Beyanname ve bildirim zorunluluğunu yerine getirmeyen mükelleflere usulsüzlük cezası uygulanıyor. Ancak bu cezanın kesilmesi için ceza kesileceği bildiriminin ardından verilen süre içinde mükellefin beyanda bulunmaması ve yanlış bilgi vermesi şartı aranıyor.
SORU: Vergi beyannamesini elektronik ortamda vermediğim için adıma Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesildi. Ancak söz konusu kanun maddesi uyarınca cezanın kesilebilmesi için önce durumun bize yazı ile bildirilmesi ve daha sonra da bize bildirilen bu durum karşısında bizim konuya ilişkin gerekeni veyahut isteneni yapmamamız halinde cezanın kesilmesi gerekmektedir. Vergi Dairesi'nin yapmış olduğu ceza kesme işlemi bu nedenle ne kadar doğrudur?
YANIT: Bilindiği üzere Vergi Usul Yasası’nın mükerrer 257. maddesinin 4.bendi uyarınca “... vergi beyannameleri ile bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya, kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek ve tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye” Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Diğer yandan Vergi Usul Yasası’nın mükerrer 355. maddesi ve aynı yasanın mükerrer 257. maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlardan 2007 yılında:
* Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.390-YTL,
* İkinci sınıf tüccarlar ile defter tutan çiftçiler ve kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 640-YTL,
* Yukarıda belirtilenler dışında kalanlar için ise 300- YTL,
Özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüş bulunmaktadır.
Aynı yasal düzenleme gereği olarak özel usulsüzlük cezasının kesilebilmesi için “... bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belgelerin ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilememesi hallerinde, haklarında aynı yasanın ceza hükümlerinin uygulanacağı hususlarını içeren yazılı bildirim yapılması koşulu getirilmiş olup” bildirim yapılmaksızın beyanname verilmediğinden usulsüzlük cezası kesilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. (Ankara 1. Vergi Mahkemesi E.No:2006/1, K.No:797) Bu karar Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin E.No:2007/2246, K.No:2007/2889 sayılı kararı ile kesinleşmiştir (V. Seviğ).
AKARYAKIT KARŞILIĞINDA ALINAN ÖDEME BELGESİ
SORU: Sahibi bulunduğumuz araçlar için aldığımız akaryakıt nedeniyle akaryakıt istasyonlarının vermiş olduğu fişlerin fatura ile değiştirilmesi isteğimiz devamlı reddedilmektedir. Bu nedenle akaryakıt istasyonlarının bize vermiş olduğu fişlerle almış bulunduğumuz akaryakıt bedellerini giderleştirebilir miyiz?
YANIT: Katma Değer Vergisi mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkındaki Yasa’nın uygulanması ile ilgili olarak yayımlanan 58 seri numaralı Genel Tebliği ile mükelleflerin ticari, zirai ve mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt bedeli karşılığında düzenledikleri ödeme kaydedici cihaz fişleri, gider belgesi olarak kabul edilmektedir.
Ayrıca Maliye Bakanlığı tarafından konuya ilişkin olarak yayımlanan 68 Seri numaralı tebliğ ile yapılan yönlendirme uyarınca da akaryakıt pompalarının bağlı olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle, otomatik olarak düzenlenen fişler fatura düzenleme tutarının altında veya üstünde olsa dahi “fatura yerine geçen belge” olarak kabul edilmiştir.
Buna göre; nihai tüketicilerin tüketim amacıyla, mükellef olanların ise ticari, zirai ve mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt karşılığında düzenlenen ve üzerinde “Taşıt veya Müşteri Tanıma Sistemi- Faturaya Dönüştürülecek” ibaresi bulunanlar hariç olmak üzere, söz konusu ödeme kaydedici cihaz fişleri üzerinde yazılı tutar ne olursa olsun, fatura yerine geçen belge olarak kabul edilmektedir (V. Seviğ).
POST MAKİNASINDAN İŞLETME LEHİNE ÇEKİŞ
SORU: Geçtiğimiz yıl hesaplarımız üzerinde yapılan incelemelerde, kullandığımız POST makinesi ile çekilmiş olan işlemlere ilişkin fatura düzenlemediğimiz ve bu makine ile yapılan işlemleri tam olarak kayıtlarımıza intikal ettirmediğimiz gerekçesi ile hakkımızda cezalı olarak yapılan tarhiyata Vergi Mahkemesi nezdinde dava açmış bulunuyoruz.
Çünkü biz zaman zaman POST makinesi ile kendi mali olanaklarımız el vermediği için, kendimiz adına da çekiş yapmak zorunda kalmıştık. Bu durumu inceleme elemanına ifade etmemize ve tutanağa dahil ettirmemize rağmen dikkate alınmadığını gördük.
Konu hakkında bizi aydınlatır mısınız?
