Dün Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in üç bankadan şikâyetçi olduğuna dair bir haber ajanslara yansıdı. Şimşek, ülkede faaliyet gösteren üç bankanın MASAK’la gerektiği gibi işbirliğinde bulunmadığını, bu bankalardan ve diğer benzer kuruluşlardan bu konuda hassas davranmalarını beklediklerini söyledi.
Suç gelirlerinin aklanması ile daha etkili bir şekilde mücadele edebilmek ve mali sistemin suçlular tarafından kullanılmasını engelleyebilmek için, gerek uluslararası alanda gerekse iç hukukta finansal kuruluşlara ve diğer bazı meslek gruplarına yönelik bazı mükellefiyetler getirilmiştir. Buna göre bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, ödünç para verme ve diğer finansal hizmetler ile posta ve taşımacılık işiyle uğraşanlar MASAK ile işbirliği yapmakla mükellef tutulmuştur. Ayrıca; döviz, taşınmaz, değerli taş ve maden, mücevher, nakil vasıtası, iş makinesi, tarihi eser, sanat eseri ve antika ticareti yapanlar veya bu faaliyetlere aracılık edenler, noterler ve spor kulüpleri de aynı yükümlülüğe sahiptir. Görüldüğü gibi işin ehemmiyetine binaen liste çok geniş tutulmuş. Hatta Bakanlar Kurulu’na bu listeye ilave yapma yetkisi verilmiş. Öyle ki, noterler, avukatlar, mali müşavirler ve yeminli mali müşavirler de bu listeye eklenmiştir. MASAK’ın yukarıda saydığım kişi veya kurumlardan beklentisi çok. Bunlardan bazıları duruma göre yukarıdaki listede yer alan kurumların çalıştıkları müşterileri tanıtacak şekilde bilgilerini almak, bu müşterilerle ilgili şüpheli işlemleri bildirmek, konu ile ilgili uyum görevlisi atamak, uyum programı oluşturmak, gerektiğinde bilgi ve belge vermek, bu belgeleri muhafaza etmek ve gerektiğinde ibraz etmek.
Şüphesiz bu önemli sorumluluğu yerine getirmesi gereken kurumların en önde gelenleri banka ve finans kuruluşlarıdır. Bu kuruluşların MASAK mevzuatına göre en önemli görevi de şüpheli işlem bildiriminde bulunmaktır. Şüpheli işlem, yükümlüler nezdinde yapılan işlemlerin yasa dışı yollardan elde edildiği veya terör örgütleri ile ilgili olduklarından şüphe edilmesidir. Belli kriterlere göre sınıflandırılan bu bilgilerin MASAK’a bildirilmesi gerekiyor. Sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getirmeyen kişi ve kurumlara da idari ve adli cezalar verilmesi öngörülmüştür.
Görüldüğü gibi ülkenin ekonomisinin can damarını oluşturan ve her biri çok büyük hacme sahip bu kuruluşlara devlet tarafından önemli sorumluluklar yüklenmiş. Bankaları sadece büyük holdinglere bağlı kuruluşlar olarak görmemek lazım. Bankaların kuruluşu ve hemen hemen her türlü eylemi BDDK iznine bağlı. Aynı zamanda halka açık olan bankalar SPK açısından da devlet gözetimi altındadır. Ama buna rağmen her yıl kazançlarını katlayan kimi bankaların usulsüzlüklerine ses çıkarılamıyor. Bakanın sitemiyle, itirafıyla anlıyoruz ki ‘hükümetin gücü’ bunları denetlemeye, incelemeye yetmiyor.
Haksız İncelemeler Sınır Tanımıyor
Hâlbuki bankaların bu kurallara uymamaları sebebiyle sadece gelir kalemini oluşturacak vergi gelirlerinde kayıp yaşanmayacak, aynı zamanda kamu güvenliği de tehlikeye girecektir. Çünkü terörle ve kara paranın aklanması ile mücadelede bilgi toplama çok önemlidir. Terör örgütlerinin finansmanına vurulacak darbe, terörün kökünü kazımayı sağlayacaktır. Yapılan işlemlerden elde edilen gelirlerin vergilemesi de ayrı bir konu. Maliye Bakanı bu derece önemli ve hassas işlemlerde gevşek davranan kurumlara basın aracılığıyla sitemini yapmakla yetiniyor. Öte yandan Anadolu’da ekmeğini taştan çıkarmaya çalışan ve dişinden tırnağından artırdığı ile hayır kurumlarına destek olmaya çalışan müteşebbisler tek tek tespit edilerek incelemelere alınıyor. İltifat ve destek verilmesi gereken bu esnafın üzerine vergi ve SGK müfettişleri salınarak büyük bir baskı oluşturuluyor.
Ülkemizde yüksek bir kayıt dışılık mevcut. Kayıt dışı çalışanlar, kayıtlı çalışanlara göre Gelir/Kurumlar Vergisi, KDV ve diğer bütün vergilerin yanı sıra sosyal güvenlik primlerini de ödemediği için hep avantajlı olmuştur. Devlete düşen, bu kayıt dışına son verip rekabet eşitsizliğine son vermektir. Öte yandan yüzde 2’lerde vergi inceleme oranına sahip ülkemizde yıllarca incelenmeyen mükellefler, teşvik ve hortumlarla semirtildiği halde incelemelerden muaf tutulan yandaş şirketler varken hemen hemen her yılı incelemeye alınan şirketler bulunuyor. Oysa Maliye’nin incelemeye aldığı ve tüm işlerden önce bitirilmesini istediği merkez takipli işlerde bırakın vergi kaybı bulunmasını, gayri faal şirketler bile bulunuyor. Yani sadece kurulma işlemi yapılmış, herhangi bir ticari faaliyette bulunmayan şirketler risk analizi çerçevesinde (!) incelemeye alınıyor. Bu şirketlerin tek suçu, Hizmet Hareketi’ne yakın durmaları. Evet, bir yanda çok önem verilen işlemleri bildirmeyen, denetlenmeyen üç banka sitemle kurtuluyor, diğer yandan zar zor ayakta durmaya çalışan Ermenekli market, Darendeli lokantacı, ayakkabıcı, imalatçılar defalarca incelemeler geçirip yerli yersiz ağır cezalarla karşı karşıya bırakılıyor.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 09.12.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.