Kadınların gerek ekonomik gerekse toplumsal yaşamdaki konumları ve üstlendikleri roller, bulundukları ülkenin gelişmişlik düzeyi üzerinde önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla kadın ve istihdamı konularında uygulanacak politikalar Türkiye'nin geleceği açısından oldukça büyük önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, hükümet tarafından açıklanan "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunmasına İlişkin Eylem Planı"nı İESOB olarak çok önemli bir gelişme olarak değerlendirmekteyiz.
Plan 'Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişmesini desteklemek üzere dinamik nüfus yapısının korunması, aile kurumunun güçlendirilmesi ve böylece sosyal refah ve sosyal sermayenin geliştirilmesi' amaçlarını taşımaktadır.
Açıklanan programı gerçekten de ülkenin ekonomik ve yapısal dinamikleri açısından önemli bulmaktayız. Zira, ülkelerin gelişmişlik ve zenginlik düzeyleri kadar demokrasilerinin kalitesinin de önemli göstergelerinden birisi kadınlara ve onların istihdamlarına yönelik doğru politikaların oluşturulmasını destekliyoruz.
Eylem Planı, ilk bakışta işverenlerin kadın işgücünü tercih etmemelerine, kadınların iş bulma şansının azalmasına neden olacak bir uygulama gibi görünmektedir. Ancak kanaatimizce bu program uzun vadede genç nüfusun oluşturulması, kadının işgücüne katılım oranının artırılması ve gelecekte daha çok ihtiyaç duyacağımız üretim gücünün ivme kazanması açısından olumlu katkılar sağlayacaktır.
İŞGÜCÜNE KATILIM
Programda öngörülen eylemler ve alt faaliyetlere genel olarak bakıldığında: eğitim, danışmanlık, bilgilendirme ve farkındalık yaratma, maddi destek verme, hizmet sunma, çocuklar için yeterli sayıda ve uygun eğitim kurumlarının oluşturulması, fazla çocuğu teşvik, kadınların izin haklarının genişletilmesi boyutlarını içerdiği görülmektedir. Bunlar programın bütünsel niteliklere sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Kuşkusuz kadınların istihdam içindeki payının artması ekonomik ve toplumsal gelişme açısından da gereklidir. Nitekim gelişmiş ülkelerde, örneğin AB'de, işgücüne katılım oranı yaklaşık yüzde 70'ler düzeyindedir. Türkiye'de ise 2014 yılı üçüncü çeyreği itibariyle bu oran yüzde 51 düzeylerindedir. Türkiye'deki oranın düşük kalmasının önemli bir nedeni kadınların işgücüne katılım oranının düşük olmasıdır.
Nitekim Dünya Bankası verilerine göre kadının işgücüne katılım oranında (yüzde 29 ile) Türkiye 145 ülke arasında 130. sırada bulunmaktadır. Bu gösterge aynı zamanda Türkiye'nin 44. sırada olduğu küresel rekabet sıralamasının hesaplanmasında da kullanılmakta ve bu oran Türkiye'nin bu hesaplamada da en kötü durumda olduğu göstergelerin başında gelmektedir.
Dolayısıyla sıralamadaki bu yeri ile ne Türkiye'nin daha fazla zenginleşmesi ne de kadının toplumsal yaşamdaki konumunun güçlenmesi olası görünmemektedir. Kadınlar ve kadın istihdamının yeni eylem planının merkezinde bulunması bu nedenle daha anlamlı hale gelmektedir. Zira hem ailenin hem de dinamik nüfus yapısının korunmasında başlıca rol kadınlara düşmektedir.
GENEL DEĞERLENDİRME
Bu çerçevede görüşlerimizi şöyle sıralamak mümkün:
1. Uygun eğitim kurumlarında ve medya araçları kullanılarak evlilik öncesi eğitim ve aile ilişkilerine yönelik eğitimler verilmesi konusundaki adımlar yerinde ve önemlidir.
2. Programda aile danışmanlığı mekanizmasının getirilmesi önemlidir.
3. Yine tek ebeveynli aileler için eğitim modülü ve danışmanlık hizmetlerinin getirilmesi uygun bir yaklaşımdır.
4. Şiddet mağduru kadınlara yönelik kurumların kapasitelerinin artırılması ve aralarındaki koordinasyonun güçlendirilmesinin öngörülmesi olumlu bir yaklaşımdır. Ayrıca kadınlara şiddetin önlenmesine yönelik ceza ve yaptırımların geliştirilmesi de öncelikli olmalıdır.
5. Çağımız "ekonomi" çağıdır. Bu nedenle aile bireylerine yönelik finansal okuryazarlık eğitimleri verilmesi son derece yerindedir. Ancak bunun ilköğretimin ikinci bölümünden itibaren öğrencilere uygun düzeyde ekonomi ve bütçe eğitimi verilerek desteklenmesi şeklindeki önerimiz dikkate alınmalıdır.
6. Birinci çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için dört ay, üçüncü çocuk için altı ay yarı zamanlı ücretli çalışma hakkı verilmesi, işverenlerin eleman alımında kadınları ve gençleri tercih etmemelerine neden olabilir. Bu açıdan programın amaçları ve uzun vadedeki getirileri topluma iyi anlatılmalıdır.
7. Paketteki en önemli ve tasarrufların artırılması gibi makro ekonomik bir amaca da hizmet edecek olan uygulama; çeyiz hesabı ve bu hesaba yüzde 15 devlet katkısının öngörülüyor olmasıdır. Bu tasarrufların artmasına katkı yapabilecek anlamlı bir düzenlemedir. Tasarrufların artırılması, gereksiz tüketimin ve zincirin devamında dış ticaret açığının dizginlenmesine katkı sağlayacaktır.
Netice itibariyle, aramızda önemli sayıda kadın esnaf ve sanatkarların bulunduğu gerçeğini de dikkate alarak, kadına yönelik pozitif ayrımcılık içeren programları olumlu karşıladığımızı ifade etmek istiyoruz.
Bu noktada önerimiz, ülke yöneticilerinin bu anlayış çerçevesinde kadın esnaf ve sanatkarlara yönelik olarak da bağımsız bir destek ve teşvik programını hayata geçirmeleridir.
Üstelik üretime ve istihdama önemli destekler veren kadın esnaf ve sanatkarlarımıza getirilecek kolaylıklar, daha kısa vadede meyvelerini verebilecektir.
(Kaynak: Yeni Asır | 29.01.2015)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.