Bilindiği üzere, dış ticaret başka bir ifadeyle uluslararası ekonomik ilişkilerin asıl konusunu eşya oluşturmaktadır. İthalat ve ihracatın ülke ekonomisi yararına ve uluslararası ticaretin gereklerine uygun olarak düzenlenmesi esastır.
Hükümetlerin, uluslararası ekonomik faaliyetleri doğrudan doğruya düzenlemek, özendirmek, sınırlandırmak veya bu işlemlerin yapılış şekillerini belirlemek için aldığı önlemelere dış ticaret politikası denilmektedir.
Hükümetler, dış ticaret politikalarını aşağıda yer alan araçlarla uygulamaya koymaktadır.
- Gümrük vergileri ve eş etkili vergiler
- Kota ve tarife kontenjanı
- Gözetim ve korunma önlemleri
- Teknik düzenlemeler ve standardizasyon
Dış ticaret politikası önlemlerinin uygulaması ve gümrük vergileri ile eş etkili vergilerin alınması beyan esasına dayanmaktadır. Beyan esasının doğal sonucu denetimdir. Beyanların doğruluğunu ve vergilerin eksiksiz ödenmesini sağlayan idari fonksiyon icrai görev denetimdir. Denetimin temel amacı da kişileri yasalara uygun davranmaya yöneltmektir. Denetimin, yasalara uygun beyanda bulunanlar için bir risk oluşturması mümkün değildir.
Risk, zarar veya kayıp durumuna yol açabilecek bir olayın ortaya çıkma olasılığı anlamına gelmektedir. Dış ticaret politikası önlemlerine aykırı olan bilgi ve belgeyle gümrük idaresine yapılan her beyan beraberinde risk de getirmektedir.
Bu riskleri genel olarak,
- Kazanılmış hakların kaybedilmesi veya hakların kullanılamaması (örneğin götürü teminat veya indirimli teminat sisteminden yararlandırılmaması veya iptal edilmesi, Onaylanmış Kişi Statü Belgesinin iptali ve bu belgenin alınamaması gibi),
- İthalattan süreli veya süresiz men olunması,
- Hiç alınmamış veya noksan alınmış vergiler ve bu vergilerin üç katı idari para cezası ödenmesi
- Eşyanın gümrüklenmiş değerinin yarısı ila 4 katı arasında İdari para cezası ödemek zorunda kalınması,
- Hürriyeti bağlayıcı cezaya ve aynı zamanda beş bin ila yirmi bin gün arasında adli para cezasına muhatap olunması, şeklinde sıralayabiliriz.
İşletmelerin esas amacı varlığı koruma, büyüme ve gelişmedir. Ancak işletmeler çevrenin devamlı tazyiklerine ve tehlikelerine maruzdurlar. Bilgisizlik ve bunun sonucunda yasalara aykırı olarak gümrük idaresine yapılan beyanlar işletmeler için büyük bir tehlike ve risk oluşturmaktadır. Bu tehlike ve risklerin oluşmaması gerek İthalat ve gerekse İhracat işlemi ile ilgili olarak gümrük idaresine yapılan beyanların dış ticaret, gümrük ve gümrüklerde tatbik edilen diğer mevzuatlara uygun yapılmasına bağlıdır.
Dış ticaret politikası önlemlerine ve konu ile ilgili mevzuata uygun beyanda bulunulması da bu konularda bilgi ve tecrübeli kişiler istihdam etmekle veya bu kişiler aracılığıyla beyanda bulunmakla mümkündür.
Bazı kişilere göre asıl risk yasalara aykırı olarak yapılan beyan değil eşyanın gümrükte beklemesidir. Bu kişiler denetim yapılmadıkça kendilerinin doğru yaptığına başka bir ifadeyle sadece eşyanın peşinde koşmanın doğru olduğuna inanmakta ve diğer kişileri de inandırmaktadırlar.
Bu durumun ortadan kaldırılması gümrük idaresince denetimin arttırılması ile mümkün olacaktır. Çünkü ne kadar çok denetim yapılırsa bu kişiler o ölçüde haksız oldukları anlayacaklar ve anlatacaklardır. Asıl olan sadece eşyanın değil yasalara uygun yapılan beyanla birlikte eşyanın peşinde koşmaktır.
Bilindiği üzere, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümleri uyarınca beyan eşya sahibinin çalışanları veya gümrük müşavirleri tarafından yapılabilmektedir.
Gümrük idarelerine beyan ister çalışanlar isterse gümrük müşaviri tarafından yapılsın bu beyanlarda idare tarafından yapılan denetim sonucunda, yasalara aykırılıklardan doğan risklerle eşya sahibi karşı karşıya kalmaktadır. Bu risklerin oluşmamasında çalışanların veya gümrük müşavirlerinin/gümrük müşavirliği şirketlerinin konularında bilgili ve deneyimli olup olmamaları büyük önem taşımaktadır.
Diğer taraftan gümrük idarelerine beyan gümrük müşavirleri tarafından yapılmış olsa bile, gümrük müşavirine konu ile ilgili doğru bilgi ve belge verilebilmesi veya gümrük müşavirinin yaptığı işlerin eşya sahibi adına denetlenebilmesi yoluyla riskin ortadan kaldırılması veya azaltılması eşya sahibinin konusunda bilgili kişileri çalıştırması ile mümkün olabilecektir.
Başka bir ifadeyle, çalışanları ve gümrük müşaviri/gümrük müşaviri şirketi ne kadar bilgisiz ve deneyimsiz ise eşya sahibinin riskleri de o oranda artmaktadır. Hepimizin bildiği gibi riskleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir. Ancak, riskler tamamen yok edilemese de azaltılması mümkün bulunmaktadır.
Bunun da risk yönetimi ile olabileceğine inanmaktayız.
Risk yönetimi, gerekli önlemlerin önceden alınarak tehlikenin bertaraf edilmesi için yapılmaktadır. Çünkü bilinmektedir ki "Önlemek ödemekten ucuzdur."
Eşya sahibi gerçek veya tüzel kişiler için büyük bir tehlike olabilecek riskleri önlemek,
1- Gümrük idaresine yapılan beyanların dış ticaret politikalarına ve yasalara uygun olarak yapılıp yapılmadığının idareden önce ortaya çıkartılıp düzeltilmesine,
2- Personelin eğitilmesine,
3- Şirket içi organizasyonun sağlanmasına,
4- Konusunda bilgili ve deneyimli personelin ve gümrük müşavirinin/gümrük müşaviri şirketinin seçimine bağlıdır.
Eşya sahibi gerçek veya tüzel kişilerin kendi çalışanları veya gümrük müşaviri tarafından gümrük idaresine yapılan beyan nedeniyle mal varlığının veya büyüme ve gelişmesinin risk altına girmemesi risk yönetimi fonksiyonunun şirketlerin hayatlarında vazgeçilmezdir. Beyanının işletmelerin yaşamının bir parçası olması, bu fonksiyonunun başta üst yönetimler olmak üzere tüm çalışanlarca tam olarak algılanması ve benimsenmesi bu yoldan risk kültürünün benimsenmesiyle mümkün olacaktır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 26.09.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.