Son zamanlarda iş alanında garipsenen çok güzel davranışlarla karşılaşıyoruz. Geçen hafta şahsi Twitter hesabından açıklaması ile dikkatleri üzerine çeken Twitter’ın kurucusu ve Başkanı Jack Dorsey, şirkette sahip olduğu hisselerinin üçte birini çalışanlarına devredeceğini açıkladı. Bu güzel haberin benzer bir örneğini hatırlayacağınız gibi, bir süre önce başarılı Türk girişimci; Yemek Sepeti internet sitesinin kurucularından ve CEO’su Nevzat Aydın’dan gelmişti. Türkiye tarihinin en büyük internet satışı olarak da gördüğümüz; 2001 yılında Türkiye’nin ilk garaj şirketlerinden biri olan Yemek Sepeti’niDelivery Hero 589 milyon dolara (1 milyar 596 milyon TL) satın almış, ardından Yemek Sepetinin CEO’su Nevzat Aydın, bu satıştan kendi hissesine düşen payın 27 milyon dolarını 114 çalışanına paylaştıracağını açıklamıştı.
Peki, Şirketlerin veya Patronların Çalışanlara Sağladığı Bu Faydanın Vergisel Boyutu Ne Olacak Diye Bakacak Olursak?
Şirketler tarafından çalışanlarına sağlanan bu menfaatlerin ne şekilde vergilendirileceği hususu, her ülkenin vergi mevzuatında farklı karşılıklar bulmaktadır. Biz sadece kendi vergi kanunlarımız açısından bakacak olursak; bilindiği üzere, ücret kavramı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinde tanımlanmıştır.
Gelir vergisi kanunumuzun bu maddesinde şu ifadelere yer verilmiştir:
Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması, onun mahiyetini değiştirmez.
Görüleceği gibi, kanun koyucu ücretin tanımını oldukça geniş tutmuş ve personele sağlanan hemen hemen her türlü menfaati ücret olarak addetmiştir. Bu itibarla, personele bedelsiz ya da düşük bedelle hisse vermek suretiyle sağlanan menfaatler veya şirket hisselerinin satışından pay verilmesi de bu kapsamda değerlendirilecek ve çalışanın tabi olduğu şirket tarafından Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi gereği bu kazanç üzerinden tevkifat uygulanacaktır.
Bu kazancın ücret olarak nitelendirilmesini takiben, belirlenmesi gereken diğer konu da; kazancın ne zaman vergilendirileceği hususudur. Buradaki üç temel olasılık, vergilendirmenin hakkın verildiği, elde edildiği ya da kullanıldığı anda yapılmasıdır. Gelir idaremizin bu konudaki yaklaşımı ise, vergilendirmenin hisselerin çalışanın ekonomik ve hukuki tasarrufuna geçtiği anda, yani başka bir deyişle; elde edilen hakkın fiilen kullanıldığı anda yapılmasını gerektirmektedir.
Şirketin Karından Personele Pay Verilirse Durum Ne Olur?
Sermaye şirketlerinde, şirkette çalışan hizmet erbabına dönem sonunda oluşacak kâr üzerinden esas ücretin dışında kâr payı verilmesi halinde:
Şirket ortağı olmayanların kârdan aldıkları pay esasen kâr payı (temettü) değildir. Şirket çalışanlarına ödenen bu tür ödemeler Gelir Vergisi Kanunumuzun 61. maddesinde ücret sayılmaktadır. 1- 5 ve 20 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğlerinde ve Danıştay’ın kararları doğrultusunda; şirket karından personele pay verilmesi işlemi deücret olarak kabul edilmiştir. Bu tarz personele ödenen kar payı ödemesi ücret olarak kabul edildiği için, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler olarak kayıtlara alınacak ve masraf olarak yazılabilecektir.
(Kaynak: nevzaterdag.com | 26.10.2015)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.