve kültür mirasımıza olan sevgisiyle birleştiren sevgili ağabeyim Dr. Adnan Ertem, 14.11.2007 tarihinde Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı'na atandı.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1987 yılında mezun olduktan sonra 1988 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde müfettiş yardımcısı olarak göreve başlayan Adnan Ertem, 1991'de müfettişliğe, 2002 yılında ise başmüfettişliğe atandı. 2002 yılında İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü görevine vekaleten atanan Adnan Ertem, görev yaptığı üç yıl içerisinde görev yaptığı dönemde hem tarihi mirasa sahip çıkarak bir çok tarihi eserin restore edilmesine katkıda bulundu, vakıflara ait bir çok taşınmaza sahip çıkarak buraların işgalden kurtarılmasını sağladı ve yaptığı başarılı çalışmalarla büyük takdir topladı. Bürokrasinin zirvesindeki yeni görevinde de başarılı olacağına eminim.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 16.11.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.