Uluslararası Şirketler,Birleşmeler,Küresel Boyutta Ekonomik Girişimler,Gelişmekte Olan Ülkelerde Yatırımlar,Banka ,Finans,Dünya Borsaları,Ekonomik Dalgalanmalar ve yaşadığımız yüzyılda kapitalist akımların artması ile birlikte birçok yetersiz kalan kanunların yeniden düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Ülkemizde bu akımlardan etkilenmiş,Çalışma Dünyasından gerek işçi,gerekse işveren tyarafından gelen talepler doğrultusunda yeni yasal düzenlemeler ,STK görüşü alınarak TBMM gelerek önergeler,zaman için de uygulamada görülen akasaklıklara göre yeniden alınarak düzenlenmiştir.
Bunun sonucunda ortaya çıkan kanunlar;
· İş Kanunu ,
· Borçlar Kanunu ,
· Sosyal Güvenlik Kanunu ,
· Medeni Kanun,
· Ticaret Kanunu,
· Mesleki Yeterlilik Kanunu,
· Ceza Kanunu,
· Anayasa Hukuku,
· Toplu İş Sözleşmesi ve Sendikalar Kanunu,
· İLO esasları doğrultusunda geç kalınmış İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ,
· İş Mahkemeleri kararlarına karşılık Yargıtay aşamasında ilave temyiz karar daireleri ,
· Yurtdışı Borçlanması için yeni revize edilen kurallar olmak üzere yeni düzenlemelere yer verilmiştir.
Bunun altında yatan asıl neden ise İş ve Sosyal Güvenlik Dünyasının dinamik yapısından kaynaklanmaktadır.
Hasta adam olarak ilan edilen Osmanlı İmparatorluğu 19 yy sonu ve 20 yy ilk başlarında yabancı ülkeler tarafından yatırım için gelinmiş,özellikle Banka,Finans,Yeraltı Kaynakları(Madenler),Demiryolu,Elektrik ve diğer işletmeler ele alınmış,yönetim yabancılarda ,çalışanlar ise emek yoğun olarak Osmanlı tebaası seçilmiştir.
Kısaca batılı sermayedarlar ,kendi ülkelerinde uyguladıkları işçilik haklarını ülkemizde çalışanlara uygulamaktan imtina ederek ucuz iş gücü üzerinden karlılık hesaplaması yapmıştır.
Osmanlı da sadece devlet görevlileri Sosyal Güvenlik kapsamında sınırlı da olsa dikkate alınmış,diğer halk kesimi ise bu güvenceden yararlanamamıştır.
Görülüyor ki,o yıllarda çalışan hakları ve emeklilik kısıtlı uygulanmıştır
Esnaflar ise Ahilik teşkilatı ,loncalar aracılığı ile yardımlaşıyorlardı.
Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte Türkiye Sanayi ile tanışıyordu.
Bu sanayi öncelikle devlet eliyle gerçekleşiyor,KİT oluşturuluyor,Kendi imkanları,hammaddesi ile birlikte tarımsal ürünler sanayi ile birlikte değerlendirilerek,ithal ikamaesini ortadan kaladırılacak projelere imza atılıyordu.
Pamuğunu değerlendiriyor,Buğdayını değerlendiriyor,Kömürünü değerlendiriyor,Kendi Milli Bankasını kuruyor.
Dokuma,Un,Kömür,Demiryolu,Alt Yapı,Kamu Binaları,Tarıma destek ,Sanayi İçin KİT revize edilmesi iel birlikte ihracat atağına başlıyordu.
1923 yılında İzmir İktisat Kongresi ile birlikte hem işçi kesimi hemde yatırımcı sanayici için yeni düzenlemelere ilerleyen yıllarda yer veriliyordu.
Bunun sonucunda çalışan haklarını koruma adına Hafta Tatili sürelerini ilgilendiren Kanun ,İş Kanunu , Basın ve Deniz İş Kanunu, Emekli Sandığı Kanunu ,Sosyal Sigortalar Kanunu ,Esnaf ve Sanatkarların Sosyal Güvenliğini ilgilendiren Kanun, Borsa ve Oda Çalışanlarının Sosyal Güvenlik Kapsamına Alınmasını Sağlayan Sandıkların Kurulması, Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunları ,Borçlar Kanunu ,İş Muhakemeleri Kanunu ,ILO ile yapılan görüşmeler sonucunda yapılan düzenlemeler gibi sayabiliriz.
