YILMAZ SEZER / YMM Güncel&Lavilae Türkiye Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
Yabancı mahkeme kararlarına istinaden yurt dışındaki firmalara tazminat ödenmesi olayına sıkça rastlanılmaktadır. Bu durum daha çok yurt dışına mal ihraç veya ithal eden firmalarda görülmektedir. Örneğin, yurt dışındaki bir firmayla mal almak için sözleşme imzalayan ancak daha sonra bu alımdan vazgeçen Türk firmasının, yurt dışındaki firmanın zarara uğradığını ileri sürerek yine yurt dışında açtığı dava sonucunda mahkemenin tazminat ödemesine hükmetmesi gibi. Uygulamada, Türk şirketlerinin bu şekilde yurt dışındaki firmalara ödeyecekleri tazminatları kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alıp alamayacakları konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
Ödenen tazminatların KVK matrahının tespitinde gider yazılma koşulları
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde de Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı kanunun 11/g maddesinde ise, sözleşmelerde ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar ve tazminat giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı belirtilmiştir. Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, işle ilgili olmak şartıyla mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi ticari kazancın tespitinde gider olarak yazılabileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre; ödenen tazminatların gider yazılabilmesi için;
- İşle ilgili olması,
- Sözleşmeye, ilama veya kanun emrine istinaden ödenmesi, ve söz konusu zararın teşebbüs sahibinin kusurundan doğmamış olması, gerekmektedir. Mukavelename, ilam veya kanun emri olmaksızın ödenen tazminatların gider yazılması mümkün değildir.
Yabancı mahkeme kararlarının Türk hukuku bakımından geçerliliğine tenfiz kararı şartı
Yabancı ülkelerde hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan mahkeme kararlarının, takibi yapılacak ülkede icra olunabilmesi o ülkedeki yetkili mahkemeler tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlı bulunmaktadır. Tenfiz kararı verecek olan mahkeme, tenfiz şartlarına bağlı olarak tahkim kurulu kararının, kısmen veya tamamen tenfizine veya değiştirerek istemin reddine karar verebilmektedir.
Ayrıca, söz konusu tenfiz kararlarının temyiz edilebilme imkanı da bulunabilmektedir. Dolayısıyla, yurtdışında verilmiş bir mahkeme kararının ülkemizde uygulanabilmesi ancak ve ancak bu kararın görevli ve yetkili Türk Mahkemelerince tenfiz kararı verilmesiyle mümkün bulunmaktadır. Tenfiz davası açılabilmesi için, öncelikle yabancı mahkemelerce verilmiş icrai niteliğe haiz bir mahkeme kararı olması gerekir. Örneğin, tazminat vb. icrai yükümlülükler içeren kararlar. Ayrıca yabancı mahkemenin ülkesi ile Türkiye arasında bu konuda bir ikili anlaşma olması gerekmektedir. Tenfiz davası sonucunda yabancı bir mahkemece verilmiş icrai nitelikteki kararlar, Türk mahkemelerince de kabul edilmiş olunmaktadır. Bu kararla, Türkiye’de kendiliğinden işleme konulamayacak olan maddi-manevi tazminat gibi yabancı mahkeme kararının hükümleri uygulanabilir hale gelmektedir.
Yabancı mahkeme kararları Türkiye’deki mahkemelerden tenfiz kararı almak zorunda
Yukarıda da ifade edildiği üzere, yabancı mahkemeler tarafından verilen tazminat kararlarının iç hukukumuz bakımından da geçerli olabilmesi yani uygulanabilmesi için, bu kararlarla ilgili olarak Türkiye’deki yetkili mahkemeler tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekmektedir. Tenfiz kararı ile, Türkiye’de kendiliğinden işleme konulamayacak olan yabancı mahkeme kararının hükümleri uygulanabilir hale gelmektedir.
Dolayısıyla, yabancı mahkemeler tarafından yurt dışındaki şirketlere ödenmesine hükmolunan tazminatların kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu mahkeme kararları ile ilgili olarak Türkiye’de yetkili mahkeme tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekmektedir. Tenfiz kararı olmaksızın mahkeme kararına istinaden ödenen tazminat tutarlarının ilgili dönem kurum kazancının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Bu gibi yurt dışı tazminat ödemesi ile karşı karşıya kalan şirketlerin tenfiz kararı şartına dikkate etmelerinde yarar görülmektedir.
Nitekim, Maliye Bakanlığı da aynı görüşte olup, verdiği bir özelgede;
“Yurt dışı firmanın zarara uğradığını ileri sürerek İngiltere’de aleyhinize açtığı dava sonucunda şirketinizin tazminat ödemesi yönündeki Tahkim Kurulu Kararı ile ilgili olarak Türkiye’de yetkili mahkeme tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekmekte olup tenfiz kararı olmaksızın Tahkim Kurulu Kararı’na istinaden şirketinizce düzenlenen uzlaşma sözleşmesine göre ödenen tazminat tutarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında ilgili dönem kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.”
Şeklinde görüş açıklanmıştır. (GİB. Adana VDB’nin 28/04/2014 tarihli ve 19341373-125[Özelgesayılı özelgesi.)
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 18.07.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.