Çalışma hayatının yazarı olarak bir yazıya nasıl başlayacağım konusunda bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Öncelikle hayatını kaybeden emek şehidi kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Allah geride kalan herkese sabır versin.
Elbette teknik ve hukuki yorum için henüz erken. Acılar taze, olay sıcak, denetimler sonuçlanmadı ve teknik raporları henüz görmedik. Fakat şu an için söylenebilecek tek şey var. 2014 yılında dünyanın en eski üretim sektöründe yüzlerce işçimizi kazaya kurban verebiliyorsak, herkesin bunda payı var. Kimseye faturanın tamamını kesip vicdanımızı rahatlatamayız.
Denetim zaafı var mı?
Birkaç gündür katıldığımız hemen tüm radyo-TV yayınında bu soruldu. "Denetim yapıldığı ve mevzuata uygunluk tespit edildiği halde bu kaza nasıl olur?" Öncelikle devletin yapmış olduğu denetimler sadece o andaki fotoğrafı çekmek içindir. Müfettiş madene gelir, o günkü fiziki şartlara bakarak değerlendirme yapar ve raporunu düzenler. %100 mevzuata uygun raporu verilen madenden müfettiş çıktıktan birkaç dakika sonra büyük bir facia yaşanabilir.
Bu, yapılan denetimin eksikliğinden kaynaklanmayabilir. Örneğin denetim anında çalışan bir ortam ölçüm sistemi, birkaç dakika sonra devre dışı kalabilir ya da bir yerde beklenmeyen bir göçük olabilir. İşte bu yüzden kamu denetimi hangi sıklıkta olursa olsun yetersizdir, geçicidir. Çünkü Türkiye'de bütün işyerlerine müfettiş dikemez ve 365 gün orada tutamazsınız.
İşvereni şikâyet edecek ama...
Kamu denetimindeki yetersizliği sebebiyle 2012 yılında yasalaşan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda meslek profesyonellerinin yaygınlaştırılması benimsendi. Yani iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin tüm işyerlerinde sürekli denetim-gözetim yürütmesi öngörüldü. İSG personeli, gerektiğinde işvereni uyaracak ve işveren gerekli tedbiri almamışsa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na durumu rapor edecek. Yani kendi işverenini devlete şikâyet edecek! Fakat burada esaslı sorun; ücretini işverenden alan bir iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi, bu işvereni devlete şikâyet edebilir mi?
Geçelim işin bir başka boyutuna... İSG Yasası tüm çalışanlara, işyerinde iş güvenliği zafiyeti varsa, bu zafiyet giderilinceye kadar çalışmaktan kaçınma hakkı tanıyor. Peki, Türkiye koşullarında kaç çalışan işverene karşı "şu tedbiri alıncaya kadar ben senin işinde çalışmıyorum" diyebilir?
Şu halde, Soma faciasını bir milat yaparak;
- İş sağlığı ve güvenliği konusunda kurgulanan denetim modelini, özellikle meslek profesyonelleri açısından yeniden gözden geçirmek,
- İşçinin işverene karşı iş güvencesini iş sağlığı ve güvenliği konularını da kapsayacak şekilde yeniden tartışmak,
- Taşeron uygulamasının en azından çok tehlikeli sektörler için sorgulamasını yapmak,
- Sendikalılık ile iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları arasındaki ilişkiyi değerlendirmek,
- İş sağlığı ve güvenliğinin bir kültüre dönüşebilmesi için atılması gereken adımları
tartışmak zorundayız. Kısacası ne "bu işin kaderinde bu var" diyerek ne de "suçluyu buldum" kolaycılığına kaçarak mesafe alabiliriz.
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 16.05.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.