Çalışma hayatının dinamiği ile birlikte yeni yapılan kanunlara göre kamu kurumları da gelişimini sürdürmeye devam ediyor.
E-Devlet sisteminde iş ve işlemlerin çabuklaştırılması hedefleniyor.
Çalışma hayatını kolaylaştıran bu düzenlemeler hayata geçirilse de, Kamu Kurumlarında İnsan Kaynakları anlamında değişim hızla olmamaktadır.
Kamuda bunun asıl nedeni eğitim bütçelerinin kısıtlı olmasıdır.
Tüm bu aksaklıklara rağmen öğrenmeye açık bir toplum olduğumuzdan , düzenlemeler Sosyal Medya ile
birlikte ilerleyen yıllarda sisteme adapte olmaktadır.
Çok başlı olan Sosyal Güvenlik Kurumları yeni düzenlemeyle, tek çatı altında birleştirilse de, norm standart birliği tam anlamı ile yakalanmış değildir.
Geçmişteki kazanılan haklarla birlikte uygulamanın eski ve yeni birlikteliğinde bir asır kadar süreceği göz ardı edilemez.
Bu durumda çalışanların uygulamaya yönelik eğitim standartlarının geliştirilmesi gerekir.
Asıl sancılı dönem ise çalışanların ilerde alacak emekli aylıklarının düşük olması ile yaşam standartlarını karşılamamasıyla emeklileri çalışamaya zorluyor.Her ne kadar intibak yasaları çıkacağı yönünde haberler yapılsa da gerçekleşmiyor.
Son yıllarda ekonomide yaşanan olumsuzluklar bir çok emekliliği çalışmaya zorlamış,ağır iş kollarında çalışan emekliler iş kazalarından hayatını kaybetmiş,İş Kur başvurarak iş arayan emekliler olmuştur.
İş Sağlığı ve Güvenliği yasası yürürlüğe girmiş,ikincil mevzuatlar hazırlanmış,fakat İş Sağlığı ve Kültürü henüz oluşmadığından 2014-2015 yılarında İş Kazaları toplu ölümlerle can almaya devam etmiştir.
Emekli işverenlerden SGDP alınması ise ayrı bir kanayan yara olarak karşımıza çıkmış,2015 yılında kısmen de olsa %15'lik oran %10 düşmüştür.
Çalışan emeklilerin ödediği SGDP ilerleyen yıllarda emekliliğe bir katkısı olmamaya devam ediyor.
İşsizlik Sigortası sancılı da olsa son 13 yıldır uygulanıyor.
Fakat yeterli anlamda işsizlik ödeneği ödenmiyor.
İş ve İşçi Bulma Kurumları eskimiş köhnemiş zihniyetten son 5 yıldır kurtulma çabasında ,fakat onlarda istihdam büroları ile iş ve işçi bulma da aracılık yapmayı hedef haline getirmek istiyorlar.
Asıl hedef alanlarını ise çalışma hayatına nitelikli işgücü yetiştirme adına mesleki formasyona yöneldiler.
MYK esasları doğrultusunda nitelikli iş gücü planlaması yapma yolunda ilerliyorlar.
Bölge Çalışma Müdürlükleri ,İş –Kur ile aynı çatı altına alınarak iş ve işçi sorunlarında çözüm ortağı olma sorumluluklarını yüklendi.
21 YY çalışma hayatında artan sorunları da birlikte getiriyor.
Bıçak sırtında olan ekonomilerde özellikle nitelikli ve niteliksiz yüzlerce insan işsiz kalmaktadır.
Bunun yanında işsiz kalınan sürelerde işsizlik ödenekleri , yeni iş sahalarına yönelik yapılan eğitim ,bilgilendirme çalışmaları yetersiz kalmakta,2015 yılında İşsizlik ödeneği kesesi açılarak iş başı eğitim programları gündeme alınmaktadır.
Çalışan Kadınlar mobbing ile yüzleşmektedir.
Kadınlara doğum sonrası ve öncesi yeni düzenlemeler ile hak verilmek istense de, işverenler artık kadın çalıştırmak istemeyiz diyerek, kadın istihdamı önüne set çekmektedirler.Bununla ilgili kadın çalışanlara yönelik düzenlemeler beklenmekte,kreş olgusu ve yardımı istenmekte,yarı zamanlı çalışma,süt izinleri gibi yasal düzenlemelerde çalışma hayatına entegre olmalıdır.
