Mesleğimizin doğası gereği, toplantı, seminer, sempozyum, kongre ve daha bir çok etkinlikte bir araya geldiğimiz, çok sayıda meslektaş, akademisyen, bürokrat ya da özel sektör temsilcisi değerli isimlerin mesleğimiz hakkındaki fikirlerini öğrenme fırsatı buluyoruz. Analitik bir sonuca ulaşmak için, her yelpazedeki görüşü bir potada eritme çabasıyla bu ufuk zenginliğinden maksimum faydayı çıkarmaya çalışıyoruz. Bir toplantıda basit bir kağıda alınan bir not, bazen o kadar önemli hale geliyor ki, yeri geldiğinde derin sonuçlar çıkarmak için oda temsilcileri, yöneticileri ya da meslektaşlarımızla üzerinde saatlerce tartışıyoruz. Mesleğimiz ve meslektaşımız için daha iyi bir gelecek adına yapılıyor bu. Yüksünmeden, temsilin gereği sorumlulukla atılan adımlardan bazen herkesin kendine bir ders çıkardığı, ya da birilerine verilen, verilecek güçlü mesajlar ortaya çıkıyor.
Kuşkusuz bağımsız denetim, bu zeminde en çok üzerinde kafa yorduğumuz hayati konulardan biri. Tüm meslektaşlarımı ilgilendirmesinden ziyade özellikle gençlerimizin yarınlarını birinci derecede etkileyecek olmasından dolayı çok önemsiyoruz. Bu konuda verilen mücadele ortada, hukuksal girişimlerimiz, kararlılığımız taraflarca bilinmekte. Bizce bu aşamada altı çizilmesi gereken önemli noktalardan biri ise, “başkalarının, ifade ettiği tespit ve görüşleri ne derecede kabul ediyoruz ve onlardan ne derece yararlanıyoruz” konusudur.
Öncelikle “başkaları” tanımından, tamamen mali müşavirlerin dışındaki bir kitlenin anlaşılmaması gerektiğinin altını çiziyorum. Çünkü bizim için bu konuda ortaya konulan her değerli görüş, mesleğimizle öyle ya da böyle bir şekilde yolları kesişen ya da “kazan kazan” mantığıyla pozitivizme yönelen, yani araştırmalarını olgulara, deneylere, gerçeklere dayayan, fizik ötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız ve yararsız gören bir bakışı ifade etmekte.
Şimdi, ileriyi düşünerek “çekinmeyi” gerektiren bir rezerv ya da önyargıyı da sergilemeyerek, bütünüyle “bağımsız denetim” konusuyla bağlantılı Muhasebe Uzmanları Derneği tarafından düzenlenen 3. Kongre’den aldığım birkaç notu, isim bazında burada anmak istiyorum.
Örneğin bu notlardan biri, “Muhasebe ve denetim standardı işletmeleri büyütecektir” şeklindeki tespittir ve İstanbul Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi’ye aittir. Aynı şekilde Sayın Tanrıverdi’nin “denetimin yararları iş dünyasına anlatılmalı” değerlendirmesini de herkes önemsemelidir.
Üzerinde fikir birliğine vardığımız notlardan bir diğeri ise, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel’in “Yeni Türk Ticaret Kanunu, bu konuda büyük bir değişime öncülük edecek” öngörüsüdür. Yine bu çerçevede, uygulamalarını, yaklaşımlarını sıkça eleştirdiğimiz Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun Başkanı Sayın Seyit Ahmet Baş’ın “Meslek mensubu uluslararası seviyeye çıkartılmalıdır” değerlendirmesine, hangi meslek mensubu karşı bir duruş sergileyebilir ki?
TÜRMOB Başkanı Nail Sanlı’nın; “KGK bir ihtiyaç. Ancak kurumun asli görevi gözetim. Sınav sistemini revize edilebilir ancak ayrıca sınava gerek yoktur. Lisans tecil, eğitim ise TÜRMOB’un işidir. KGK ile işbirliğine hazırız” ifadelerinin de sanıyorum herkes altına imza atar. Bu tespitlerden çıkarımla, şu görünen gerçeği herkes çok iyi biliyor ki, bizler mesleğin önemini ve geleceğini masaya yatırıyoruz.
Bu nedenle bağımsız denetim konusunda bazı sorular öne çıkıyor? Üç temel soruya herkes yanıt vermeli:
1- Bağımsız denetim bir meslek midir?
2- Bağımsız denetçi bir unvan mıdır?
