Tanzimat döneminden sonra devlet geleneğimizde “kanun yapalım, çözelim” kolaycılığının başladığı söylenir. Bu bakış açısına göre yaşadığımız her toplumsal sorun mevzuat boşluğundan kaynaklanır. Mevzuat yapıp o boşluğu doldurmak gerekir. Oysa anayasanın bile olmadığı hatta birçok konuda yasal düzenleme yerine teamüllerin ve toplumsal uzlaşının işlediği, bizden çok daha gelişmiş ülkeler var.
Mevzuat hastalığımızın ikinci bir boyutu daha var. Ankara’da birkaç bürokratın yazdığı mevzuat toplumsal kabule mazhar olmayınca açıklama basittir; cezai müeyyide zayıf da ondan uyulmuyor! Sallandıracaksın birkaç kişiyi, bak nasıl kuzu gibi uyuyorlar!
Her iki bakış açısı da sosyoloji ile yasama tekniği arasındaki güçlü bağlantıyı ihmal eden anlayışı temsil ediyor. Sosyolojiyi analiz etmeden, toplumdan gelecek olası tepkileri göz ardı ederek yapılan yasalar, bir süre sonra yamalı bohçaya dönüyor. Yani yasama faaliyeti yamama faaliyetine dönüşüyor. Torba kanunlarla yapılan bu yamama faaliyeti, konuların enine boyuna tartışılmasına ve sosyal tarafların görüşlerine başvurulmasına da izin vermiyor. Bu vesileyle son torba kanunla bir yamama yılının daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bakalım seneye neleri yamayacağız.
Yanınızda belge getirin
Soru: Sadettin Bey, ben yurtdışında (Romanya) yaşamaktayım ve üç yıldır sigortalı olarak çalışıyorum. Türkiye’ye geldiğimde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmem için buradan hangi belgeyi almam gerekir? Aldığım belgeyi tercüme ettirmem gerekir mi? Bu konuda prosedür nasıl işliyor? Mert E.
Cevap: Değerli okurum, Romanya ile 1999 yılında imzalanan ve 2003 yılında uygulanmaya başlanan ikili sosyal güvenlik sözleşmemiz gereği, Türkiye’de bulunduğunuz sırada sağlık yardımlarını alabilirsiniz. Bu kapsamda Romanya’dan gelirken, oradaki sosyal güvenlik kurumundan R/TR 3 kodlu formüleri getirmeniz gerekir. Bu belgeyi Türkiye’de bulunduğunuz ildeki SGK müdürlüğüne vermeniz halinde aktivasyon işleminiz yapılır ve sağlık yardımlarından yararlanmaya başlarsınız. Başkaca işlem yapmanıza gerek yok.
Aylık ve geliriniz artar
Soru: Sadettin Bey, eşim iş kazası nedeniyle 2001 yılında hayatını kaybetti. Ölüm aylığı ve iş kazası maaşı alıyorum. Aynı zamanda çocuklarım da aylık alıyorlardı. Kızım evlilik, erkek çocuklarım ise (18/25) yaşlarını doldurmaları nedeniyle maaşları kesildi. Bu kapsamda çocuklarımdan kesilen ödemeler maaşıma yansıtılmış mıdır yoksa bunun için SGK'ya başvurmam mı gerekiyor? Tanju Ö.
Cevap: Değerli okurum, normalde dul eşe %50 oranında aylık bağlanır. Fakat dul eşin aylık alan çocuğu yoksa bu oran %75 olur. Sizin aylık-gelir alan çocuğunuz kalmadıysa, aylık ve gelirinizde yarı yarıya artış olması gerekir. Eğer böyle bir artış olmadıysa SGK’ya dilekçe ile başvurarak artış talebinde bulunabilirsiniz. Takip eden ayda aylık ve geliriniz artırılacaktır.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 25.06.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.