Günün sözü :
"Hata yapmayan, hiçbir şey keşfedemez."
Samuel Smiles
(Derleyen: C. Erşahin )
Değerli DÜNYA okurları, şu sıralar giderek artan bir uygulama yanlışlığına dikkatleri çekmek istiyorum. Öyle bir yanlışlık ki bununla rahatlıkla bir işletmeyi batırabilirsiniz.
Lafı uzattıkça nereye gidecek diye meraklandırmadan hemen konuya gireyim. Şayet şirketinize bir vergi incelemesi sonrasında tarhiyat yapılmışsa, siz de anayasal hakkınızı kullanıp dava açmışsanız ilgili yasa gereği dava süresince vergi dairesi bu tutarı (vergi, ceza, gecikme faizi) tahsile çalışamaz.
Şayet hakkınızdaki iddialar sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmak, muhasebe hileleri yapmak, defter ve belgeleri gizlemek, yok etmek vb. hapis cezası da gerektiren (VUK 359'da tanımlanmış) fiillerin işlendiği iddialarını da içeriyor ise bu durumda vergi idaresi sizden yargı müddetince teminat da isteyebilmekte. Teminat gösteremezseniz veya gösterdiğiniz teminatın inceleme raporu ile tarhedilen tutarı karşılamakta yetersiz olduğu düşünülüyorsa ne bulursa (alacak, banka hesabı, makine vb.) haczedebilmektedir. Buraya kadar bizce de bir sorun yok.
Ancak son zamanlarda uygulamada ilgili kanunun 9 maddesi (6183 sayılı kanun) bazı vergi dairelerince farklı yorumlanarak, her türlü tarhiyatta teminat istenmeye başlandı. Ortada mükellefler arasında farklı muamele sonucu yaratan bir durum var. Bu yazımızla vergi idaresini kışkırtıp teminat istemediklerinden de teminat alarak eşitlik sağlansın gibi bir sonuç hedeflemiyoruz. Genel uygulamanın doğru, yapılan münferit uygulamaların yanlış olduğunun altını çizmeye çalışıyoruz.
İlgili maddeyi (6183/9): "Yukarıda bahsettiğimiz (VUK 359'da tanımlanan) tarzda fiillerle işlendiği iddia edilen bir tarhiyat varsa teminat istenmesi gerekir" şeklinde yorumlayarak uygulamayı genel uygulama doğrultusunda yönlendirmenin yasa maddesinin lafzı ve ruhuna daha uygun bir yaklaşım olacağı düşüncesindeyiz.
Sizi teknik ayrıntılara boğmadan, sadece ilgililerinin anlayacağı tarzda şunu söylemek mümkün: Aksi takdirde ilgili maddede geçen VUK 359'a yapılan atfın bir anlamı kalmıyor, çünkü VUK 344 zaten onu da içeriyor.
Mali idareden talebimiz bu hakkaniyete ve mevcut düzenlemeye aykırı olan, adeta anayasal bir hakkın kullanımını engelleyen bir sonuç yaratan, genel uygulamaya uymayan yaklaşımın düzeltilmesinin sağlanmasıdır. İşletmeler bu nedenle batabilir veya altından kalkamayacakları mali yüklerle karşı karşıya kalabilirler.
Ya ihmal, ya suiistimal
Allah selamet versin zamanında idarede görev almış bir üstadımız: "Devlet memuru ne yaparsa yapsın suçlanmaktan kurtulamaz. Görevini yapmasa ihmalle , yapsa suiistimalle suçlanır. Suiistimalin cezası daha ağır olduğundan çoğu devlet memuru bir şey yapmayarak daha hafif suçlanabileceği bir pozisyonda kalmayı yeğliyor" derdi.
Yorumsuz.
(Kaynak: Dünya Gazetesi | 18.07.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.