Soma kazası ile birlikte iş güvenliği başta olmak üzere birçok konuda yeniden yapılandırma gerektiğini açıklıkla söyleyebiliriz. Bugün özellikle İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun uygulanmasına yönelik bazı sorunlar için çözüm önerilerini yazalım istedik.
Ülkemizde en önemli sorun tüm işyerlerinin aynı kapsamda görülmesidir. Sanki bütün işyerleri fabrikaymış gibi düşünülüyor. Büro ve ofis işyerleri ile fabrikalar, madenler aynı denetime ve yasal mevzuata tabi tutuluyor. Bu da değiştirilmeli ve mutlaka sektörel yönetmelikler ve uygulamalar getirilmelidir.
Denetim sisteminde değişiklik şart
Denetim sisteminde en önemli sorun müfettişlerin an itibariyle işyerini görebilmeleri ve denetim yapan müfettişlerin bilgi ve tecrübelerindeki farklılık nedeniyle uygulama birlikteliğinin olmadığını görüyoruz. Bu da bize başta denetim yapan görevliler olmak üzere kamu görevlilerinin sürekli eğitime tabi tutulmaları gerektiğini gösteriyor. Kamuda yapılan eğitimlerin sonunda bir ölçme ve değerlendirme sınavı olmadığı için maalesef eğitimler ‘ dostlar alışverişte görsün’den öteye gidemiyor. Riskli ve çok tehlikeli işyerleri ağırlıklı denetlenmesi gerekirken zaten yetersiz olan kadroların bir bölümü büro ve ofis işyerlerinde görevlendiriliyor.
Özellikle kamu denetim elemanlarının yapıcı ve uygulamaya hakim olması çok önemli. Mutlaka işyeri uygulamaları konusunda bilgi sahibi olmaları sağlanmalı ve çalışma hayatını denetleyen müfettişlerin (iş müfettişleri ile SGK müfettişleri) sektörel anlamda uzmanlaşmaları sağlanmalıdır. Müfettişler uygulamada işyerinde yapılan risk değerlendirmelerini zaman zaman kabul etmeyebiliyorlar, bunun hiçbir bilimsel ve hukuki açıklamasını da yapamıyorlar, işverenler ceza ödüyor. Denetimlerde yapılan uygulamaların bir standardı yoktur. Mutlaka denetimlerde müfettişlerin yetkileri gözden geçirilmeli ve bir standarda bağlanmalıdır. Aynı konuda iki farklı müfettiş iki farklı değerlendirme yapmaktadır. Bu da haksızlığa yol açmakta ve mağduriyetlere sebep olmaktadır. Bir denetim programı üzerinden müfettişlerce denetim yapılarak sonuçlar sistem üzerinden alınmalıdır.
İş güvenliği denetimi yapan müfettişlerin, kamudaki kariyer süreçlerinden geçerek göreve gelmeleri yanında mutlaka piyasada deneyimli ve 10 yıl iş güvenliği uzmanlığı yapmış kişilerden de sınavla göreve gelmeleri sağlanmalıdır.
İşçi eğitimleri öncelikli olmalı
Çalışma hayatındaki en önemli sorun çalışanların mesleki ve iş güvenliği eğitimlerindeki eksikliklerdir. İş müfettişleri önce eğitim ve bilgilendirme yapmalı, ayrıca işçi eğitimleri İŞKUR tarafından ücretsiz ve uzaktan eğitim kullanılarak da verilebilmeli. İş güvenliği eğitimlerinde, az tehlikeli sınıftaki işyerleri için uzaktan eğitim imkanı olmalı. Hatta talep eden işyerlerinde iş güvenliği eğitimleri bakanlık müfettişleri tarafından verilebilmelidir.
İş güvenliği eğitimlerinde, az tehlikeli ve tehlikeli sınıftaki marketler, mağazalar, bankalar, sigorta şirketleri gibi işyerleri için iş güvenliği eğitimlerinin tamamının uzaktan yapılmasına fırsat verilmelidir. Böylece dağınık yapıdaki perakende mağazaları, bankalar, sigorta şirketleri gibi az tehlikeli sınıftaki işçilere de iş güvenliği eğitimi doğru bir şekilde verilmiş olur.
İş güvenliğinde mesleki sınıflandırma getirilmeli
Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir uygulama dayatılarak A-B-C sınıfı iş güvenliği getirilmiştir. Bu çok yanlış bir sistemdir. Mutlaka A-B-C gruplandırması kaldırılmalıdır ve mesleki sınıflandırma esası getirilmelidir. Türkiye’de sektörel iş güvenliği uzmanlığına acilen geçmelidir. Örneğin inşaatlarda inşaat mühendisi, mimar, makine mühendisi; kimya sektöründe kimya mühendisi ve kimyager iş güvenliği uzmanı çalıştırılması getirilmelidir.
İş güvenliği uzmanlığı hizmetinde saat bazında ve farklı uzman ve hekimlerden parçalı olarak hizmet alınması sağlanmalıdır. Böylece 30 saat İş Güvenliği uzmanı çalıştırmak isteyen bir işyeri 10 saat makine mühendisi İş Güvenliği uzmanından, 10 saat elektrik mühendisi İş Güvenliği uzmanından ve 10 saatte çevre mühendisi İş Güvenliği uzmanından hizmet alabilecektir. Bir işyerinde işyerine “İş güvenliği hizmetlerinin sunulması için hesaplanan zorunlu süre bölünmek suretiyle birden fazla kişi görevlendirilemez” hükmü değiştirilmelidir. Özellikle birkaç saatlik eksiklikler olması hem hizmette aksamaya sebebiyet vermekte ve maliyetler artmakta, hem de iş güvenliği uzmanlarının etkin ve verimli kullanımını zorlaştırmaktadır.
OSGB sistemi revize edilmelidir
OSGB’ler sanayi sitelerine hizmet verecek dispanserler gibi görülmemelidir. Gereksiz malzeme listesi azaltılmalıdır. 100 kişiden az işçi çalıştıran işyerlerinde hemşire (diğer sağlık personeli) zorunluluğu kaldırılmalıdır.
Uygulamada OSGB’ler kuruldukları il ve sınır komşusu illerde hizmet sunmaya yetkilidir. Sınır illerin dışında hizmet verilebilmesi için yönetmelikte belirtilen şartları sağlayarak o illerde şube açılması zorunludur. Ancak bu kadar çok OSGB açılması ülkemizi ‘OSGB mezarlığına’ dönüştürecektir. OSGB’lerde işleyiş sistemi değiştirilmeli ve OSGB’ler tüm Türkiye’ye hizmet verebilmelidir. OSGB’lere değil, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi açısından komşu il sınırlaması getirilerek iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi için sınır komşusu veya 300 km sınırı uygulanmalıdır.
Bu yönde sınırlandırma kaldırılamıyorsa en azından az tehlikeli ve tehlikeli sektörde faaliyet gösteren marketler, mağazalar, bankalar, sigorta şirketleri gibi kurumlar için hizmet verilmesinde OSGB’ler için sınır komşusu zorunluluğunun kaldırılması ve şirket merkezinin bulunduğu ilde hizmet vermeye yetkili OSGB’lerin tüm şubelere hizmet vermesinin önünün açılması hizmetin kalitesinin sürdürülebilmesi için uygun olacaktır.
(Kaynak: Star Gazetesi | 29.05.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.