Türkiye uzun yıllar boyunca Avrupa Birliği'ne (AB) üye olmak için büyük mücadele verdi ve bu konuda muvaffak olmak için çalışmalar yaptı.
Bu süreçte bizi en çok AB'nin hukuk ve ekonomi ile ilgili şartları zorluyordu. Uzun yıllar boyunca iktidara gelen her parti ve idarecinin birinci önceliği bu müktesebata uyum için çalışmalar yapmak olmuştur. AKP de kurulduğu dönemde yaşanan ekonomik krizi de fırsat görerek ve AB'ye giriş doğrultusunda kamuoyunda oluşan rüzgârı arkasına alarak iktidara gelmişti. İktidarının ilk yıllarında gerçekten bu çerçevede adımlar atıldı, düzenlemeler yapıldı. Hepimiz işlerin daha da düzeleceği, Türkiye'nin daha müreffeh, demokrasinin ve hukukun daha iyi işlediği bir ülke olmasını beklerken, siyasi iktidarın rotasını diktatörlükler ve krallıklarla idare edilen Ortadoğu'ya çevirdiğine şahit olduk.
İdarede görülen despotik ve baskıcı yöntem, devlet yönetiminde bulunması gereken erkler ayrılığının sona erdirilmesi, adalet ve hukuktan uzaklaşma ve kitleleri ayrıştırma gibi politikalar adım adım uygulandı. Gelinen noktada maalesef artık Ortadoğu ülkelerinde bile olmayan bir keyfilik ve düzenin hükümferma olduğu bir ülkeye döndük. Devlet iş ve işlemlerinin kanunlarla idare edilmek zorunda kalındığı ülkemizde son dönemlerde çıkarılan kanunları ve getirilen düzenlemeleri devlet menfaati çerçevesinde anlamakta zorlanıyorum. Siyasi iradenin sık sık kullanmakta beis görmediği ‘legal görünümlü illegal örgütler' deyimi gibi ben de bu düzenlemelere ‘hukuki görünümlü hukuk dışı düzenlemeler' diyorum.
Hatırlanacağı üzere seçim sürecinin yaşandığı ve piyasaların dövize sıkıştığı dönemde yurtdışından döviz girişini serbest hale getiren bir gümrük genelgesinden bahsetmiştim. O genelgeyle ilgili olarak yazdığım yazıda, bu düzenlemenin ülkeyi kara para merkezi haline getireceğinden söz etmiştim. Şimdilerde nisan ayında alınmış ve seçimdeki tablo ortaya çıktıktan sonra Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile ülkeden döviz, para ve değerli eşya çıkarılması prosedürleri de esnetildi, sorgulanamaz hale getirildi. Bu düzenlemenin özellikle yolsuzluklar ve yandaş işadamlarına verilen ihalelerin sonucu olarak ortaya çıkan yeni zenginlerin paralarını güvene almak için getirildiği konuşuluyor.
Bavulla para çıkarılabilecek
11 Haziran 2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan karar ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararda değişiklikler yapıldı. Bu düzenleme ile Türk parası ve Türk parasıyla ödemeyi sağlayan belgelerin yurttan ihracı için belirlenen esaslar kaldırıldı. Türk parası ve Türk parasıyla ödemeyi sağlayan belgelerin ihracı serbest hale getirildi. Daha önce yolcuların beraberinde en fazla 5 bin dolar götürmelerine müsaade ediliyor, geriye kalan transferlerin bankalardan yapılması şartı aranıyordu. Ayrıca yolcuların beraberlerinde yüklü miktarda TL götürmelerinin serbest olduğuna ilişkin düzenleme de yoktu. Getirilen yeni düzenleme ile 25 bin TL ve 10 bin Euro kadarlık paranın yolcu beraberinde nakit olarak çıkarılması serbest hale getirildi. Bu tutarları aşan paraların götürülmesi ile ilgili olarak ise Ekonomi Bakanlığı bir düzenleme yapmış durumda. Serbest bölgelere taşınacak para ve para benzeri kıymetli eşyalar için de sorgulama yapılamayacak. Bilindiği gibi serbest bölgeler toprak olarak ülkemize bağlı olduğu için başka ülkelerin sorgulayamayacağı, ancak Türkiye vergi kanunlarının da vergiden tamamen istisna tuttuğu özel alanlardır.
Bakanlık, bu düzenlemeyi “doğrudan yatırım istatistikleri üretmek, İstanbul'u finans merkezi haline getirmek için çıkardığını” duyurdu. Halbuki bu açıklamanın aksine düzenlemede fiziki para transferine imkân tanınmış durumda. Serbest bölgeye taşınan bu paralar, ihtiyaç hasıl olması durumunda sorgusuz sualsiz ülkeye sokulabileceği gibi, arzu edilir veya iktiza ederse başka bir ülkeye (vergi cennetleri, Katar, Dubai, prenslikler vb.) nakledilebilecek.
Bu paraların nakit olarak, Batı ülkelerine hatta Avrupa'da kurulmuş olan şehir devletlerine bile sokulması mümkün değil. Bilindiği gibi Batı ülkeleri terör veya suç gelirleri olma ihtimaline binaen kara para ile amansız bir mücadele planı uyguluyor. Yukarıda bahsettiğim şekilde elde edilen paraların banka sistemi kullanılarak transfer edilmesi halinde bu paraların sorgulanması ve izinin takip edilmesi söz konusu olacaktı. Çıkarılan yeni düzenleme ile bu para transferlerinin takibi imkânsız hale gelecek. Vatandaşın tırnağından artırdığı ile sahip çıktığı yerli bankalara çöküldüğü, uluslararası bankaların birer birer çekilme kararı verdiği bir ülkede bankaların bu şekilde devre dışı bırakılıp sıfırlanması, doğrusu beni hiç şaşırtmadı!
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 16.06.2015)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.