İş güvencesi sistemi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun çok önemli bir kurumudur. Yargı kararlarıyla uygulaması yerleşen bu sistemin SGK uygulaması içerisinde işten ayrılış bildirgesi uygulaması da oldukça önemlidir. İşe iade davasına evirilen sürece geçiş öncesinde, işveren tarafından iş sözleşmesi feshedilen işçinin işten çıkışı hakkında 10 günlük yasal süresinde verilen işten ayrılış bildirgesi, işe iade davası sonucunda iş mahkemesi ya da Yargıtay tarafından verilen işe iade kararı ile hükümsüz hale gelmektedir. Bu nedenle işe iade davası sonunda işe başlatılmayan sigortalıların işten ayrılış bildirgesinin de mevcut son duruma göre yeniden verilmesi gerekmektedir. Bu uygulama hakkında 2013/11 sayılı Genelgede yapılan değişiklikler, 2014/5 sayılı SGK Genelgesi'yle yapılmıştır. Bu genelgede yer alan açıklamalardan yararlanarak bu konudaki uygulamayı ele alacağım.
İş güvencesi uygulaması kapsamında 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21'inci maddesinde, işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verilmesi halinde, işverenin, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunda olduğu, işçinin başvurusu üzerine bir ay içinde işe başlatılmaması halinde işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödeneceği, işçinin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu, bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise işverence yapılmış olan feshin geçerli bir fesih sayılacağı ve işverenin sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olacağı hükmü bulunmaktadır.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 25/7'nci maddesi (RG.21.08.2013/28742) ile açmış olduğu dava sonucunda işe iade davasını kazanan sigortalıların işverence işe başlatılmaması halinde işverenlerce işten ayrılış bildirgesinin verilme süresi düzenlenmiş olup, işverenlerin sigortalı personelin işe başlamak için işverene yaptığı başvurusuna ilişkin tebligatın alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar işten ayrılış bildirgelerini vermeleri halinde bildirge yasal süresi içinde verilmiş sayılacağından işverenlere işten ayrılış bildirgesinin geç verilmesi nedeniyle idari para cezası uygulanmayacaktır.
Örnek olarak bir çözümleme yapılırsa: 13.02.2013 tarihinde işverence geçerli sebep gösterilmeden işten çıkarılan ve aynı tarih itibariyle işverence işten ayrılış bildirgesi düzenlenerek kuruma verilen sigortalının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21'inci maddesine göre açtığı işe iade davası, 30.10.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Sigortalı, 31.10.2013 tarihinde işverene işe başlatılmak üzere müracaat etmiştir. Sigortalının tebligatının aynı tarihte işverene ulaşmış olduğu varsayıldığında sigortalıyı işe başlatmamaya karar veren işverenin dört aylık ücret ödeyeceği sürenin son günü olan 13.06.2013 tarihine göre düzenleyeceği işten ayrılış bildirgesini 2013 yılı Kasım ayı sonuna kadar kuruma vermesi gerekmektedir. Bu süre içinde verilen işten ayrılış bildirgesi nedeniyle idari para cezası uygulanmayacaktır. Ünitece mahkeme kararı gereğince işlem yapılacağından 13.02.2013 tarihinde verilen işten ayrılış bildirgesi de yersiz durumda verilmiş olduğundan ilgili programdan mahkeme kararı seçeneği seçilerek silinecektir. Sigortalının işe başlamaya ilişkin tebligatının 07.11.2013 tarihinde işverene ulaştığı varsayıldığında 14.06.2013 tarihine göre düzenlenecek işten ayrılış bildirgesinin 2013 yılı Aralık ayı sonuna kadar işverence verilmesi halinde işten ayrılış bildirgesine idari para cezası uygulanmayacaktır.
İşe iade davası sonrasında işe başlatılmayan işçi hakkında işten ayrılış bildirgesi belirtildiği şekilde verilmesi halinde cezaî işlem yapılmayacaktır.
SGK uygulamaları kapsamında işe iade işlemleri konusunda derli toplu düzenleme metni oluşturulması gereği henüz yerine getirilebilmiş değildir. Bu nedenle işveren uygulamalarında bazı tereddütler, yine e-bildirge yapısı içerisinde yaşanabilmektedir. Bu konuda bütün unsurların birlikte ele alındığı işlemler düzenlemesi, mümkünse öncelikle ayrı bir genelge ile gerçekleştirilmelidir. Bu düzenlemede oluşturulacak belge düzenine de yer verilmeli; hazırlanıp verilecek belgelerin tanzimi hususları da bu metinde detaylıca açıklanmalıdır. Bu takdirde uygulamada tereddütler de giderilmiş olacaktır.
(Kaynak: Yeni Şafak | 17.03.2014)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.