Torba Kanun diye adlandırılan ve içerisinde vergi ve sosyal güvenlik primlerinin yeniden yapılandırılmasını içeren hükümlerin de bulunduğu kanun tasarısının TBMM görüşmeleri devam ediyor. Bu yazımızda TBMM’de görüşmeleri tamamlanmış olan ve Torba Kanun’da 75., 76. maddeler ve henüz görüşülmemiş olan 83. maddelerdeki iki konuya dikkat çekmek istiyoruz. Bunda amacımız, tasarının TBMM görüşmeleri tamamlanmadan tekrar görüşülmek suretiyle düzenlemelerin daha sağlıklı hale getirilebilmesidir.
Hangi cezaların yüzde 50’si silinecek?
75. maddenin ikinci fıkrasında vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının yarısının tahsilinden vazgeçileceği düzenlenmiştir. Oysa tasarının ilk halinde 6111 sayılı kanuna paralel olarak tüm cezaların yüzde 50’si kaldırılmaktaydı. Plan Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeler sırasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ısrarı ile cezaların da tamamının tahsiline yönelik bir tercihte bulunuldu. Böylece sadece vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının yüzde 50’sinin tahsilinden vazgeçilir hale getirildi. Vergi cezalarının neler olduğu Vergi Usul Kanunu’nun 331. maddesinde belirtilmiş olup vergi ziyaı ve usulsüzlük cezaları vergi cezaları olarak tanımlanmıştır. Böylece kapsama giren cezalar sadece usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları olmaktadır.
Tasarının 83. maddesine göre ise Gümrük Kanunu kapsamında kesilen ve bir vergi aslına bağlı olmayan idari para cezaları ve Kabahatler Kanunu kapsamında yalnızca iştirak nedeniyle kesilen cezaların yüzde 50’sinin tahsilinden vazgeçilecektir. Yani Kabahatler Kanunu kapsamında, iştirak nedeniyle kesilenler dışında kalan cezalar indirimden yararlanamayacaktır. Gerçi bu cezalardan 120 TL’nin altında olanlarının tahsilinden vazgeçiliyor. Bu düzenlemeleri topluca dikkate aldığımızda asla bağlı olsun olmasın tüm cezaların aynı kapsamda değerlendirilmesi ve yarısının tahsilinden vazgeçilmesi daha hakkaniyetli olacaktır.
Kasa ve cari hesap düzenlemesi
Tasarının 76. maddesinde ise kasa ve cari hesaba ilişkin düzenleme yapılmıştır. Aslında bu düzenleme 6111 sayılı kanunda yapılanla aynı mahiyette. Fakat İdare tarafından verilen bir mukteza ile 6111 sayılı kanun kapsamında kasa ve cari hesapta görülen ve yüzde 3 vergi ödenmek suretiyle kanunen kabul edilmeyen giderlere atılan tutarların geçmiş yıl kârları ile kapatılması halinde yüzde 15 stopaj yapılması gerekeceği belirtilmiştir. Bu durum, ilgili hükmün TBMM görüşmeleri sırasında Plan ve Bütçe Komisyonu Başkan Vekili Vedat Demiröz tarafından da ifade edilmiştir.
Hal böyle olunca bu şekilde beyan edilen tutarlar bilançolarda taşınmaya devam edecektir. Oysa böyle bir düzenlemenin esas amacının kasa ve cari hesapta görülen ama aslında işletmeden harcanmak veya başka servet unsuruna dönüşmek gibi muhtelif gerekçelerle çekilmiş olan tutarların bu hesaplardan çıkarılması, daha açık deyimiyle bu hesapların gerçek duruma getirilmesidir. O zaman kanunen kabul edilmeyen giderlere atılan bu tutarların bilançodan çıkarılması için ya geçmiş yıl kârları ile mahsup edilmesi veya ortakların işletmeye bu tutarlar kadar kaynak koymaları gerekir. Geçmiş yıl kârları yeterli olan bir işletmenin bunu geçmiş yıl kârlarından mahsup etmesinin vergiye tabi tutulması getirilen bu hükmün getiriliş amacına hizmet etmeyeceği bir noktada kalmasına neden olacaktır. Oysa böyle bir hükmün getirilmesinin temel amacı bu hesapların yüzde 3’lük bir vergi alınmak suretiyle tasfiyesi olmak gerekir. Üstelik “Bu fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz” hükmüne rağmen bize göre de amaca aykırı olarak böyle bir yorum yapılmıştır. Bu nedenle bu tutarların geçmiş yıl kârlarıyla mahsubunda da herhangi bir vergileme yapılmayacağı hükmünün yasaya eklenmesinde yarar vardır.
(Kaynak: İto Gazetesi | 09.08.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.