Hükümet yıllarca seçim yatırımı yapmamakla övündü. Gerçekten de geride kalan seçim dönemleri hükümetin mali dengeleri sarsacak nitelikte büyük seçim yatırımlarına başvurmadığını teyit ediyor. Tabi elektriğe, doğalgaza, suya yapılması gereken zamların ötelenmesi hatta iptal edilmesini, geniş kitlelere aktarılan yardımların her geçen gün daha da artırılmasını, hem kaynak getiren hem milyonlarca seçmeni rahatlatan vergi ve sigorta aflarını ve daha bir dizi 'yatırımı' saymazsak...
O zaman marj vardı!
Geniş seçmen kitlelerinin gönlünü kazanmaya dönük seçim yatırımları aslında ekonominin güçlü olduğu dönemlerde ya fark edilmiyor ya da pek fazla önemsenmiyor. 2002 sonrasını hatırlayın; küresel sermaye akın akın geliyor, devasa kurumlar özelleştirilip paraya tahvil ediliyor, vatandaş çılgınca tüketiyor, tükettikçe vergi gelirleri artıyor, özel sektör dışarıdan bulduğu borçlarla harıl harıl yatırım yapıyor...
Böyle bir dönemde seçmene yönlendirilmiş üçü-beşi kim arar? İşte tam da o dönemlerde, stand-by anlaşması gereği Türkiye'de bulunan IMF temsilcisini, bir resepsiyonda yakalamış ve "Seçim yatırımlarını IMF olarak nasıl değerlendiriyorsunuz" diye sormuştum. Aldığım yanıt, "Ekonomi, seçim yatırımlarına marj bırakacak düzeyde iyi gidiyor" olmuştu.
Peki ya bugün!
Bugün için aynı marjdan bahsedebilir miyiz? Dışarıdan yatırımcı sermaye gelmiyor. Ne bol paraya satabileceğimiz devlet kurumu kaldı ne de özelleştirme ihalelerinde bol para saçacak yatırımcı. Ekonomi durumu idare edecek kadar bile büyüyemiyor. Parası olan harcamıyor, kartla harcamak isteyene izin verilmiyor. Yavaş büyüme ister istemez vergi gelirlerini yavaşlatıyor. Merkez Bankası bile, dolaylı vergilerdeki artışın öne çekilmiş harcamalardan kaynaklandığını, dolayısıyla ileride bu artışın da olamayacağını, asıl şirketlerin ödemesi gereken Kurumlar Vergisi'nde ise yavaşlama görüldüğünü raporunda yazdı.
Ekonominin böylesine hassas dengeler üzerinde durduğu, her türden gelire ihtiyaç duyulduğu, en küçük bir harcamaya dahi tahammülün kalmadığı bir dönemde seçim yatırımı yapılabilir mi? Ne yazık ki yapılıyor ve seçmene dönük harcamaların daha nerelere ulaşacağı kestirilemiyor. Neler mi yapıldı?
Gereğinden fazla açılmış, yerel seçime bol para harcamaktan yorgun düşmüş borçlu belediyelere bütçeden ödül niteliğinde kaynak aktarımının önü açıldı. Normalde borçlu belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden pay gönderilmeden önce, borçlarından belirli oranında kesinti yapılır, kalan tutar gönderilir. Bu kesinti mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarında yapılmayacak. Para kesintisiz olarak belediyelerin kasasına konacak. Bu durum zaten kaynak ihtiyacı çeken bütçe için daha fazla açık demek.
Bu seçim daha çok müjde kaldırır
Özel sektörün borcuna Hazine garantisi getirildi. Amaç, büyük yatırımların devam ettiği/edeceği mesajını dost düşman bütün kesimlere, özellikle de seçmene verebilmek. Bu potansiyel dev yükün, Hazine'nin borçlanma maliyetlerini artırıp bütçeye ilave faiz yükü çıkaracağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu durumun Hazine bürokrasisinde ciddi rahatsızlığa neden olduğunu da belirtelim.
Vergi borçlularına af getirildi. Yenileri sırada. Meclis'te koca bir 'torba yasa' duruyor. Kim bilir o torba hangi yeni 'müjde'lerle doldurulacak? Daha dün sağlık çalışanlarına yıpranma geldi. Sosyal güvenlik sistemi kaldırır, kaldırmaz bilemem ancak Köşk seçimlerinin daha pek çok müjdeyi kaldıracağına kuşku yok...
(Kaynak: Bugün Gazetesi | 14.05.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.