Hepimizin malumu olduğu üzere bindiğimiz otomobillerin fiyatının önemli bir kısmı vergilerden oluşuyor.
Gümrük, ÖTV, KDV, Damga Vergisi, harç vs. derken 20 bin TL maliyeti olan bir aracın 50-60 bin TL’ye satıldığını görüyoruz. Araçlardan alınan vergiler silindir hacmine göre değişiklik gösteriyor. Mesela 1600 cc altında silindir hacmine sahip araçlarda yüzde 45, 1600-2000 cc arasındaki silindir hacmine sahip araçlarda yüzde 90, 2000 cc silindir hacmini aşan araçlarda ise yüzde 145 oranında vergi alınıyor. Tüketiciler maalesef bu vergiyi ödemekle yetinmiyor. Ayrıca bu vergilerin eklenmesi ile çıkan tutar üzerinden tekrar KDV hesaplanıp tabiri caizse verginin vergisini de ödemek zorunda kalıyor. Bu inanılmaz durum sadece araçlarda geçerli değil. Beyaz eşyadan cep telefonuna, akaryakıttan sağlık ürünlerine kadar hemen her üründe verginin vergisini ödemek zorunda kalıyoruz. Yandaki 1. tabloda 57 bin TL’ye alınan bir otomobilden alınan vergileri görebilirsiniz. Hesaplamada sadece ÖTV ve KDV gibi vergileri dikkate aldım. İthalatta ödenen Gümrük Vergisi, harçlar, damga vergileri vs. işin diğer tarafını oluşturuyor.
Ülkemizde akaryakıt ürünlerinin çok pahalıya satıldığını hepimiz biliyoruz. Ülkemizde petrol kuyularının olmadığını kabul ediyoruz ama yine de bu durum, dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanmayı yeterince açıklamıyor. Akaryakıtta alınan vergiler de vergisiz fiyatın bir katından fazla. Diğer bir deyişle litre başına ödediğimiz ücretin yüzde 50 ile 65 arasında bir kısmı vergiden oluşuyor. Bunları gördükten sonra insanın ‘vergi daireleri kapansın benzin istasyonları artırılsın’ diyesi geliyor gerçekten. Yukarıdaki 2. tabloda da görüldüğü gibi akaryakıtın pompa satış fiyatının önemli bir kısmı vergi. Üstelik burada da ÖTV tutarı üzerinden KDV hesaplanıyor. Yani verginin vergisini burada da ödüyoruz.
Ülkemizde otomobiller için Motorlu Taşıtlar Vergisi, arabaların silindir hacmine göre hesaplanıyor. Bu yüzden eski model olup yüksek silindir hacmine sahip araçlardan yüksek tutarda vergi alınıyor. MTV vergileme sistemi ve uygulanan tarife büyük bir vergi adaletsizliğine yol açıyor. Mükellefler hasbelkader sahip oldukları araçların vergisini ödemek veya gerçek değerinin çok altında satmak tercihi arasında kalıyor. İşin aslına bakacak olursak araçlar üzerinden, yukarıda da belirttiğim üzere, o kadar çok vergi alınıyor ki, ayrıca mal varlığı vergilendirmesi kapsamında; yüksek sayılabilecek tutarda MTV’nin her yıl periyodik olarak alınması da araba sahipleri üzerinde ayrı bir yük oluşturuyor.
3000 silindir otomobile 130 dolar MTV
Bu verginin diğer bir olumsuzluğu yeni araç alımını cezalandırıcı etki göstermesi. Çünkü yeni araçlar daha yüksek tutarda vergilendiriliyor. Hâlbuki küresel ısınma ve enerji piyasasında yaşanan sıkıntılar daha düşük yakıt tüketen ve çevreci motoru olan araçların kullanımını teşvik etmeyi gerektiriyor. Bu durum ABD ve AB ülkeleri ile gelişmiş diğer ülkelerde böyle yürütülüyor. Mesela ABD’de 2000 model ve 3000 silindir hacimli aracın yıllık MTV vergisi 130 dolar civarında ve bizdeki gibi iki taksitte ödeniyor. Aynı silindir hacmine sahip ve aynı yaştaki bir aracın Türkiye’deki vergisi ise ABD’deki rakamın 20 katından fazla ve 2.700 dolar. Amerika’da vergi, aracın değerine göre hesaplanıyor. Belli bir asgari rakam üzerine her bin dolar için 25 dolar MTV eklenerek toplam ödenecek vergi bulunuyor. AB’de de durum farklı değil. Orada da düşük yakıt tüketen ve çevreci olma özelliği bulunan araçlardan Motorlu Taşıtlar Vergisi göstermelik denecek düşük düzeylere çekiliyor. Türkiye’deki çarpıklık, gelir elde eden şahısların ve şirketlerin az vergilendirilmesinden kaynaklanıyor. Geçen yıl şirketlerin ödediği Kurumlar Vergisi’nin toplam vergi gelirleri içindeki payı yaklaşık olarak yüzde 7,5 iken MTV’nin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 2,2’nin üstünde.
Otomotiv sektörünün sanayinin lokomotifi işlevini gördüğü unutulmamalı. Uzakdoğu ülkeleri dâhil birçok ülke ekonomilerini otomotiv sektörüne verdikleri destek ve teşviklerle ayağa kaldırdı. Genç nüfusu ile ülkemiz de araç ihtiyacını yoğun şekilde hissediyor. Bu ihtiyaçlar vergilerin hafifletilmesiyle daha kolay bir şekilde karşılanır. Çünkü bu sektörün vergi yükünün azaltılması hiç kuşkusuz yerli ve yabancı yatırımcıları yatırım yapmak üzere harekete geçirecektir. Bu yüzden özellikle Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin yeniden elden geçirilmesi ve düşük tutarlara çekilmesi lazım.
Ülkemizde de eski karayolu taşıma araçlarının ekonomik, güvenli, kaliteli ve çevreye duyarlı araçlarla kamu menfaatini gözetecek şekilde yenilenmesi gerekiyor. Bu tarz teşviklerin tüm araçlar özellikle binek otomobilleri için yapılması lazım. Çünkü insanımız daha iyisine layık. Bu çerçevede geçtiğimiz yıllarda yapılan ÖTV indirimine gidilebilir. Belli bir yaşın üstündeki aracı hurdaya çıkaranlardan ÖTV alınmaz veya düşük tutarda alınır.
Otomobil artık eskisi gibi lüks bir mal olarak kabul edilemez. Çünkü çağımızda gerekliliği tartışılmaz hale geldi, çok önemli ihtiyaçlardan birisi oldu. Bunlara ilaveten artık yatırım aracı da değil, aksine tüketim malı oldu otomobil. Bu yüzden önemli bir servetmiş veya mal varlığıymış gibi ele alınıp defalarca yüksek tutarda vergilendirilmesi günümüz gerçeklerine ters düşüyor.
(Kaynak: Zaman Gazetesi | 01.04.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.