DÜNYA gazetesinin 21.01.2016 tarihli sayısında yayınlanan yazımızda Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesi'nin verilmesi konusunu ele almış, verginin matrahının tespiti ve verginin hesaplanmasında esas alınacak oranlar konusunu daha sonra ele alacağımızı belirtmiştik. Bu gün yazımızda bu konuları açıklamaya gayret edeceğiz.
Matrah tespit işlemini kısaca, vergi tarhına esas olacak değerin belirlenmesi şeklinde tanımlayabiliriz. Tüm vergi kanunlarında, mükelleften istenecek vergi miktarının belirlenmesi için öncelikle verginin uygulanacağı matrahın bilinmesi gerekir. Veraset ve intikal vergisinde matrah tespit işlemi, katma değer vergisi, gelir vergisi ve kurumlar vergisi matrahının tespitine göre daha çok güçlükler taşır; sorunları ve özellikleri daha yoğun olan bir konudur. Vergisel açıdan matraha esas teşkil edecek değerlerin tespitinin yanı sıra her bir varlık ve borç kaleminin değerlemesi farklılık gösterir.
Öte yandan, özellikle veraset yoluyla intikallerde, malların mirasçılar tarafından adil olarak paylaşılabilmesi için bunların gerçek değerinin ne olduğunun mirasçılar tarafından bilinmesi gerekir. Çünkü miras çoğunlukla salt para olarak kalmaz. Muris mirasçılarına gayrimenkul , bankadaki mevduat hesabı, hisse senedi, ticari işletme, güzel sanat eserleri ve diğer varlıklar yanında bir miktar borç bırakmış olabilir, Mirasçılar arasındaki paylaşımın eşit bir şekilde yapılabilmesi için gayrimenkullerin ve diğer varlıkların değerinin ne olduğunun bilinmesi gerekir.
Mükelleflerin beyanı ve ilk tarhiyat
Mükellefler ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere, nakit, mevduat, sanat eserleri, ticari sermaye, menkul, gayrimenkul gibi Veraset ve İntikal Vergisi konusuna giren malları, varlıkları kanunun 10’uncu maddesinde belirlenen ve aşağıda belirtilen değerleme ölçülerinden faydalanarak, ölçüsü belirtilmeyenler bakımından ise Vergi Usul Kanunu’nun servetleri değerleme ile ilgili 3.'üncü bölümündeki esaslara göre değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorundadırlar. İntikal eden malların değerlerinin doğru tespiti ve beyanı önemlidir. Yanlış hesaplanan ve beyan edilen varlık ve borçlarla ilgili düzeltme yapılması çok zor olabilir. Değerlenerek beyan edilecek vergilemeye konu başlıca varlıklar ve ölçüler kısaca aşağıda açıklanmıştır.
a) Ticari sermaye
Bilanço esasına göre defter tutanlarda ölüm tarihine takaddüm eden takvim yılı bilançosuna göre bulunacak öz sermaye, ticari sermayedir. Mükellefler, mirasçılar isterlerse ölüm günü itibariyle çıkaracakları bilançoyu esas alarak öz sermayelerini tespit edebilirler. Öz sermaye, bilanço net aktif toplamı ile borçlar arasındaki fark olarak ifade edilebilir. Bilançolarda öz sermaye genellikle pozitiftir. Ancak borca batık veya işleri uzun süre kötü giden işletmelerde zararların yüksekliği nedeniyle öz sermaye negatif çıkabilir. Bu durumda mirasçılar veraset ve intikal vergisi beyannamesinde negatif öz sermayeyi gösterirler. Ölen kişinin anonim şirket ortağı olması halinde ticari öz sermaye hesaplanması gerekmez. Çünkü, anonim şirket ortağının sahip olduğu paylar menkul kıymet, hisse senedi olarak değerlendirilecektir.
İşletme esasına göre defter tutanlarla götürü mükellefiyete tabi olanlarda (basit usul) ticari sermaye olarak murisin ölüm tarihindeki ticari varlığı beyan edilir. Ticari varlığa işletme mevcudu mallar, amortismana tabi kıymetler, nakit, mevduat ve gayrimenkuller vb. dahildir.
Öz sermaye veya ticari varlık, bu maddedeki esaslara göre bu maddede hüküm olmayan hallerde Vergi Usul Kanunu'nun iktisadi işletmelere dahil kıymetleri değerleme ile ilgili 2'nci bölümündeki esaslara göre tespit olunur.
b) Gayrimenkuller
Ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın bina, arsa ve arazi (gayrimenkuller,) Emlak Vergisine esas olan değerle değerlenir ve mirasçılar veya ivazsız olarak iktisap edenlerce ilk tarhiyata esas olmak üzere beyan edilir. Emlak Vergisi Kanunu’nda bu değer’’… bu kanuna göre hesaplanan vergi değeri olarak tanımlanmıştır. Özetle belirtmek gerekirse verasette ölüm yılı, hibe şeklindeki intikallerde tapuya tescil işleminin yapıldığı yıl için verilen emlak vergisi beyannamesindeki değer ilk tarhiyat için verilen beyannamede gösterilen değer olacaktır.
Farklı özellik ve nitelikteki gayrimenkullerin değerinin beyanında farklılıkların göz önünde bulundurulması ve buna göre değerleme yapılmasına ihtiyaç vardır.
c) Menkul mallar ve gemiler rayiç bedelle değerlenir
Rayiç bedel iktisadi kıymetlerin değerleme gününde satılmaları halinde piyasada kabul görecekleri değerlerdir. Buna göre, kendisine miras veya başka bir yolla karşılıksız menkul mal intikal eden kişinin, ilk tarhiyata da esas olmak üzere, bu malın piyasada kabul göreceği bir değer ile beyanını gerektirir.
Ticari işletmeye dahil olmayan(yat gibi) bir geminin intikal etmesi halinde rayiç bedel esasına göre değerlenerek , ilk tarhiyata esas olmak üzere beyan edilecektir.
d) Esham
Ticari işletmeye dahil olmayan hisse senedinin veraset yada hibe yoluyla ivazsız intikal etmesi halinde, ilk tarhiyata esas esas olmak üzere, borsada kayıtlı ise ölüm tarihine takaddüm eden üç yıl içindeki en son muamele değeri ile değerlenir. Borsada kayıtlı değil ise veya kayıtlı olup da üç yıl içinde muamele görmemiş ise itibari değerle değerlenir. Nominal değer ihtiva etmeyen kurucu hisseleri gibi, esham, hisse senetleri mükellefler tarafından verilecek beyannamede sıfır değerle gösterileceklerdir.
e) Tahvilat
Ölenin şahsi servetine dahil olan tahviller Vergi Usul Kanunu'nun 266'ncı maddesindeki hükümlere göre değerlenir. Maddede belirtilen değerleme ölçüsü itibari değer, tahvilin üzerinde yazılı olan değerdir.
f) Yabancı paralar
İvazsız intikal eden yabancı paralar ile yabancı para ile düzenlenmiş alacak ve borç senetleri borsa rayici ile; borsada rayici yoksa Maliye Bakanlığı'nca tespit olunacak kura göre değerlenir.
g) Haklar
Tescile tabi bilumum hakların değeri tesisleri sırasında tapu siciline kaydedilen değerdir.
Tapu sicilinde bedeli gösterilmeyen haklarla, bunlar dışındaki bilumum haklar (Sınai ve edebi mülkiyet hakları ile imtiyazlar dahil) mükellef tarafından değerlendirilmez ve ilk tarhiyatta nazara alınmaz.
h) Alacak ve borçlar
Mükelleflerce mukayyet değerle,dövizli olanlar Merkez Bankası döviz alış kuru ile değerlenerek beyannamede gösterilir.
İlk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından bu maddedeki esaslara göre beyan edilen miktar ile idarece aynı değerleme ölçülerine göre bulunan miktar arasındaki farka ait vergi (gayrimenkuller hariç), vergi ziyaı cezasının yarısı ile birlikte alınır. Ancak, menkul mallar ile gemilere ilişkin değerlemelerde % 50'ye kadar bulunacak fark için ceza uygulanmaz.
Verginin matrahı tespiti
Veraset ve İntikal Vergisinin matrahı, intikal eden malların Vergi Usul Kanunu’na göre bulunan değerleri toplamından. kanunun 12'nci maddesinde yazılı, aşağıda kısaca açıklayacağımız borç ve masrafların düşülmesi ile bulunur.
Kurumlar vergisi, katma değer vergisinden farklı olarak Veraset ve İntikal Vergisi matrahının tespiti ve vergi tarhı iki aşamada tamamlanmaktadır.. İlk tarhiyat kanunun 10'uncu maddesindeki düzenlemeler esas alınarak mükelleflerce yapılacak değerlemelerle verilen veraset intikal vergisi beyannamesinde gösterilen matrah üzerinden yapılır. İkinci tarhiyat ise mirasçıların(mükelleflerin)beyan ettikleri matrah kalemlerinin vergi dairesince değerleme ve tespitlerinden sonra yapılır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 11.02.2016)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.