Geçtiğimiz günlerde Meclis'te kabul edilen önemli bir düzenlemeyi aktarmak üzere, Vergi Usul Kanunu Tasarı Taslağı'nı değerlendirmeye bu gün de ara veriyorum. İzleyen yazılarda yine devam edeceğim. Çünkü Vergi Usul Kanunu düzenlemeleri, idarenin vergilendirme işlemlerindeki usulü düzenlemesi, gümrük vergisi hariç bütün vergileri ilgilendirmesi, mükelleflerin hak ve ödevlerini ve yaptırım hukukunu belirlemesi dolayısıyla vergi hukukunun temel düzenlemeleridir.
Bu günkü yazımda, geçtiğimiz günlerde yasama organınca kabul edilen 6663 sayılı “Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen mükerrer 20. maddeyi aktarmak ve irdelemek istiyorum.
“Genç girişimcilerde kazanç istisnası” başlığını taşıyan madde, kanuna daha önce yürürlükten kaldırılmış bulunan “mükerrer 20. maddenin yerine gelmiştir. Oysa hocalarımızın bize öğrettiği ve halen kitaplarda yazan tedvin tekniğine göre, bir madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra, yani öldükten sonra asla canlandırılamaz. Bu nedenle yeni maddenin numarası yanlıştır. “2. mükerrer madde” olması gerekirdi. Demek ki hukuk da zamanla değişiyor. İlerliyor mu, geriliyor mu, takdir okuyucunundur. Şimdi makalelerde veya kitaplarda “mükerrer 20. maddeye göre” denildiği zaman, bu belirlemenin hangi maddeye işaret ettiğini vurgulamak için her halde “diriltilmiş mükerrer 20. madde” diye yazmak gerekecek.
Yeni ihdas olunan “genç girişimcilerde kazanç istisnası” ile ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunanların kazançlarının 75 bin Türk Lirası'na kadar olan kısmı, gelir vergisinden istisna edilmektedir. Bu istisna yalnız tam mükelleflere tanınmış olup, dar mükelleflerin bu istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.
Bu istisna, faaliyete başlanılan yıl dâhil olmak üzere, faaliyete başlamayı izleyen üç yıl uygulanacaktır. Örneğin 2016 yılının Kasım ayında mükellefiyet tesis ettirerek büro açan bir avukatın, 2016, 2017 ve 2018 kazançlarının 75 biner lirası vergiden istisna olacaktır. Bu avukata tavsiyemiz, iki ay daha bekleyip 2017 Ocak ayında mükellefiyet tesis ettirmesi ve/veya faaliyete başlaması olacaktır. Çünkü bu durumda büyük bir olasılıkla (2016 yılının son iki ayında 75 bin liradan fazla kazanç elde edemeyecekse) daha fazla istisnadan yararlanacaktır.
Yasa hükmü, “mükellefiyeti tesis olunan (…) gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren” dediği için istisnanın, faaliyete başlanılan yıldan itibaren uygulanması gerekmektedir. Örneğin, 2016 Kasım ayında bir büro kiralayan, ancak kira ödemelerinden veya çalıştırmaya başladığı büro elemanının ücretinden stopaj yapmak için mükellefiyet tesis ettiren, buna karşılık 2017 Ocak ayının ortasına kadar hiç faaliyette bulunmayarak sadece bürosunu tefriş ettiren bir mali müşavirin, bu istisnadan 2017 yılı itibariyle yararlanmaya başlaması ve 2018 ile 2019 yıllarında da yararlanması gerekecektir. Ancak bu durumda olanların, mükellefiyet tesislerinde, faaliyet göstermeyeceklerini, sadece büro tefrişi ile ilgileneceklerini, faaliyete başlama tarihini ayrıca idareye bildireceklerini dilekçelerinde vurgulamaları, daha sonra faaliyete başlama tarihlerini ayrıca vergi dairesine bildirmeleri yararlı olacaktır.
Bu istisnadan yararlanabilmek için ticari, zirai veya mesleki mükellefiyeti tesis ettirenin, mükellefiyetin başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış olması gerekmektedir. Ancak bu koşula uygun olarak mükellefiyet tesis ettirenler için, istisna süresince bu koşulun varlığı aranmayacaktır. Yani 29 yaşının içinde mükellefiyet tesis ettiren bir tacir, 30 ve 31 yaşlarında da bu istisnadan yararlanacaktır. Yaş koşulu, faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortaklar için aranacaktır.
İstisnadan yararlanabilmek için işe başlama bildiriminin kanuni süresi içinde yapılmış olması, yasanın aradığı bir başka koşuldur. Ancak burada bir kavram karmaşası vardır. İşe başlama bildirimi ile ifade edilmek istenen sanırım, faaliyete başlamanın değil, mükellefiyet tesisinin kanuni sürede yapılmış olmasıdır.
İstisnadan yararlanabilmek için, mükellefiyet tesis ettirenin, kendi işinde bilfiil çalışması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi gerekmektedir. Ancak bu koşul, çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmaya engel olmadığı gibi, seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri geçici ayrılmalar halinde de ihlal edilmiş kabul edilmeyecektir.
Kanun koyucu, kanunun amacının dolanılmasını engellemek amacıyla bir de olumsuz koşul öngörmüştür. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınması, istisnadan yararlanma hakkı sağlamayacaktır. Bu sınırlama, peçelemeli devirlerle, koşullar oluşmamasına rağmen istisnadan yararlanmaya engel olmayı amaçlamaktadır. Yine aynı şekilde mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunması yoluyla da istisnadan yararlanmak mümkün değildir. Örneğin 29 yaşını doldurmamış ve daha önce mükellefiyet tesis ettirmemiş bir avukat, çok daha önce kurulmuş bir avukatlık ortaklığına Mart 2016’da ortak olursa, bu istisnadan yararlanamayacaktır.
Bu istisnanın, kapsama giren kazançlara uygulanacak stopaja bir etkisi yoktur. Öte yandan istisnanın, defter ve belge düzenine de bir etkisi yoktur. Söz konusu kazanç sahipleri, her durumda yine geçici ve yıllık beyannamelerini verecekler, istisnadan beyanname üzerinde yararlanacaklardır.
İstisna, madde başlığında da söylendiği gibi, genç girişimcileri teşvik adına olumlu bir adımdır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 11.02.2016)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.