BASINDAN YAZILAR
Altyapı Yatırımlarının Özüm AGİ’den Geçiyor - MuhasebeTR

Altyapı Yatırımlarının Özüm AGİ’den Geçiyor


Altyapı yatırımlarının özüm AGİ’den geçiyor finansmanında GYO modeli kullanılabilir mi? (II)

2 Aralık 2015 tarihli aynı başlıklı yazımda finansman ihtiyacı, geri dönüş süresi, yatırımcısı, finansman sağlayıcısı ve finansman yolları açısından diğer yatırımlardan ciddi şekilde ayrışan altyapı yatırımları için önümüzdeki dönemde ihtiyaç duyulan fon ihtiyacının geleneksel yollar dışında karşılanmasına imkan sağlayacağını düşündüğüm altyapı yatırımlarına özgülenmiş GYO’lar (Altyapı GYO’lar) hakkında sermaye piyasası mevzuatındaki önemli hükümlere değinmiştim. Önceki yazımın devamı olan bu yazımda da çok fazla tanınmayan bu sermaye piyasası aracının ülkemizde oldukça iyi tanınan diğer GYO’lardan farkları üzerinde durup altyapı projelerinin finansmanında sağlayabileceği avantajlara değinmeye çalışacağım. 

Kuruluş ve örgütlenme şekilleri açısından SPK’nın düzenlemelerine tabi olan Altyapı GYO’yu normal GYO’lardan ayıran özellikler sadece daha önceki yazımda da belirttiğim “faaliyet alanı” ve “türü” değildir. GYO’larla Altyapı GYO’lar arasında, altyapı yatırımlarının finansman ve uygulama farklılıklarını da yansıtan ve yatırımcı/finansörü teşvik eden oldukça önemli farklar bulunmaktadır. 


Gayrimenkul portföyü işleten GYO’larla Altyapı GYO’lar arasındaki en önemli 3 fark 

• Öncelikle altyapı yatırımları çok daha fazla sermaye gereksinimine ihtiyaç duyduğu için kuruluş sermayesinde önemli fark vardır. Normal GYO’lar 30 milyon asgari sermaye ile kurulabilirken Altyapı GYO’lar için gerekli minimum sermaye tutarı 100 milyon TL’dir. 

Altyapı yatırımları yapabilmek için yola çıkan bir şirketin sermayesinin 100 milyon TL’nin altında olmaması önemlidir. Ölçek ekonomisi ve yatırımların hacmi daha küçük sermayelerle gerçekleştirilebilecek altyapı yatırımlarının daha geleneksel yollarla organize ve finanse edilebilmesini mümkün kılarken, bu büyüklükteki yatırımlar için çok daha farklı enstrümanlara ihtiyaç duyulacağı sanırım herkesin kabul edeceği bir gerçektir. Dolayısı ile asgari sermaye tutarları arasındaki bu fark makul bir gerekçeye dayanmaktadır. 

• İkinci önemli fark olarak ihraç şeklini sayabiliriz. Normal GYO’lar için payların en az %25’inin Borsa İstanbul’da halka arzı tek ihraç yolu olmasına rağmen Altyapı GYO’lar Borsa İstanbul’da halka arz yanında payların nitelikli yatırımcılara satışı yoluyla da ihraç gerçekleştirebilirler. 

Altyapı yatırımlarının yatırımcısı özelliklidir. Normal GYO yatırımcısı gibi küçük paylarla yatırım yapmaktan çok, bu uzun süreli ve ekonomik dönüşü de uzun yıllar sürebilecek olan altyapı yatırımının yatırımcısı belli özellikleri taşıyan ve kurul düzenlemelerinde “nitelikli yatırımcı” olarak nitelenen yatırımcı türünden olması tercih edilebilir. Bu durumda da Borsa İstanbul’da bir halka arz yerine %25 orandaki payların nitelikli yatırımcıya satışı ile ihraç şartı gerçekleştirilebilir. Başka bir ifade ile, söz konusu yatırımı finanse etmek isteyen bir finansör/yatırımcı yatırımın en az %25’ine tek başına sahip olabilir. Pek çok yönüyle uygun bir finansman yöntemi olarak kabul edilebilecek “nitelikli yatırımcıya” pay satışı ile Sermaye Piyasası mevzuatının halka arz durumunda özellikle “küçük yatırımcıyı” koruma saikiyle oluşturulan pek çok sınırlayıcı düzenlemenin daha “hafif” bir şekilde uygulanması suretiyle bu büyük yatırımların yatırımcı çekebilmesine imkan tanıyacaktır. 

