Merkez Bankası’nın faiz kararı açıklayacağı günler adeta sınava dönüşüyor. Karar öncesinde yapılan sert siyasi çıkışlarla ülke geriliyor, Merkez’in üzerinde büyük bir basınç birikiyor, kur yükseliyor. Dün yine karar ve sınav günüydü. Merkez Bankası aldığı faiz kararıyla bağımsız bir kurum olduğunu bütün dünyaya yeniden ilan etme fırsatı buldu. Yetmedi, sık sık kendisini eleştiren siyasilere hem “Boşuna nefesinizi tüketmeyin” mesajını iletti hem de kritik bir cümleyle ders verdi.
“Ey Merkez!”in karşılığı yarım puan mı?
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) dışarıda küresel tehdit ve fırsatlarla içeride özellikle enflasyonun seyri ve bu seyre etki eden faktörler analiz etti, sonunda faizlerde yarım puanlık (50 baz puan) indirim kararı aldı.
Merkez Bankası bu oranın daha üzerinde bir indirim yapamaz, yapsa kendi ayağına kurşun sıkmış olurdu. Ekonomiden gelen sinyalleri yakından izleyen piyasada genel beklenti 25-50 baz puan aralığında bir indirimdi. Merkez, piyasanın zaten satın aldığı orana gelerek hiçbir sürprize kapı aralamadı. İndirilmiş yani faiz oranında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ey Merkez Bankası! İndirim için daha neyi bekliyorsun” sözlerinin de Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin “İndirmiyorum derse hakem değişir” çıkışının da etkisi sıfır düzeyindedir. Bu iki sert siyasi çıkışa rağmen yarım puanlık indirim, yukarıda sözünü ettiğimiz bağımsızlığın dünyaya ilanında Merkez’e “fırsat etkisi” sağlamıştır, hepsi bu…
Nefes mesajı
Merkez Bankası sadece faiz kararını açıklayarak sadece piyasalara mesaj verebilirdi. Ancak öyle yapmadı. Kamuoyunun dikkatine sunduğu açıklamanın satır aralarına birkaç kritik kelime ve cümle yerleştirdi. Koyu renkle işaretlediğim ve daha önceki açıklamalarında yer almayan cümlelere dikkat buyurunuz:
“Mevcut para politikası duruşu altında kurul, enflasyonun 2015 yılının ortalarında hedefle uyumlu seviyelere geleceğini öngörmektedir. Bununla birlikte, enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için para politikasında temkinli bir yaklaşım gerekmektedir. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır.”
Merkez Bankası, kullanmak zorunda olduğu teknik dili bir kenara bırakırsak, faizlerin bir anda indirilmesini isteyen siyasilere aslında diyor ki: “Amacımız enflasyonu kalıcı olarak düşürmek değil mi? Eğer bunu gerçekten istiyorsak faizleri öyle bir anda düşüremeyiz. Enflasyonu kalıcı halde düşürmek için temkinli bir yaklaşım gerekmektedir.” Bu dersin aksi karşılığı şudur: “Faizleri hızlı indirirsem kur hızla yükselir, faizleri yeniden artırmak zorunda kalırız, üstelik enflasyon da yukarı fırlar.”
Ve ders…
Merkez Bankası, “Boşuna nefesinizi tüketmeyin” şeklinde siyasilere aynı sert tonda karşılık verme kültürüne sahip olmadığı için açıklamasına, “Para politikası kararları, enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır” cümlesini eklemiş. Bu cümlenin meali, “Enflasyonda hızlı düşüşü görmeden faizleri hızlı düşürmem”dir ki, o da nefesin tüketilmemesi temennisiyle eşdeğerdir.
Türkiye ekonomisindeki sıkışma siyasilerde ister istemez sinirleri geriyor. Yurtdışından gelen doğrudan yatırım ciddi biçimde azaldı. İhracat yavaşlıyor. Ekonomideki cılız büyüme ihtiyaca cevap vermiyor. İşsizlik tırmanışta. Bu ahval Merkez’i günah keçisi ilan etmeye hiç de uygun değil.
Yatırım, büyüme, ihracat ve sermaye girişi için zorla indirilmiş faize değil; önceliği ekonomi olan iç istikrar ve bize 8-10 yıl şaşalı bir dönem yaşatan dış konjonktüre ihtiyacımız var…
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 21.01.2015)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.