Geçen hafta Kuşadası’ndaydık. 4 Nisan tarihinde Türkiye Haksız RekabetKongresi’ni gerçekleştik. Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik mesleğindeyapılan “haksız rekabet” uygulamalarını, 3 büyük panel, yaklaşık 2 bin 500 meslekmensubunun katılımıyla masaya yatırdık.
Meslek mensupları arasında yapılan haksız rekabet uygulamaları enine boyuna tartışıldı. Yapılması gerekenler ve çözüm önerileri üzerinde duruldu. Meslek mensuplarının haksız rekabet uygulamalarından kurtulabilmeleri için kaliteli hizmet üretip eğitime özel önem vermeleri gereği öne çıktı. Etik kurallar ve dürüstlük ilkesi için fikir birliği oluştu.
Buradan da anlıyoruz ki, meslek mensupları kendi aralarında yarattıkları haksız rekabeti eninde sonunda önler. Ancak kamu kurumları tarafından meslek mensupları aleyhine oluşturulan haksız rekabet ortamının kaldırılmasında ise esas görev yine o kurumlara düşer.
KGK’nin haksız rekabeti
Bu kurumlardan öne çıkanı Kamu Gözetimi Denetim ve Muhasebe Standartları Kurumu’dur. KGK, “uluslararası standartlara uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları’nı oluşturmak ve yayımlamak, bağımsız denetimde uygulama birliğini, gerekli güveni ve kaliteyi sağlamak, denetim standartlarını belirlemek, bağımsız denetçi ve bağımsız denetim kuruluşlarını yetkilendirmek ve bunların faaliyetlerini denetlemek ve bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yapmak” yetkisi ile kurulmuş bir “gözetim” kurumudur.
Oysa KGK, bağımsız denetim yetkilendirme şartlarını belirlerken meslek mensupları arasında büyük bir haksız rekabet yarattı
Öncelikle, 15 yıllık mesleki tecrübeye sahip olan meslek mensuplarının bağımsızdenetçi olabilmesi için KGK tarafından organize edilen eğitimlere katılma şartı getirdi. 3568 sayılı yasa çerçevesinde denetim yapma konusunda yetki almış ve bu yetkileri ruhsata bağlanmış olan meslek mensuplarının yeniden eğitime tabitutulmaları büyük bir haksız rekabet oluşturdu. Mesleğin tek anayasal örgütü TÜRMOB’dur ve bağımsız denetim konusunda zaten eğitime tabi tutulan meslektaş bu eğitimleri başarı ile tamamlamıştır.
İşin daha da kötüsü, 15 yıllık mesleki tecrübenin altındaki meslek mensuplarıaçısından yaratılan haksız rekabet ortamıdır. Bu meslek mensupları, eğitim şartının da ötesinde yeni bir sınavla baş başa bırakıldı. 3568 sayılı yasa ile öngörülen tüm sınavlarda başarılı olarak denetim yapabilme yetkisini alan meslek mensuplarına yaratılan bu haksız rekabet mutlaka kaldırılmalı.
Ya Maliye Bakanlığı!
Mali müşavirlerin haksız rekabeti önleyebilmesi ve tahsilat sorunundan kurtulabilmesiiçin serbest meslek makbuzu düzenlemesi gerekiyor. Tahsil edilmeyen paralar içindüzenlenen bu makbuzlar KDV’nin ödenmesini gerektiriyor. Bu da meslekmensuplarının henüz tahsil etmedikleri paralar için KDV’yi gündeme getiriyor ve haksız rekabet yaratıyor. Oysa Sayın Maliye Bakanımız, 3 yıl önce Meclis genel kurulunda “Sorunun farkındayız, bir an önce çözüm getireceğiz” değerlendirmesindebulunmuş ardından şu sözlerle övünmüştü: “Yılın ilk çeyreğinde 15.7 milyon e-beyanname alındı. Sisteme dakikada 2 bin giriş yapıldı. Mükelleflerimizin her geçen yıl daha fazla kullandığı e-beyanname sistemi ile kayıt dışılıkla daha etkin mücadele ediyoruz…”
Övünülen o sözlerin arkasında ise hiç tartışılmaz bir şekilde, özveriyle çalışan,gecesini gündüzüne katan meslek mensuplarımızın payı büyüktür. Özetle, meslek mensuplarımız aleyhine, KDV konusunda, yaratılan haksız rekabet artık sonlanmalı. O ünlü atasözümüz şöyle miydi: Yiğidi öldür, hakkını ver!
SOSYAL GÜVENLİK
Muhtar da SGK kapısında
30 Mart yerel seçimlerinin önemli bir ayağı da kuşkusuz muhtarlık seçimleriyle ilgiliydi. Son resmi verilere göre Türkiye’de muhtar sayısı 53 bin 405. İster eski, isterse yeni seçilmiş olsun muhtarları Sosyal Güvenlik Kurumu açısından yeni işler bekliyor
Öncelikle ilgili yasa gereği kaymakamlıklar, zorunlu sigortalı sayılan köy ve mahalle muhtarları için 30 Mart 2014 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu’na seçilmişse işe giriş bildirgesi, kaybetmişse işten ayrılış bildirgesi vermekle yükümlü. Köy ve mahalle muhtarı seçilen kişiler için bu süre, mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihten itibaren on beş gün içinde yapılmalı. Yasaya göre, muhtarlık görevi bitenler için yapılacak bildirim için de en geç on günlük süre var.
İdari para cezası
Peki, bildirimde bulunulmazsa ne oluyor? Cevabı basit. Mülki amirleri idari paracezaları bekliyor. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen kaymakamlara, işe giriş bildirgesi ile yeni kazanan her muhtarı bildirmediği için 1 asgari ücret ceza veriliyor. Aynı şekilde, kaybedenleri işten ayrılış bildirgesi ile bildirmeyen kaymakam da, 1/10 asgari ücret idari para cezası ödemekle yükümlü.
SORU- CEVAP
Tatil günleri yıllık izinden düşer mi?
Mayıs ayında 20 gün, yıllık izin kullanmak istiyorum. Tatilime denk gelen 1 Mayıs ve 19 Mayıs günleri yıllık izinden düşülecek mi? Hüseyin Kaynak
Yıllık izin kullananlar için ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatilleri yıllık izinden düşülmez.
(Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi | 10.04.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.