BASINDAN YAZILAR
Yeni Orta Vadeli Program Yayınlandı - MuhasebeTR

Yeni Orta Vadeli Program Yayınlandı

 2016-2018 dönemini kapsayan yeni OVP, Resmi Gazete'de yayınlandı

Resmi Gazete'de yayımlanan ve 2016-2018 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda, merkezi yönetim bütçesinin hazırlanma sürecinin Bakanlar Kurulunun OVP'yi kabul etmesiyle başladı

Programda, 1 Kasım 2015 genel seçimleri sonrası kurulacak yeni hükümetin 2016 yılı merkezi yönetim bütçe tasarısını TBMM'ne göndermesinden önce 2016-2018 dönemini kapsayan söz konusu OVP'de bazı güncellemeler gerekebileceğine dikkat çekildi.

Küresel ekonomide ABD ve bazı AB ülkelerinin öncülüğünü yaptığı nispi bir canlanma sürecinin gözlendiğine işaret edilen OVP'de, ABD ekonomisindeki canlanmayla birlikte Amerikan Merkez Bankasının (Fed) 2015 yılının son çeyreğinden itibaren başlamak üzere aşamalı olarak sınırlı da olsa faiz artırımına gitmesinin beklendiği kaydedildi.

Diğer taraftan Çin ekonomisindeki yavaşlama, bankacılık ve kredi piyasasındaki sorunların yakın çevresi ve dünya ekonomisine yayılma riskinin de söz konusu olduğu belirtilen OVP'de "AB ekonomisinde ise büyüme, beklenenin oldukça gerisinde kalmakta, işsizlik ve kamu borcu sorunları gündemde yerlerini korumaktadır. Bu gelişmeler önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akımlarının yavaşlayacağı yönündeki beklentileri güçlendirmektedir" ifadelerine yer verildi.

Türkiye'de ise iç siyasi gelişmeler ve yakın coğrafyada artan jeopolitik ve ekonomik risklerin belirsizliği artırdığına ve ekonomik aktiviteyi yavaşlattığına dikkat çekilen programda, OVP'nin, makro ekonomik çerçevesinin yurtiçi ve yurtdışı siyasi ve ekonomik gelişmeler, oluşan riskler ve beklentiler dikkate alınarak hazırlandığı bildirildi.

Reformlara hız verilecek

Orta Vadeli Program'ın temel amacının, makroekonomik istikrarın korunduğu, cari açığın ve enflasyonun aşamalı olarak düşürüldüğü bir ortamda yapısal reformlar yoluyla büyümeyi artırmak ve daha kapsayıcı hale getirmek olduğu vurgulanırken, bu temel amaç çerçevesinde 25 Öncelikli Dönüşüm Programı'nın uygulanması ve izlenmesine program döneminde hız verileceği kaydedildi. OVP'de bu programlar kapsamında hazırlanmış ve bir kısmı uygulamaya konulmuş eylem planlarının, OVP'nin temel amaçları çerçevesinde önceliklendirilerek en kısa sürede gerçekleştirileceği ifade edildi.

Program döneminde yurtiçi tasarrufları artırmak, özel yatırımlar kaynaklı bir büyüme yapısını özendirmek, ekonominin rekabet gücünü verimlilik düzeyini yükseltmenin temel öncelikler olacağı belirtilen OVP'de, şu görüşlere yer verildi:

"2016 yılında, siyasi belirsizliklerin azalması ve gelirler politikası ile yurtiçi talepte beklenen canlanma büyümeyi destekleyecektir. Büyüme, özellikle rekabet gücümüzü artıracak dış ticarete konu olan mallar üreten sektörlere ağırlık veren yatırımlar kaynaklı olacaktır. Cari açığı azaltmak ve enflasyonu düşürmek amaçları çerçevesinde harcanabilir gelir artışının altında seyreden bir yurtiçi tüketim yapısı tasarlanmaktadır. Enflasyon ve cari açıkla mücadelede maliye, para politikaları, makro ihtiyati tedbirler, yapısal reformlar, ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetlerin desteklenmesi temel politika araçları olacaktır. Bu çerçevede, yurtiçi üretim ve ihracatın ithalata olan bağımlılığının azaltılması iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, mali piyasalarda ürün ve hizmet çeşitliliği ile derinliğin artırılması, kamu gelirlerinin kalitesinin artırılması ve kamu harcamalarının rasyonelleştirilmesi, iş gücü becerisi ve üretkenliğinin artırılması, istihdam piyasasının daha esnek hale getirilmesi, hukuki düzenlemelerin öngörülebilirliğinin artırılması, fikri mülkiyet haklarının iyileştirilmesi, enerji verimliliğinin geliştirilmesi, kayıtdışılıkla mücadele edilmesi, devlet yardımlarında etkinliğin artırılması, iyi yönetişim, yerel yönetimler ve bölgesel gelişme alanlarında başlatılan yapısal dönüşüm ve reformların tamamlanması önem arz etmektedir."