YANIT: Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde “Kredi kartı, bankalar tarafından, müşterilerine gerek mal ve hizmet alışverişi, gerekse nakit çekişi sağlamak maksadıyla verilen belli bir limit dahilinde taşıyıcılarına, bedelini daha sonra ödemek kaydıyla alışveriş yapma imkanı sağlayan gayri nakdi bir kredi aracı olup, kredi kartının esas kullanım alanı mal ve hizmet alışverişi olduğundan bir ticari işletmenin hesap döneminde elde etmesi gereken hasılatın hesabında kredi kartı ile yapılan mal ve hizmet satışına ilişkin elde ettiği hasılatın da dikkate alınması gerekmektedir.” Bu bağlamda kredi kartının bizzat işyeri sahibi tarafından finansman ihtiyacı için kullanılması halinde bu durumun kanıtlanması külfeti mükellefe aittir. (Danıştay 3. Daire E.No:2004/1601, K.No:2005/1589)
Eğer söz konusu inceleme sırasında zaman zaman kendinize ait kredi kartlarını kendi finansman ihtiyacınız için de kullandığınızı ifade ederek bu durum tutanağa geçirtmiş bulunuyorsanız, söz konusu özel durumun yargı aşamasında dikkate alınması mümkündür.
YARGI KARARLARINDA
TEBLİĞ
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2005/64 K.2005/121 T.22.4.2005
Davacı, uyuşmazlığa konu ödeme emirlerinin dayanağını oluşturan ihbarnamelerin kendisinin işyerinde bulunmadığı bir sırada “...” isimli bir bayana tebliğ edildiğini ve kendisinin tarhiyattan dava açma süresinin sona ermesinden sonra haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emirlerinin iptalini istemişse de; davacı tarafından tebliğ zarfında yer alan adresin kendisine ait olmadığı yönünde bir iddiada bulunulmamış olması, iş saatleri dahilinde “personel ...” kaydıyla imza karşılığı tebliğ edilen evrakın, kendisinin bulunmadığı sırada tanımadığı bir şahıs tarafından teslim alınmasının da normal ve mutad olmaması sebepleriyle, usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olan ihbarnameler dolayısıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık yoktur.
Danıştay 7. Dairesi E.2002/425 K.2004/1316 T.17.5.2004
Defter ve belge istenilmesine ilişkin yazının davacıya ait işyerinde davacının yeğenine tebliğ edilmesine karşın defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediğinden bahisle yapılan tarhiyat, defter ve belge isteme yazısının tebliğ edildiği şahsın davacının çalışanı olduğu yolunda yapılmış bir tespit olmaması, dolaysıyla da davacıya usulüne uygun yapılmış bir tebligattan bahsedilemeyecek olması sebebiyle yerel mahkemece iptal edilmişse de; defter ve belge isteme yazısı davacının işyeri adresi yazılarak tebliğe çıkarılmış ve bu adreste yeğeni olduğu belirtilen şahsa tebliğ edilmiş olduğundan ve tebliğ edilen adreste tebligatı alan kişinin aksi kanıtlanmadığı sürece tebligatı almaya yetkili olduğunun kabulü gerekeceğinden, defter ve belgelerin ibraz edilmediğinden bahisle indirimlerin reddi suretiyle yapılan tarhiyat hukuka uygundur.
Danıştay 4. Dairesi E.2003/1554 K.2004/686 T.7.4.2004
İlgili dönem beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle yapılan re’sen tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin, bilinen adreslere tebliğ edilememesi nedeniyle ilanen tebliğ yoluna gidilmiş, ödeme emirleri ise iflas masasına tebliğ edilmişse de; davacı kurumun iflas ettiği tarihten itibaren yapılacak tüm tebligatların iflas masasına yapılması gerekirken olayda kanuna uygun olarak tebliğ yapılmadığından ve usulüne uygun tebliğ edilmeyen ihbarnameler nedeniyle kesinleşen bir kamu alacağından bahsedilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin iptali gerekmektedir.
Danıştay 4. Dairesi E.1999/4568 K.2000/4962 T.29.11.2000
Vergi Usul Kanununda, tahakkuk fişi dışındaki vergilendirme ile ilgili diğer bütün belgelerin ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta yoluyla ilmühaberli - taahhütlü olarak tebliğ edileceği, tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı hükme bağlanmıştır. Olayda, kanundaki bu düzenlemeye uyulmayarak köy aza’sına tebliğ edilen bilgi isteme yazısının usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş olması, davacının İdare’ye bilgi vermiş olması ve bilgilerin gerçeği yansıtmadığı hususunda somut veriler ortaya konmamış olması sebepleriyle, Vergi Usul Kanunu'nda öngörülen bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE
TİCARİ KAZANÇ
1. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28.5.2007 tarih ve 10866 sayılı özelgesi;
“Kamyonet, minibüs vb. araçlar nakliyecilik faaliyetinde kullanılabilecek araçlar olmakla beraber, şahsi ihtiyaçlar ve ticari faaliyet niteliğinde olmayan bir kısım faaliyetler içinde kullanılabilmektedir. Bu sebeple, trafik bürosunda hususi araç olarak kayıtlı olması ve ticari olarak kullanıldığına ilişkin herhangi bir tespitin olmaması şartı ile sahip olunan kamyonetten dolayı mükellefiyet tesisi gerekmez.”
2. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 1.5.2007 tarih ve 13658 sayılı özelgesi;
“Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında, gayrimenkul satışından elde edilen kazanç, kazancın elde ediliş biçimine göre, ya ticari kazanç ya da diğer kazanç ve irat olarak vergilendirilir. Özel inşaat yapımında ise gayrimenkullerin şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması ve ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurlarının açıkça bulunması, yapılan faaliyetin ticari sayılması için yeterlidir. Dolayısıyla, ticari kazanç açısından gayrimenkul alım-satım ve inşa işlerinin ticari bir organizasyon içinde yapılması, devamlılık kasdı ve niyeti taşıması veya muamelede çokluk olması halinde bu faaliyetin ticari kazanç kapsamında inşaat işi olarak kabulü gerekip, bu faaliyetler neticesinde doğan kazancın GVK’nun ticari kazanca ilişkin hükümleri çerçevesinde vergiye tabi tutulması gerekir.”
3. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 25.4.2007 tarih ve 8282 sayılı özelgesi;
“Sigorta Prodüktörleri Yönetmeliği’nin 3. maddesinin (e) bendinde prodüktör; sigorta ettiren ve sigortacıya bağlı olmaksızın, çeşitli sigorta dallarında sigorta sözleşmesi yapmak isteyenlere bilgi vererek sözleşmenin şartlarını müzakere ve tehlikenin konusuna ve özelliğine göre sigorta teklifnamesini hazırlamada yardımcı olan ve ayrıca rizikonun takdirine etkili, kendisince bilinen hususları da sigorta şirketine bildirmek suretiyle aracılık hizmeti ifa eden geçek ve tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı yönetmeliğin 9. maddesine göre gerçek kişi prodüktörlerin, bu işi mutad meslek halinde yapmaları zorunludur. Yönetmeliğin bu düzenlemesi karşısında, gerçek kişi tarafından ticari bir organizasyon içerisinde ve devamlı olarak yürütülecek olan sigorta prodüktörlüğü faaliyetinden elde edilen kazancın da ticari kazanç hükümleri doğrultusunda vergilendirilmesi gerekir.”
4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 29.1.2007 tarih ve 1549 sayılı özelgesi;
“Arsa üzerinde kat karşılığında bina inşa edilmesi gayesi ile müteahhid ile imzalanan sözleşme gereğince, kat irtifakı kurulduktan sonra müteahidin sahip olacağı daireler kendisine teslim edilecektir. Müteahidin kendisine kalacak olan daireleri tapuda kendi adına tescil ettirilmeden önce arsa sahibinden alacağı vekâlet ile satması halinde, bu satıştan dolayı tapuda dairelerin arsa sahibi adına gözüküyor olduğundan bahisle arsa sahibinin gelir vergisi yönünden mükellefiyeti söz konusu olmaz. Ancak müteahidin, tapuda adına tescil edilmeden yapılan satıştan elde edeceği kazanç için vergilendirilmesi gerekir.”
5. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 11.12.2006 tarih ve 23997 sayılı özelgesi;
“Park sorununu çözmek üzere apartman yönetim kurulu kararı ile hizmetten yararlanan ve birden fazla aracı olan malik ve kiracılardan fazladan park edecek araçlarından, geliri apartmanın işletme projesi bütçesine dahil etme şartı ile park ücreti alınması, faaliyetin ticari faaliyet olarak nitelendirilmesine engel teşkil etmez. Zira, faaliyeti yürütmek üzere oluşturulan organizasyonun kazanç sağlama potansiyeline sahip olduğu açıktır. Bu nedenle, apartman yönetimince yürütülen faaliyetin, adi ortaklık halinde yürütülen ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekir.”
SÖZÜN ÖZÜ
Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.
Özdemir ASAF
YENİ YAYINLAR
Giderler ve indirimler
1140 sayfa
Yaklaşım Yayıncılık
Bu hafta tanıtmak istediğimiz kitap, gelir ve kurumlar vergisi kanunları çerçevesinde giderleri ve indirimleri irdelemek üzere Gelirler Eski Genel Müdür Yardımcısı Recep Bıyık ile Gelir İdaresi Başkanlığının Eski Daire Başkanı Aydın Kıratlı tarafından kaleme alınmış bulunan “Giderler ve indirimler” başlıklı kitabın beşinci basısı. Kitapda 2000’den fazla yargı kararı özelge çerçevesinde ticari, zirai ve mesleki kazancın tespitinde, ücretlerin gerçek ve safi tutarının tespitinde, gayrimenkul ve menkul sermaye iratlarının tespitinde, diğer kazanç ve iratların tespitinde, indirilen ve indirilemeyen giderler, beyannamede yapılacak indirimler, kurum kazancının tespitinde uygulanacak giderler ve kazançtan indirim konusu yapılacak kalemler irdelenmekte. Kitabı edinmek isteyenler yayımcı kuruluş olan Yaklaşım Yayınları'na (0312.439 43 43) müracaat edebilirler.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 04.07.2007)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.