Sendikalar e-devlet üzerinden üyelik yaygın hale getirilse de,sendika üyesi diye işçiler işten çıkarılmakta,şeffaf sendikacılık ülkemizde uygulanmamaktadır.
Türkiye’de kayıt dışı çalışmayı önlemenin yolu sendikal alanda örgütlenmeden geçer oysa çalışan işçi sayısına göre %10 geçemeyen sendikalaşma oranına da dikkat çekmek istiyoruz.
Memur Sendikaları ise hak almış görünse de 2016-2017 yılında geçerli olacak toplu sözleşmenin yanlışlıkları hergün basına yansımakta,memur taraflarının mutabakatı olmadığı gibi,artı ve eksi yönleri tartışılmaya halen devam ediliyor.
657 tabi memurların bazılarından ise KHK ile ellerinden kazanılmış hakları alınmaya devam ediliyor.657 tabi memurlar arasında çalıştıkları kamu kurumuna göre farklı maaş uygulamaları devam ediyor.
Özellikle 2012 yılından itibaren Makam,Temsil ve Görev tazminatları kaldırılıyor,farkında olmadan farklı düzenlemeye yer veriliyor.
Öğretmenler kadro bulamıyor ,sağlık çalışanları ise özlük hakları yönünden sıkıntı yaşamaktalar.
Yıpranma hakları yeniden ele alınmadığından sıkıntılı süreç devam ediyor.
İşçiler iş güvencesinde işe iade davalarında 30 işçi kelepçesine takılıyorlar.
657 tabi memurlar için tanınan sosyal izin hakları ,işçilere verilmiyor.
Bu dönemde babaların doğum izni 5 gün ile taçlandırılıyor.
Özelleştirme ile 4/C işçisi sözleşmeli konuma giriyor.
657 Kadroları hızla 4/B statüsüne doğru koşuyor.
657 Sayılı Kadrolarda 4/A hızla kan kaybediyor.
Taşeron işçiler kadro bekliyor.
Son yıllarda Maden Kazaları ile birlikte ,bazı kazanımlar ele alınsa da ,tüm iş kazası mağdurları ,hak sahipleri emekli aylığı hak etmek istiyor.
Taşeronlara kıdem tazminatı ve yıllık izin güvencesi 2015 yılında tanınmaya başlandı.
GSS uygulaması ile işsizlerden 50 TL ile 305 TL arasında sağlık primi isteniyor.
%200 bulan özel hastanelerin fark uygulaması ile sağlık sisteminde sıkıntılar yaşanıyor.
Aile Sigortaları kavramı ise başka bir boyutta ele alınıyor.
Sosyal Politikalar çerçevesinde değerlendiriliyor.
Çalışma hayatında primsiz ödemeler dediğimiz sosyal haklar Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde oluşturulan birimler tarafından düzenlemeler yapılıyor.
2022 Muhtaç Yaşlılık Aylılıkları,Engelli Aylıkları,Evde Bakım Paraları Hane Gelirine takılıyor.
Olumsuzluklara karşı olumlu uygulamalar içinde çalışmalar yapılıyor.
Köhnemiş olan Sosyal Güvenlik Kuruluşları hızla e-devlet , elektronik ortam da maaş bağlama ,e-sgk uygulamaları ,sgk tv ,e-devlet üzerinden sgk ve diğer kamu kurumlarına ulaşma , sağlık sisteminde nüfusun tamamına ulaşma adına Aile Hekimlikleri(burada sorunlar var.), üniversite hastanelerinde belli bir ücret karşılığında özel muayene olma gibi.
Artan nüfusa karşı ise yeni projeler geliştirilmeli özellikle doğum yapanın özendirildiği bir toplumda çalışan kadınlara karşı pozitif ayrımcılığı yönünde kreşler sağlanmalı, doğum borçlanmasında sınırlama kaldırılmalı çalışan ve doğuran kadına erken emeklilik hakkı verilmelidir.
Engelliler unutulmamalı ,istihdam şartları düzeltilmeli , 2022 verilen maaşlar yaşam standartlarına göre artmalıdır.
Asgari Ücret yaşam standartları altında kalmamalıdır.
Umarım tüm bu sorunların üstesinden gelecek yeni düzenlemeler engellere takılmadan çalışma hayatında hayata geçirilir.
TÜM OKURLARIMIN CUMHURİYET BAYRAMINI TEBRİK EDERİM
(Kaynak: alitezel.com | 28.10.2015)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.