Fed'in faiz kararının etkisinin sınırlı kalacağı varsayıldı

OVP'ye göre, programın makro ekonomik çerçevesi oluşturulurken, program döneminde iç siyasi belirsizliğin azalacağı, küresel büyümenin tedrici olarak artacağı, Türkiye'nin ticari ortaklarının ılımlı büyüyeceği, finansal piyasalardaki dalgalanmaların ve jeopolitik risklerin azalacağı ve Amerikan Merkez Bankasının (Fed) beklenen faiz artırım kararının Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı ve büyümenin finansmanında yurtiçi tasarruflarla birlikte yabancı sermaye girişinin belli bir katkıyı sağlayacağı, dış ticaret hadlerinde göreli bir iyileşme olacağı varsayıldı.

Bu çerçevede gelecek yıl için büyüme rakamı yüzde 4 olarak tahmin edilirken, 2017 ve 2018 yıllarında ise büyümenin sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 5 olması hedeflendi. Söz konusu dönemde büyüme yükseltilirken, enflasyon ve cari açığın düşürülmesi öngörüldü.

Kamu maliyesi

Program çerçevesinde kamu kesiminin, Gayrı Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) oran açısından 0,2 puan fazla vermesi ve program döneminin izleyen yıllarında bu fazlanın yüzde 0,1 seviyesinde koruması bekleniyor.

Gelecek yıl sonunda yüzde 0,1 açık vermesi tahmin edilen genel devlet dengesinin, 2018 yılı sonunda dengeye yaklaşması hedefleniyor.

2016 yılında GSYH'ye oran olarak yüzde 1,4 düzeyinde olması tahmin edilen program tanımlı kamu kesimi fazlasının sürekli artarak program dönemi sonunda yüzde 1,8'e ulaşması öngörülüyor.

Ücret ayarlamalarının sosyal güvenlik primi gelirlerini artırması sebebiyle gelecek yıl bir miktar yükselmesi varsayılan vergi yükünün, kademeli bir azalışla program dönemi sonunda, yüzde 30,2'ye gerilemesi bekleniyor.

Ödemeler dengesi

Gelecek 3 yıl süresince ihracatın reel olarak yıllık yüzde 9, ithalatın da yüzde 7,9 artacağı tahmin edilirken, 2016 yılı sonunda 150 milyar dolar olması beklenen ihracatın dönem sonunda 192,5 milyar dolara, 216,3 milyar dolar olması beklenen ithalatın da dönem sonunda 265,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Cari açığın milli gelire oranının 2016 yılı sonunda yüzde 4,9 gerçekleşmesi, söz konusu oranın program dönemi sonunda yüzde 4,4'e gerilemesi öngörülüyor.

Enerji ithalatının petrol fiyatlarının yatay seyredeceği varsayımı ve döviz kurundaki gelişmelere bağlı olarak gelecek yıl sonunda 39,2 milyar dolar olacağı, program dönemi sonunda da 48,6 milyar dolar seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor.

Seyahat gelirlerinin de gelecek yıl 28,6 milyar dolar olacağı, program dönemi sonunda da yakın coğrafyalardaki ülkelerde yaşanan olumsuz siyasi dalgalanmaların azalacağı varsayımıyla yıllık ortalama yüzde 6,2 artarak 32,1 milyar dolara ulaşması hedefleniyor.

Enflasyon ve istihdam

Gelecek 3 yıl için enflasyon ve istihdam beklentilerinin de yer aldığı program kapsamında 2016 yılında yıllık enflasyon oranının yüzde 6,5'e gerilemesi, dönem sonunda da yüzde 5 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor.

İstihdam açısından bakıldığında ise söz konusu dönemde tarım dışında 2 milyon 199 bin kişinin istihdam edilmesi beklenirken, tarım istihdamında beklenen azalmanın etkisiyle toplam istihdam artışının 1 milyon 831 bin kişi olacağı tahmin ediliyor.

İş gücüne katılım oranının bu yıl yüzde 51,2, 2018 yılı sonunda yüzde 52,2 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor. İstihdam oranının bu yıl yüzde 45,9, program döneminin sonunda da yüzde 47 olması öngörülürken, istihdam edilen kişi sayısının 2018 yılı sonu itibarıyla 28 milyon 366 bine ulaşacağı varsayılıyor.

İşsizlik oranının da bu yıl yüzde 10,5, program dönemi sonunda da yüzde 9,9 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülüyor.

(Kaynak: Dünya Gazetesi | 12.10.2015)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM