Sayın Tezel, öncelikle bu haksız durumu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim. Primleri en yüksekten yatarak
1 Ocak 2000 yılında emekli olan biri olarak bu haksızlığın var olduğunu biliyorduk ama nedenini bilemiyorduk, sizin sayenizde bunu netleştirmiş olduk. Bizler işini bilenler arasında yer alamadık maalesef. Böyle ciddi bir konunun şahsi olarak halledilemeyeceğini düşünüyorum. Adil olan 1 Ocak 2000 yılından itibaren emekli olanların bu kaybını hükümetin duyarlılık göstererek telafi etme zorunluluğu olması gerekir diye düşünüp acil çözüm bekliyoruz. Yazınızda ifade ettiğiniz gibi “2000 yılından bu yana kümilatif gelişme hızı toplamı %43.1 olduğuna göre benim şu anki maaşım 798 YTL. Olması gereken de 1160 YTL’dir. Aradaki 364 YTL’lik farkın ciddi bir rakam olduğu ortada. Maaşımı yükseltmek ve hakkım olanı almak için 2008 Nisan ayını beklemek zorunda mıyım? Yoksa şu an yapabileceğim bir şey var mı? (Eğer sosyal güvenlik kurumu Meclis açıldığında sorunu gündeme getirip o boşluğu kapatmayı başarırsa ki açıklamalarına göre böyle. Vicdanen nasıl rahat edecekler merak ediyorum) bu konuda ne yapabilirim? Bu konuyu kamuoyuyla paylaşmış olmanız vicdani bir sorumluluktur. İnsan olarak bu sorumluluğu yerine getirdiğiniz için kimsenin sizi bir kaşık suda boğmaya da hakkı yoktur.
Çiçek Toprak
Sayın okurum, 17 Ağustos 1999 günü gerçekleşen büyük depremi fırsat bilip, millet ve basın depremin acıları ile uğraşırken zamanın Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan’ın 21 Ağustos 1999 günü TBMM’den geçirttiği 4447 sayılı Kanun’un günahları bunlar. Okuyan, öğleye kadar basınla birlikte Yalova’da görünüp öğleden sonra basını atlatıp bu kanunu çıkarttı. Amaç emeklilere verilecek aylıkları düşürüp, azaltmaktı. Yaptılar da... Mevcut emeklilerin aylığını her ay enflasyon oranı kadar artırma kararı aldılar ama ülkenin gelişme hızından emeklilere pay vermeyeceğiz dediler. Allah büyük, ellerini birbirine dolaştırdı, bir maddeyi unuttular. Emekli birisi yeniden işe girip, emekli aylığını kestirip, birkaç gün sigortalı olarak çalıştıktan hemen sonra yeniden emekli olmayı isterse bu kere vermedikleri tüm gelişme hızlarından faydalanabiliyorlardı. Yani işini bilen dediğiniz kesim olan 10 bin kişi ellerinden alınan haklarını yasal olarak, hukuku kullanarak aldılar. Yanlışlık bunun sadece SSK’daki yetkili akrabası, dostu olanların yararlanmasındaydı. Siz ve sizin gibi yıllardır aylıkları eksik alanların bundan haberdar olmamasındaydı. Ben de bunun hepinize duyurdum.
Başkanı ve Bakan’ı yanıltıyorlar
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Birol Aydemir ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’i ise bana göre yanıltıyorlar. Zira, gerek Başkan’ın gerekse Bakan’ın açıklamalarından anlıyoruz ki bu 10 bin kişi sanki suçlu, hakları olmayan parayı almışlar gibi açıklamalar yapılıyor. Hayır bu kişiler yıllardır gaspedilen haklarını yasayı kullanarak aldılar. Yani yaptıkları hem yasal hem hukuki, hem de ahlaki. Ahlaksızlık bunu dar çevrelerine yıllardır uygulayan SGK ve SSK’nın bu işlemler ile ilgili yetkililerinde yani Sosyal Sigorta İşleri ve Tahsisler Dairesi’nin ilgili görevlilerinde ve bunların bağlı olduğu SGK Başkan Yardımcısı kimse işte ben bunlara ÇÜŞÜN, durun dedim. Ancak görüyorum ki şimdi de işi tersine çevirmeye çalışıyorlar, Başkan ve Bakan’ı yanıltarak hukuku çiğnetmeye çalışıyorlar. Şimdi soruyorum, var olan bir yasal hakkı yani başvuru hakkını yasa orada öyle dururken nasıl ortadan kaldırdım dersiniz. Kim vatandaşın dilekçe hakkını, çalışma hakkını, emekliliğini isteme hakkını keyfen, şahsen ortadan kaldırabilir. Öte yandan biz bunu gazeteden duyurmasaydık, Başkan ve Bakan’ı yanıltanlar dar çevrelerine bunu uygulamaya devam edeceklerdi ve kimsenin de umrunda olmayacaktı. Şu an yöneticilerin yapması gereken, “Emekliler sağa sola gitmenize, sahtecilik yapıp çalışmadan çalıştı gibi yapmanıza gerek yok, haksızlığı gidereceğiz” demektir.
