Maliye Bakanlığı, iki gün önce 2013 yılı Kurumlar Vergisi mükelleflerinin beyanlarına ilişkin sıralamayı kamuoyu ile paylaştı.
İlk 100’e giren mükellefler arasında kamu kurumlarının payı dikkat çekiyor. İlk 100’e giren kamu kurumları, bu listedeki verginin neredeyse yarısını ödeyecek. Bir diğer dikkat çeken husus da bankaların her zamanki gibi üst sıralarda yer alması oldu. İktidarın açtığı her ihalenin doğal kazananı olan yeni zenginlerimiz ise arzulanan seviyede kazanamamış olacak ki, sıralamada gerilerde kalmış durumda. İstedikleri şekilde algı yönetimini gerçekleştirebilmek için kurdukları basın havuzuna eli açık davranan Mehmet Cengiz, Gelir Vergisi rekortmenleri arasına giremezken, sahibi olduğu şirket de Kurumlar Vergisi listesinde gerilerde kaldı. Havuza 210 milyon TL’yi gözü kapalı veren ve çevresindeki işadamlarını da ikna etmeye çalışan, Mehmet Cengiz, bu bağışın dörtte birini bile kamu hazinesine vermemiş. Öte yandan Kurumlar Vergisi şampiyonlar listesinde, cari açığın yüzde 15’ini tek başına kapattığını iddia eden işadamı Reza Zarrab’ın herhangi bir firmasının da yer almaması dikkat çekti.
Şirketler vergi planlaması mı yapıyor?
Gelir İdaresi tarafından yayınlanan 2013 yılı için açıklanan, en fazla Kurumlar Vergisi beyan eden ilk 100 şirkette ilk üç sırayı kamu şirketleri aldı. 2012 yılında şeref kürsüsünde özel sektör şirketleri yer alıyordu. Ayrıca, 2012’de 3’ü özel şirket olmak üzere 5 şirket 1 milyar TL’nin üzerinde beyanda bulunurken, 2013’ün “lideri” 889,8 milyon TL ile Merkez Bankası oldu. Kurumlar Vergisi 2013’ün ilk üç sırasını, Merkez Bankası, Ziraat Bankası (627,1 milyon TL) ve Elektrik Üretim AŞ EÜAŞ (620,9 milyon TL) oluşturdu. Geçen yılın 1 milyar 180 milyon TL ile lideri Garanti Bankası ancak 5. sıraya 540,2 milyon TL ile girebildi.
Bu yıl 631 bin 866 mükellef tarafından Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilmiş. Bütün bu mükelleflerin beyan ettiği Kurumlar Vergisi 29,5 milyar TL. İlk 100’e giren şirketlerin beyan ettiği vergiler ise 10,5 milyar TL civarında. Yani dereceye giren ilk 100 şirket, geriye kalan tüm şirketlerin ödediği Kurumlar Vergisi’nin yarısı kadar vergiyi beyan etmiş durumda. Diğer bir ifade ile derecedeki ilk 100 şirket, beyan edilen Kurumlar Vergisi’nin üçte birini ödemiş. Gördüğümüz üzere geçen yılın yüksek kârlı şirketleri bu sene kârlılığını düşürmüş durumda. Bunda dünyada yaşanan durgunluk kadar, geçtiğimiz yıl ülkemizde yaşanan siyasi krizin de etkisi olmuştur. Geçtiğimiz yıl haziran ayından itibaren Gezi olayları ile başlayan ve sonrasında hükümette yaşanan istifalarla devam eden kriz ekonomiyi ister istemez dalgalandırdı. Dövizde yaşanan yükselme, siyasi kriz sebebiyle insanların önünü görmemesi ve dolayısıyla harcamaların ertelenmesi gibi birçok etken özel sektör şirketlerinin kazancını aşağılara çekti.
İlk yüz firma dışında kalan şirketlerin yıllık ödediği ortalama vergi 30 bin TL’yi geçmiyor. Yüksek beyan veren listenin genişletilip ilk 1000 mükellefin beyanı hariç tutularak, şirketlerin ödediği vergi hesaplanacak olursa, şirketlerin bir memur, hatta asgari ücretle çalışan bir işçi kadar bile vergi ödemediği görülecektir. Bunda şirketlerin vergi planlaması yapmasının ve kayıt dışı çalışmalarının etkisi büyüktür. Beyan esasına dayalı günümüz vergi sistemlerinin en önemli ayağı denetimin sıkı yapılmasıdır. Ülkemizde denetimin yüzde 2 civarında kalması, mükelleflerin istedikleri şekilde beyan vermesinin önünü açıyor. Hâlbuki ücretle çalışan işçi ve memurların maaşından kesilen vergilerde ve ödedikleri dolaylı vergilerde vergiden kaçmaları mümkün olmuyor. Dolayısıyla beyan üzerine toplanan vergilerin büyük çoğunluğunun çalışanlardan toplanan gelir stopaj vergilerini de kapsayan dolaylı vergiler olması kimseyi şaşırtmıyor.
Bank Asya, ilk 100’e girdi
2013 yılında en fazla vergi beyan eden mükellefler listesinde dikkat çeken diğer bir husus Bank Asya’nın da bu listeye dâhil olabilmesi. Geçen yıl rekabet kurallarına aykırı olarak siyasi iktidar tarafından doğrudan hedef gösterilmesine, kamu kuruluşları ve diğer sermaye sahiplerinin mevduatını çekmesine ve kamuoyunun olumsuz yönlendirilmesine rağmen kurum, rekortmenler listesine girebildi. Ülkemizde geliştirilmeye çalışılan katılım bankacılığının öncülerinden olan Bank Asya geçen yıl yukarıda bahsettiğim sıkıntılar sebebiyle sermayesini güçlendirmek için iştiraklerini satmak zorunda kalmıştı. Kurumun sermaye artırımı talebi ve yabancı ortak getirme girişimi de BDDK tarafından engellendi. Yeni şube açmak için izin alındığı ve müdürler tayin edildiği halde şubelerin açılmasına müsaade edilmedi. İçişleri Bakanı tarafından hukuk ve insaf ölçüleri aşılarak hedef gösterildi, bütün bunlara rağmen kurumun faaliyetine devam edebilmesi ve kurum kazancını dereceye girecek seviyede yüksek tutması gerçekten takdire şayan.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 10.06.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.