CELAL ÖZCAN
Araştırma-geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri, genel olarak sistematik bir temele dayalı olarak beşeri, toplumsal ve kültürel bilgi birikimini artıran yaratıcı faaliyetlerin yürütülmesi ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımı olarak tanımlanmaktadır.
Günümüzde ülke ekonomilerinin verimlilik düzeyleri ve üretim yapıları, istikrarlı bir ekonomik büyümeye kavuşabilmek ve refah artışı sağlayabilmek açısından büyük önem arz etmektedir.
Bu çerçevede, dünyada Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerine yönelim ivme kazanmakta ve ülkelerin daha az kaynakla, daha fazla katma değer yaratma çabası içerisinde oldukları görülmektedir.
Dünya genelinde Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinde, özellikle Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinin gelişimi dikkat çekmektedir. 2012 itibarıyla milli gelir büyüklüğünün 8 trilyon ABD Doları’nı aştığı tahmin edilen Çin ekonomisi dünyada ABD ekonomisinin ardından ikinci sırada yer almaktadır. Çin’in toplam Ar-Ge harcaması 2009 yılı itibarıyla 154 milyar ABD Doları, araştırmacı sayısı ise bir milyon kişiye ulaşmıştır.
Son on yıllık dönemde Türkiye ekonomisi makroekonomik istikrarın tesisi bakımından güçlü bir performans sergilemiş ve bu dönemde, Ar-Ge alanında da önemli gelişmeler kaydedilmiş olmasına rağmen, ülkemiz Ar-Ge harcamaları ve rekabetçilik açısından halen dünyada alt sıralarda yer almaktadır.
Ar-Ge Faaliyetleri Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcaması 2011 yılında 11.154 milyon TL, Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının GSYH içindeki payı ise %0,86 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Yine, 1 Ağustos 2008-26 Temmuz 2012 döneminde, Ar-Ge merkezi kurmak için başvuran 163 işletmeden 134’üne Ar-Ge Merkezi Belgesi verilmiş olup, bu işletmelerden faal olan 129 Ar-Ge merkezinde Ar-Ge çalışanı sayısı 15.000 kişi civarındadır.
Bilindiği gibi, Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik yatırımlar ile Ar-Ge’ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmek amacıyla 01.04.2008 tarihinde 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe konulmuştur.
Bu çerçevede, 5746 sayılı Kanun kapsamında; Ar-Ge indirimi, gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi desteği, damga vergisi istisnası, teknogirişim sermayesi desteği, kamu kurumları ve uluslararası organizasyonlar tarafından sağlanan bazı fonların vergi matrahından düşülmesi şeklinde destek ve teşvik sağlanmaktadır. 5746 sayılı Kanun’un sigorta primi desteği ile ilgili düzenlemesi uyarınca Ar-Ge ve destek personellerinin Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri kapsamındaki çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten karşılanmakta idi.
Bu çerçevede, işveren hissesi sigorta prim desteği, kapsama giren her bir personel için Ar-Ge teşviki kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ilk defa bildirilmeye başlanılan tarihten itibaren beş yılı aşmamak üzere uygulanmakta, destekten yararlanılmaya başlanıldıktan sonra herhangi bir sebeple çalışmaya ara verilmesi veya destekten yararlanılmaya başlanıldıktan sonra işten ayrılıp, aynı işe tekrar başlanılması ya da teşvik kapsamına giren başka bir işyerinde çalışmaya başlanılması durumları bu süreyi uzatmamaktaydı.
Ar-Ge ile ilgili sigorta primi işveren hissesi desteğinin her bir çalışan için beş yıl süreyle sınırlandırılmış olması, 5746 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih (1 Nisan 2008) dikkate alındığında 2013 yılı Nisan ayı başından itibaren şirketler nezdinde 5 yıllık süreyi dolduran Ar-Ge ve destek personelinin söz konusu destekten yararlanamama durumunu ortaya çıkarmış, bu ise Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmış işletmelerin işgücü maliyetlerinin artmasına yol açmıştı.
Ancak, kısa bir süre önce yürürlüğe giren 6552 Sayılı Torba Kanun’un 144’üncü maddesi ile, 5746 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “her bir çalışan için beş yıl süreyle” ibaresi 12 Eylül 2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu düzenleme uyarınca 11 Eylül 2014 tarihinden itibaren, 5746 sayılı Kanun’un geçerlilik tarihi olan 31/12/2023 tarihine kadar, her bir çalışan bazında herhangi bir süre sınırlaması olmaksızın, Ar-Ge ve destek personelinin ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesi desteğinden yararlanılabilecektir.
Sonuç olarak; Ar-Ge ve destek personeli ile ilgili beş yıllık süre sınırlamasının kaldırılmış olması, bu alanda önemli miktarda yatırım yapmış ve istihdam sağlamış olan işletmelerin işgücü maliyetlerinin azaltılmasına önemli bir katkı sağlayacağından, yapılan düzenlemenin olumlu olduğu değerlendirilmektedir.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 22.10.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.