Bilindiği gibi KDV gibi tüketim vergileri normalde nihai tüketiciden alınan vergilerdir. Bu kanunda ve buna benzer harcama vergilerinde kayıtlı mükellefler, asıl vergi ödeyicileri olan son müşterilerin ödedikleri vergileri emanetçi olarak vergi dairesine ödeyen sorumlulardır.
Vergi esasen tüketiciden alınacağı için aracı olan üreticiler, satıcılar, pazarlamacılar vs. bu mal ve hizmetlerin alımında katlandıkları KDV’leri, müşterilerden topladıkları ve vergi dairesine ödemekle sorumlu oldukları KDV’den indirme hakkına sahiptirler. İndirimden sonra tahsil edilen vergilerin fazla olması halinde ise vergi dairesine ödeme yaparlar. Ancak mükelleflerin her zaman aldıkları malları satmaları mümkün olmayabiliyor.
Birçok mükellef aldığı veya ürettiği malı kaybolma, çalınma, bozulma, çürüme, çalınma, yanma vs. sebeplerden dolayı satışa sunamıyor. Bu şekilde firmaların ve satıcıların iradesi dışında gelişen veya işin mahiyeti gereği oluşan kayıplardan dolayı firmalara ek bir vergi maliyeti çıkıyor. Maliye bu sebeplerden dolayı satılamayan malların alımında indirim konusu yapılan KDV’lerin tespit edilerek KDV beyannamesindeki “İlave Edilecek KDV” satırı ile beyan edilmelerini ve vergi dairesine ödenmelerini istiyor. Bu durum hem mükellefler hem de Maliye için açmazlara sebep oluyor. Birinci açmaz bu malların alımında ödenen KDV nihai tüketiciye yansıtılamayacağı için bu KDV’nin işletme üzerinde kalmış olması. Bu işletme üzerinde fazladan bir yük demek. İkinci açmaz ise bu malların KDV’sinin indiriminin kabul edilmesi halinde ortaya çıkıyor. Çünkü bir şekilde zayi olan malların KDV indirimini kabul etmek; oluşan katma değerden Hazine’ye vergi doğmaması anlamına geliyor. Bu da Maliye’nin işine gelmiyor. Çünkü bu indirimin kabul edilmesi birçok suistimalin yapılmasına fırsat verir.
Deprem, sel ve mücbir sebep hariç
Tabii mükelleflerin mallarını satıma sunamamalarına sebep olan tüm kayıplar aynı şekilde muameleye tabi tutulmuyor. Kanun maddesi gereği deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan malların alımında yüklenilen vergiler indirim konusu yapılabiliyor.
Örneğin; sel felaketi nedeniyle bir şirketin deposunda yer alan malların zayi olması veya Maliye Bakanlığı’nca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilen yerde olması koşuluyla, yangın nedeniyle malların kullanılamaz duruma gelmesi halinde bu mallara ilişkin yüklenilen vergilerin indirim konusu yapılmasında bir sorun olmuyor.
Buna mukabil Maliye Bakanlığı’nca yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilmediği sürece, yangın sonucu zayi olan mal nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değil. Buna göre
İmalatta kullanılmak için alınan ancak imalata girmeden eskime, bozulma, çürüme, çatlama vb. nedenlerle kullanılamaz hale gelen ve bu nedenle imalatta veya ambalajlamada kullanılabilme vasfını yitiren hammadde ve malzeme ile ambalaj maddeleri,
Son kullanma tarihinin geçmesi, çeşitli kimyasallar içerdiğinin tespit edilmesi gibi nedenlerle kanunen tekrar satılması mümkün olmayan ve imha edilen bisküvi, çikolata, konserve gibi gıda ürünleri,
Sağlık Bakanlığı’nca kullanımının yasaklanması nedeniyle imha edilen ilaçlar ile kullanım süresi içinde formül hatası bulunan, miadının dolması veya hasar görmesi nedeniyle kullanılamaz hale gelmiş, üretimden kalkmış, insan sağlığını tehdit eden ilaçlar,
Hatalı dikim, renk farklılığı, leke ve benzeri nedenlerle ya da şirket politikası gereği satışı mümkün olmadığından imha edilen mallar,
Kullanım ömrünü tamamladığı için imha edilen araç lastikleri,
İthal edilen malların depolandığı antrepolarda çıkan yangın sonrasında Maliye Bakanlığı’nca mücbir sebep ilan edilmediği takdirde zayi olan malların ithali için yüklenilen KDV indirim konusu yapılamaz.
Malların değerinin düşmesi sonucu meydana gelen kayıplar
Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde, malın zayi olması hükümleri geçerli olmaz. Bu durumda malların zayi olması değil düşük bedelle veya zararına satışı söz konusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV indirim konusu yapılabilir. Aynı şekilde fire sebebiyle oluşan kayıplarda da ilave KDV ödenmesine gerek yok.
Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıptır. Bu yüzden imalat sırasında veya sonrasında meydana gelen fireler zayi olan mal kapsamında değerlendirilmemeli. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin de düzeltilmesi gerekmiyor. Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşları tarafından belirlenen fire miktarını veya oranını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV de indirim konusu yapılamaz.
Yukarıda bahsettiği sebeplerden dolayı indirim konusu yapılamayan bu vergiler, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilir.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 12.05.2015)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.