TBMM’nin iradesine kim ipotek koyabilir?
TBMM açıldığında yasanın değiştirileceği ve bu durumun engelleneceği ifade ediliyor. Yani emeklilere yıllardır verilmeyen gelişme hızından pay bundan sonra da verilmeyecekmiş. TBMM böyle bir karar verir mi göreceğiz, içinde vicdan taşıyan, hak-adalet duyguları ile donatılmış vekiller, alın bu emeklilerden refah payını derler mi? Bana göre demezler. Bana göre, “Bu emeklilere yıllardır haksızlık edilmiş, ellerindeki üç otuz paralarına el konulmuş, insanların SSK’nın önünde kuyruk olmalarına gerek yok, herkesin hakkını vereceğiz” olmalıdır.
Patronlara var da emeklilere yok mu?
Birileri de ‘Sosyal Güvenlik Kurumu zaten açık veriyor bu emeklilerin ortaya çıkan farklarını nasıl ödeyecek, Bütçe açığı daha da artmaz mı’ diyor. Doğru bütçe daha fazla açık verecek ama patronlara sağlanması düşünülen 5 puanlık prim indirimi kadar değil. Daha geçen haftaya kadar işverenlerin SSK’ya ödedikleri primlerin 5 puan düşürülmesi için ellerin sıvandığı defalarda gazetelerde boy boy yayınlandı. İşte bu 5 puanlık prim indirimi nedeniyle SGK’nın uğrayacağı kayıp, emeklilere verilenden daha fazla.
Emeklilere düşen milli gelir nerede?
29.09.2007 günü Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Amerika’da Türk cemaatine verdiği iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, 181 milyar dolar olan milli geliri, 5 yıllık iktidarları sırasında 400 milyar dolara çıkardıkları açıkladı. 2 bin 500 dolar olan kişi başına milli gelirin de 4 bin dolarların üstüne çıktığını, 2010 yılında kişi başına milli gelirin 10 bin dolar olacağını ifade etti. Emeklilere düşen milli gelir neden artmıyor, bu ülkenin gelişmesinde onların katkısı olmadı mı, refah yükselince onlar da yükselmeyecek mi?
Emekli ikramiyesi için dava açabilirsiniz
Ben, 08.07.1983 günü memur oldum ve daha sonra müdür kadrosu aldım. Bu arada 20 aylık askerlik süremi de borçlanıp ödedim. 03.11.2004 günü disiplin kurulu kararıyla görevime son verildi. Mahkemem ise halen devam ediyor. Ben de bu arada SSK’lı bir işe girdim ve 740 gün prim ödedim. Şimdi 25 tam yılı tamamladım, son 7 yıl içinde en çok memuriyet var olduğundan Emekli Sandığı’ndan emekli olacakmışım. Yalnız ikramiye konusunda bir şey demediler daha doğrusu verilmeyeceğini sözle söylediler. Ancak, bu konuda benimle eşdeğer olan birisinin Danıştay’a dava açıp ikramiyesini aldığını öğrendim. Necip Arıöz
Sayın okurum, 08.07.1983 günü başladığınız memuriyetiniz 03.11.2004 günü sona ermiş. Yaşınızı veya doğum tarihinizi yazmamışsınız ama borçlandığınız askerlik süresi ve memuriyetten sonra SSK’ya ödediğiniz 740 günle birlikte 9000 günü doldurup 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince emekli edildiğinizde, size ikramiye ödemezler. Ancak, 23 yıl memuriyet, 2 yıl Bağ-Kur primi ödeyip emekli olan birisine ikramiye ödenmeyince açılan dava sonrasında dediğiniz gibi Danıştay 11’inci Dairesi 2003/4018 Karar, 2002/328 Esas sayılı 13.10.2003 günlü kararıyla emekli ikramiyesinin ödenmesine karar vermiştir, karar özeti şöyledir.”Emekli Sandığı’nda geçen hizmet süreleri toplamı, sandıktan emekli ikramiyesi almaya yeterli olan ve 5434 sayılı yasanın emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin genel hükümleri ile aynı yasanın ek 20. Maddesi hükümleri uyarınca Emekli Sandığı’na tabi hizmetlerinin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gereken davacıya hizmetlerin birleştirilmesine ilişkin 2829 sayılı yasa hükümlerinden bahisle emekli ikramiyesi ödenmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı hk.”
Kısa...kısa...
(Kaynak: Akşam Gazetesi | 04.10.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.