Sermaye piyasası mevzuatında “nitelikli yatırımcı” da üç grupta toplanmıştır: Birinci grupta “ her türlü yerli ve yabancı aracı kurumlar, bankalar, portföy yönetim şirketleri, emeklilik fonları, sigorta şirketleri, ipotek finansman kuruluşları, varlık yönetim şirketleri, Kamu kurum ve kuruluşları, TCMB, Dünya Bankası, IFC ve IMF gibi uluslararası kuruluşlar” yer alırken “aktif toplamı 50 milyon TL, yıllık net hasılatı 90 milyon TL, özsermayesi 5 milyon TL’nin üzerinde olma şartlarından en az ikisini sağlayan kurumlar” ikinci grubu oluşturmaktadır. Nitelikli yatırımcı olarak sayılan üçüncü yatırımcı grubu da mevzuatta “nakit mevduatlarının ve sahip olduğu sermaye piyasası araçlarının da dahil olduğu finansal varlıkları 1 milyon TL’nin üzerinde olan gerçek kişiler“ olarak sayılmıştır. Dolayısıyla yukarıda sayılan yerli ya da yabancı, gerçek ya da tüzel kişiler altyapı yatırımlarından oluşan bir portföyü işletmek için kurulan ya da bir altyapı şirketinden dönüşen bir GYO’nun en az %25’i tutarındaki hissesine tek başlarına ya da birlikte yatırım yaparak söz konusu yatırımların finansmanına kaynak aktarma imkanına sahip olabileceklerdir. 

• Bana göre son olarak da “ihraç süresini” saymak gerekir. Normal GYO’lar en az %25 oranındaki paylarının halka arzına ilişkin izahnamenin onaylanması amacıyla GYO unvanının ticaret sicilinde tescilini izleyen 3 ay içinde SPK’ya başvurmak zorunda iken altyapı GYO’lar kuruluş/dönüşüm tarihinden itibaren 2 yıl içinde faaliyete geçmek ve eğer çıkarılmış sermayeleri 200 milyon TL’den az ise iki yıl; fazla ise 4 yıl içinde payların halka arzı ya da nitelikli yatırımcılara satışı için SPK’ya başvurmak zorundadırlar. 

Süre konusunda Altyapı GYO’lara tanınan bu esneklik, altyapı yatırımlarının hacim ve tutar olarak büyüklüğünün yatırımın tamamlanma süresini de etkilemesinden doğmakta, düzenlemenin de bu uzun süreyi kapsarken GYO olarak avantajlardan yararlanılabilmesi ve finansman ihtiyacının en uygun yolla sağlanabilmesi için son derece yararlı ve gereklidir. 


Altyapı GYO’yu kullanılan bir araç yapmak 

Altyapı yatırımlarına özgülenmiş GYO modelini normal GYO’dan ayıran yukarıda saydığım bu 4 temel özellik yukarıda da belirttiğim gibi hem miktar, hem yatırım süresi ve hem de yatırımın geri dönüş süresi çok önemli ölçüde farklılık gösteren altyapı yatırımlarının doğru bir şekilde finanse edilebilmesi için gerekli çok önemli konular olarak görünüyor. 

Başta da belirttiğim gibi gelişmekte olan ve önemli altyapı projelerine başlamış/programına almış bir ekonomi olarak söz konusu enerji, yol, havalimanı, tünel, köprü vb. çok büyük ve önemli altyapı yatırımlarının bir an önce beklenen faydayı sağlamak üzere hayata geçirilebilmesi için bir taraftan yeni enstrümanlar düşünürken bir taraftan da altyapı yatırımlarına özgülenmiş GYO gibi halihazırda mevcut olan ve tüm yukarıda saydığım özelliklerine ek olarak vergi avantajı da sağlayan enstrümana daha yakından bakıp kullanmaya çalışmak yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

(Kaynak: Dünya Gazetesi | 04.12.2015)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM