Zorunlu Trafik Sigortası bir sorumluluk poliçesi. Yani siz kendi aracınıza bu sigortayı yaptıracaksınız fakat bir kaza anında karşınızdaki aracın hasarını ödeyeceksiniz. Sistem zorunlu olduğu için kaza yaptığınız karşı aracın da Zorunlu Trafik Sigortası olacağından kusur oranlarına göre sizin aracınızın da hasarı ödenmiş olacak. Bütün dünyada bu sistem ve sigorta geçerli. Gümrük kapılarından çıktığınızda da ilk önce uluslararası geçerliliği olan Yeşil Kart Sigortası yaptırmanız gerekiyor.
Trafikte lüks araçların sayısı her geçen gün artıyor; milyon değerinde araçlar yollarda. 15 bin TL’lik bir aracınız ile milyon değerlik bir araca çarpabilirsiniz. Allah korusun bu araç içerisinde iki kişi vefat etse veya sakat kalsa sigorta şirketi bunun için milyon TL tazminat ödemek zorunda kalabilir. Bu nedenle 200 veya 2 bin TL prim ödeyerek satın aldığınız trafik sigortası ile sizin ödemeniz gereken milyon TL’lik bedeli sigorta şirketi üstlenmiş oluyor.
Risk yükseldikçe prim de yükselir Hazine, özellikle bedeni tazminat hükümlerini belirliyor. Geriye bu poliçelerin fiyatlarının belirlenmesi kalıyor; onu da sigorta şirketleri kendileri belirliyor. Sigorta mantığı olarak da riski yüksek olan sigortanın primi de yüksek oluyor. Günde 4 saat trafikte olan bir araçla 24 saat trafikte olan bir aracın riskinin aynı olduğu söylenemez. Bu kısa genel değerlendirmeden sonra Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in geçtiğimiz günlerde basında yer alan demecine gelmek istiyorum.
Palandöken’e öncelikle temsil ettiği kesimin haklarını korumaya çalıştığı için saygı duymak gerekir. Söylediklerini özetlemek gerekirse Zorunlu Trafik Sigortaları pahalıdır, yeni düzenlemeler sigorta şirketleri lehinedir ve buna rağmen rekabet ortamı yaratılarak fiyatlar düşmemiştir. Hazine bu işi zorunlu kılıyorsa alt ve üst limitleri eskiden olduğu gibi kendisi belirlemelidir. Bu fiyatlar belirlenirken riskler göz önünde bulunmamaktadır.
Palandöken, söylediklerinde haklı olabilir. Fakat şunun da altının çizilmesinde fayda vardır. Sigorta şirketleri bu fiyatları ortak belirlemiyor. Zaten böyle olsa, bu bir suç olurdu. Esnaf kardeşlerimiz kısa bir araştırma yaparak uygun prim ile sigortasını yaptırabilir. Her sigorta şirketinin fiyatları farklıdır. Ama yılda 4-5 kaza yapmış bir aracın primi her şirkette yüksek olacaktır. Ayrıca sigorta sektörünün trafik sigortasında büyük zararlar ettiğini de biliyoruz. Sektörde iyileşme olduğunda bunun fiyatlara yansımasının en az 2 yıl sonrasına olduğunu da söylemem gerekiyor.
Palandöken, sigorta şirketlerinin halen 10 yıl öncesinin bedeni hasar tazminatlarını ödediğini biliyor mu acaba? Palandöken’in bundan sonraki demecinde trafikteki esnaf kardeşlerimizin daha dikkatli araç kullanmalarına, özellikle fren ve lastiklerini mutlaka kontrol etmelerine vurgu yapmasını bekleriz. Milyon TL’lerle satılan plakalar, her gün yapılan akaryakıt zamları veya artan döviz ile birlikte yedek parça maliyetlerinin şoför esnafının nasıl belini büktüğünden de bahsetmeli… Bahsettiğinde sigortaya ödenen bedelin devede kulak olduğunu göreceğiz. Ayrıca daha geçen sene lastikleri kabak bir minibüsün yaptığı kazada ölenler için milyonlarca TL tazminatı ödeyen sigorta şirketinin prim olarak 1000 TL almış olduğunun altını çizmek gerekir.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 17.06.2015)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.