3- Bir yeminli mali müşavirin, hem vergi denetimi, hem de bağımsız denetim yapması etik midir?
Bu üç sorunun da yanıtı tek bir sözcükle verilebilir: Hayır!
Gelin küçük hesapları bırakalım
Bugün serbest muhasebeci mali müşavirlik mesleğinin içini başka unvanlarla boşaltmamak önemlidir. Örneğin serbest sözcüğünün kaldırılması için bile zaman geçmektedir. Nasıl ki serbest doktor, serbest avukat, serbest mühendis yok ise; meslek mensubu unvanını sadece mali müşavir olarak kullanabilmelidir. Artık “vergi için değil, bilgi için muhasebe yapılacak” bir konjonktürdeyiz. Bu nedenle; hep diyoruz ki bağımsız denetim vergi idaresinin himayesinde olmamalıdır.
Mali müşavirin ürettiği mali tablolar kaliteli olursa kimsenin burada söz söyleme hakkı kalmaz. Artık ürettiğimiz hizmetin kalitesini konuşma zamanı gelmiştir. Özellikle de 13 Aralık 2013 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Muhasebe ve Danışmanlık İşletmeleri İçin; İşyeri, Hizmet ve Kalite Güvence İlke ve Esasları Hakkında” Mecburi Meslek Kararı’na tüm camiamız sahip çıkmak zorundadır. Aynı şekilde Bağımsız Denetim süreciyle ilgili verdiğimiz mücadeleye de tüm camia sahip çıkmalıdır.
Ne yapmalı?
Bağımsız denetim sürecinde ;“TÜRMOB ve Oda’larımızın sesine kulak verin ve işbirliği yapın” çağrısı boşuna değildir. Öneri ve çözüm ise artık bir paket halindedir.
- TÜRMOB denetim eğitimlerini kabul edin.
- Mesleki yeterlilik sınavı dışında başka sınav yapmayın.
- Lisans, tescil ve eğitimi bize bırakın.
- KGK asli görevi olan gözetime yönelsin ve yukarıdaki maddelerde meslek örgütüyle işbirliği yapsın.
Taraf da kavga da yok
Burada, kavganın tarafı gibi gösterilmeye çalışılan, “serbest muhasebeci mali müşavir” ve “yeminli mali müşavir”ler arasındaki sözde çatışmanın ise boşa bir çaba olduğu bizce artık çıplak gözle de görülebilir hale geldi. Kimse, hiç bir meslektaşım “eşitlik ya da imtiyaz” ikileminde bir seçme yapmak zorunda değil.
“Mali müşavir ve yeminli mali müşavir eşit midir?” sorusunun altı tamamen boştur. Sevilse de, sevilmese de, memnun olunsa ya da olunmasa da gerçek ortadadır: Unvanlar eşittir. Unvanlar eşittir, çünkü ast, üst olsun diye bir mantık geçerli olamaz. Her unvanın yasada belirtilen görevleri bellidir. Mali müşavir; finansal tabloyu düzenler, denetim ve danışmanlık yapar. Yeminli Mali Müşavir ise, yukarıdaki işlerin yanı sıra bir de vergi denetimi yapar. Gerçekler budur! Yalın, kısa ve öz. Oysa yıllarca bu noktadaki, negatif bakışla, ayrımcılıkla bu meslek çok şey kaybetmiştir. Öz eleştiri vermenin zamanı geçmektedir.
Mücadele kararlılığı
Bağımsız denetim ve mesleğimizin yarınlarıyla ilgili olarak tüm bu içerikte ifade edilmeye çalışılan tablonun sonucu olarak; Haziran ayının ilk haftasında Kırklareli SMMM Odası’nda gerçekleşen 26. Karadeniz Odaları Platformu Toplantısı’na katılan 25 Oda Başkanı’nın aldığı kararlar da durumu özetlemektedir. Buna göre; Haksız Rekabetle Mücadele Yazılımı ile Mesleki Hizmet Kalite İlkeleri mesleğin gelişmesinde önemli kilometre taşları olacaktır.
Bağımsız Denetim sürecinde ise KGK'dan talepler nettir: TÜRMOB Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu’yla başlatılan diyalog devam etmelidir. TÜRMOB eğitimlerine katılanların eğitimleri kabul edilmelidir. Genç meslektaşlarımızın hak gaspına son verilmeli bu nedenle sınavlar kaldırılmalıdır. Son söz olarak; bunları başaracak güç ise, akademik demokratik haklarımızın gerektiğinde hukuksal zeminde savunulması ve mücadele kararlılığımızdır.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 11.07.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.