Başbakan Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın karizmasını sıfırlayan çıkışı, bugün okuyacağınız tüm ekonomi köşelerinin ister istemez zorunlu tartışma konusu oldu. Daha düne kadar şapkadan tavşan çıkarmakla övülen Merkez Bankası’nın her türlü ekonomik risk göz ardı edilerek ‘topal ördek’e dönüştürülmesi, üzerinde kritik yapmayı fazlasıyla hak ediyor.
Ancak bugün, hepimiz için bundan çok daha kritik olan bir konuyu, ekonomi yönetiminin kapalı kapılar ardında hazırladığı taşeron taslağını dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Hepimiz taşeron işçisi olacağız
Toplumda taşeron sistemin düzeltilmesi için hükümete büyük bir baskı var. İşçi sendikaları kölelik düzeninin insanileştirilmesi için ekonomi yönetimine çok sayıda rapor sundu. Konu İş Kanunu’yla ilgili olduğu için bir atak da işveren örgütlerinden geldi. İşçi insani şartlarda çalışıp onuruyla yaşayabileceği bir ücret istiyor. İşverense mümkün olan en düşük maliyetle, en uzun mesaiyle en yüksek verimi almaya çalışıyor.
Ekonomi yönetimi işte bu talepler doğrultusunda İş Kanunu’nda önemli değişiklikler içeren bir taslağı kapalı kapılar ardında hazırladı. Taslağın dışarıya sızmaması için her şey yapıldı. Ancak milyonları ilgilendiren bir düzenleme doğal olarak gizli kalamıyor. Bugün işçinin de işveren örgütlerinin de elinde taslak var. İşvereni bilemem ancak taslağı okuyan işçi sendikaları şokta. Köle düzeni denilen taşeronluk sisteminin her nasılsa daha da yaygınlaştırılmak istenmesine anlam veremiyorlar. Öyle ki, taslak bu haliyle yasalaşsa bugün çalışan çalışmayan herkes için taşeron işçi olma riski ortaya çıkacak. Ayrıntıların önemli bölümünü birkaç gündür gazetemizde yayınlıyoruz. Şimdi bahsedeceğim konu ise davalarla ilgili.
Ne kadar alacağın varsa yaz!
Bugünkü İş Kanunu, işten atılan işçilere yasal haklarını alabilmeleri için mahkemeye başvurup işverenlerini dava etmelerine izin veriyor. İşçiler dava dilekçelerinde kıdem, izin, fazla mesai gibi konulardaki alacaklarının ödenmediğini genel olarak ifade ediyor ve mahkemeler de haklı işçilere hak ettikleri alacaklarının ödenmesini sağlıyor. Hazırlanan taslak ise genel ifade değil, hangi konuda ne kadar alacağın olduğunun tek tek dava dilekçesine yazılmasını emrediyor. Düşünün işçi, “Benim bir lira kıdem tazminatı, üç lira izin parası, 5 lira fazla mesai alacağım var” demek zorunda. Yoksa dava açması bile mümkün değil.
Parasını ver davanı aç
Bitti mi? Hayır! Bugünkü yasalarla temyiz durumunda işçiler kıdem, fazla mesai, izin gibi alacakları için üst mahkemeye tek bir dava açabiliyorlar. Taslak ise işsiz kalmış kişiden tek dava değil, her bir alacak için ayrı ayrı dava açmasını, her biri için ayrı ayrı para ödemesini istiyor. Dahası, dava açma süresi 1 yıla indirilerek işçilerin pilot dava yoluyla başka işçilerin kazandığı dava üzerinden kazanılmış hak elde etmelerinin önü tıkanıyor. Tasarı bu haliyle geçerse, patronun kapıya koyduğu işçilerin mahkemelerde hak aramaları çok ama çok zorlaşacak.
Günlerdir, taşeron işçileri kölelikten kurtarmak için hazırlandığı iddia edilen taslağı inceliyorum. Tavsiyem şudur: Taslak yasalaşırsa, aman bir an önce işçilikten kurtulup patron olmaya bakın. Zira işverenliği böylesine teşvik eden başka bir yasa bulamazsınız!
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 28.05.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.